Alıntılar
İslam’la ilgili çok fazla aleyhte propaganda yapıldığı için din anlatıldğında bir çok insan kendisinin felakete davet edildiğini sanıyor. Gülmeyecek, müzik dinlemeyecek, hiçbir yere bakmayacak, kadınları yarım bilecek, sanatla ilgilenemeyecek, yıllarca kılmadığı namazları kılacak, yıllarca tutmadığı oruçları tutacak, bakımlı olamayacak, modern giyinemeyecek, temiz olamayacak, okumayacak, düşünmeyecek sanıyor. İslam’ı anlatabilmek için önce tüm bu ön yargıyı ortadan kaldırıp, sevecenlikle insanlara yaklaşıp güzel sözle anlatmak lazım. İnsanlara dini öyle bir gösterdiler ki; Müslüman garibandır, eziktir, kendini uyuşturmuştur, kendini kandırır, hurafeler içinde boğulur, sevgi merhamet şefkat bilmez, kadınlara saygısı yoktur diye kafalarına yerleşmişti. İslam denince sakalı kesen öldürülür, içki içen öldürülür, namaz kılmayan öldürülür, kadınlar insandan sayılmaz, düşünmek yoktur, araştırmak yoktur, resim müzik heykel yoktur sanıyorlardı. Bu imajın Kuran’a uygun olmadığını biz her yönüyle ortaya koyduk. Kuran’daki din özgürdür, insanlara bunu gösterdik. İnsanlarla din arasındaki engeli kaldırdık. Müslümanlık deyince insanların aklına gül şerbeti, mevlüt okunması, takunyalı yaşlı amcalar, bakımsız kadınlar, eğitimsiz cahil insanlar, en küçük bir hatada ölüm cezası veren bir dehşet sistemi geliyor. İslam’ı yaşadığında hayatın tüm güzelliklerinin elinden alınacağını sanıyor. Basık havasız camiler, yaşlı dedeler, ne dediği anlaşılmayan yoğun bir mevlüt sesini hatırlıyor. Halbuki İslam yaşandığında süper kaliteli gençler, eğlence, neşe, müzik, dans, en ufak bir şey olduğunda birbirlerine yardımcı olan, kimsenin kimseyi mahcup etmediği, sürekli dostluk ve arkadaşlık bağı olan, kimsenin namusuna şerefine zarar gelmeyen, genç kızların gece yarısında güven içinde sokakta gezebildiği, ultra modern hastaneler, ultra modern restoranlar, zevkli eğlence mekanları olan, herkesin namazını kıldığı, ibadetini neşeyle yaptığı, güzellikler için şükrettiği, hayatın dolu dolu yaşandığı bir sistem olmalı.