İncil ve Tevrat'ta Hz. İsa (as)'ın Yeryüzüne Dönüşü

Daha önceki bölümlerde Hz. İsa'nın gelişi konusunun Hıristiyanlık için çok önemli olduğunu belirtmiştik. Bunun sebebi Kitab-ı Mukaddes'i oluşturan Eski Ahit (Tevrat ve Musevilerin diğer kutsal yazıları) ve Yeni Ahit'te (dört İncil ve diğer risaleler) ahir zaman ile ilgili açıklamaların olmasıdır. Özellikle Hz. İsa'nın gelişi konusu İncil metinlerinde önemli yer tutar.

Tevrat ve İncil'de gelecekte olacak olaylarla ilgili olarak çeşitli izahlar yapılmıştır. Bilindiği gibi günümüzdeki Tevrat'ta Hz. İsa'nın adı geçmemekte, ancak Hz. Davut soyundan kurtarıcı bir Mesih'in geleceği bildirilmektedir. Ayrıca Tevrat'ın bazı bölümlerinde az da olsa son zamanlarda olacak olan olaylardan bahsedilmektedir. İncil'de ise bu konularda özellikle de Hz. İsa'nın ikinci gelişi, bunun işaretleri ve son zamanlar hakkında çok sayıda açıklamaya rastlamak mümkündür.

Kuran ayetlerinde bizlere Tevrat ve İncil'in zaman içinde tahrif edildikleri ve bu nedenle de içlerinde çeşitli yanlış inanışlar barındırdıkları haber verilmektedir. Yani bu kitaplarda hak bölümler olabileceği gibi insanlar tarafından eklenmiş, hatalı bilgiler de bulunmaktadır. Bu nedenle de Tevrat ve İncil'de yer alan açıklamaları Kuran ayetleriyle ve Peygamber Efendimiz (sav)'in hadisleriyle uyumlu oldukları ölçüde değerlendirmeye almak gerekmektedir. Ancak aşağıdaki örneklerde de görüleceği gibi ahir zaman ve Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişiyle ilgili haberlerin büyük bir kısmı, İslami kaynaklarla büyük bir paralellik göstermektedir. Tevrat'ta Hz. İsa'nın insanlara peygamber olarak gönderilişine dair işaretler bulunduğu gibi, ahir zamandaki ikinci kez gelişine dair belirtiler de mevcuttur. Ancak Yahudilerin büyük bir kısmı Hz. İsa'yı gönderilen Mesih olarak kabul etmemiş, ona diğer peygamberlerden bazılarına yaptıkları gibi olmadık eziyetler uygulamışlardır.

Allah Bakara Suresi'nde şu şekilde buyurmaktadır:

Andolsun, Biz Musa'ya kitabı verdik ve ardından peşpeşe elçiler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz? (Bakara Suresi, 87)

Mesih olarak Hz. İsa'yı kabul etmeyen Yahudiler, geleceğini umdukları "gerçek Mesih"i halen beklemektedirler.

... "Meryem, doğrusu Allah Kendi'nden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir..."
(Al-i İmran Suresi, 45)

Hıristiyanlar hem Tevrat'ı, hem de İncil'i kendilerine kaynak kutsal kitap olarak gördüklerinden son zamanlarla ilgili konuları bu iki kitabı birlikte yorumlayarak açıklamaktadırlar. İncil incelendiğinde, Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişinin temel konulardan birisi olduğu görülmektedir. Bu açıklamalarda Hz. İsa'nın gelişinden önce ve sonra belirecek doğa olayları, toplumsal hadiseler anlatılmaktadır. Günümüzde Peygamber Efendimiz (sav)'in de hadislerinde detaylı olarak bildirdiği bu alametlerin çoğunun önceki zamanlara kıyasla dikkat çekici tarzda ortaya çıktığına şahit olunmaktadır. (Detaylı bilgi için Bkz: Kıyamet Alametleri, Harun Yahya, Kültür Yayıncılık, 2001) İlginç olan söz konusu işaretlerin biri veya ikisinin değil, hemen hepsinin birbiri peşi sıra günümüzde ortaya çıkıyor olmasıdır. Böylece içinde yaşadığımız zamanın söz konusu ahir zaman olduğunu, başta İslami kaynaklara göre, hem de Tevrat ve İncil'e dayanarak söylemek mümkündür.

Tevrat'ta vaat edilen Mesih

Tevrat'ta geleceği vaat edilen, gelişi ve yapacakları hakkında birçok bilgi verilen "Mesih", Kuran'da da belirtildiği gibi, Hz. İsa'dır. Beklenen kişi için, "Mesih" kelimesi dışında, Melik, Rab (efendi-eğitmen), Menahem gibi farklı sıfatlar kullanılmıştır.

Tevrat'ta Mesih'in gelişinden bahsedilirken onun dünyada kuracağı hakimiyete sıkça değinilir. Milletlere hükmetmesi, Hz. Davud'un soyundan olması ve ona benzemesi (Hz. Davud da kendi zamanında ulaşabildiği tüm bölgelerde hakimiyet kurmuştu) Mesih'in temel özelliklerindendir. Fakat Hz. İsa ilk gelişinde savaşlar yapmamış, yalnızca peygamberliğini insanlara açıklamış, mucizeler göstermiş ve Allah'ın kendisine vahyettiği mesajları tebliğ etmiştir. Bu durumda Tevrat izahlarının bir kısmının Mesih İsa'nın ikinci gelişine baktığını söylemek mümkündür.

Mesih ile ilgili Eski Ahit'te (Tevrat ve diğer kutsal yazılar) çok sayıda izah vardır. Tamamına burada yer verilmemiş, fakat fikir vermesi amacıyla birkaç örnek aktarılmıştır:

... Rab dünyanın uçlarına hükmedecektir; ve kralına kuvvet verecek, ve Mesihinin kuvvetini yükseltecektir. (1. Samuel 2:10)

Ve kralların günlerinde göklerin Allah'ı ebediyyen harap olmayacak bir krallık kuracak ve onun hakimiyeti başka bir kavme bırakılamayacak ve bu krallıkların hepsini O parçalayacak ve bitirecek, ve Kendisi ebediyyen duracak. (Daniel, 2: 44)

İşte, kendisine destek olduğum kulum... Ruhumu onun üzerine koydum; milletler için hakkı meydana çıkaracaktır. Bağırmayacak ve sesini yükseltmeyecek ve onu sokakta işittirmeyecek. Ezilmiş kamışı kırmayacak, ve tüten fitili söndürmeyecek, hakkı hakikate erdirecek. Ve dünyada hakkı pekiştirinceye kadar zayıflamayacak ve cesareti kırılmayacak ve adalar onun şeriatini bekleyecekler... Ben, Rab, seni doğrulukla çağırdım, ve elini tutacağım, ve seni koruyacağım, ve kör gözleri açasın, mahpusları zindandan, ve karanlıkta oturanları hapishaneden çıkarasın diye seni kavme ahit, milletlere ışık olarak vereceğim. (İşaya, 42: 1-7)

Tevrat izahlarından, gelecek olan Mesih'in, kendisiyle mücadele edecek bütün yönetimlere karşı üstün geleceği anlaşılmaktadır. Bu mücadelesinin sonucunda ezilmiş, kör, karanlıklarda, zindanda olarak tasvir edilmiş insanlık alemine hakikatlari göstererek onları ışığa kavuşturacaktır.

O, sana Kitab'ı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat'ı ve İncil'i de indirmişti. (Al-i İmran Suresi, 3)

Diğer vasıfları da şöyle anlatılmıştır:

Ve onun zevki Rab korkusunda olacak; Ve gözlerinin gördüğüne göre hükmetmeyecek, ve kulaklarının işittiğine göre karar vermeyecek; fakat fakirlere adaletle hükmedecek, ve memleketin hakirleri için doğrulukla karar verecek... (İşaya, 11: 3-4)

Hz. İsa'nın ikinci gelişindeki hakimiyeti sırasında nasıl hükmedeceğine ilişkin bu Tevrat izahları Kuran'da tarifi yapılan peygamber vasıflarıyla da büyük uyum göstermektedir: Hz. İsa adaletli, doğru karar veren, sözleri çok etkili ve hikmetli, Allah'a sadık bir yönetici olacaktır. Bu vasıflara sahip üstün bir hükümdarın eliyle Allah yeryüzünde huzur ve barışın yaşanmasını nasip edecektir.

Tevrat'ta Allah'ın varlığı ve birliğine olan imanın hakim olacağına dair şunlar anlatılmaktadır:

"Ve o gün vaki olacak ki ışık olmayacak, ışıldayanlar kararacak; fakat Rabbin bildiği bir gün olacak; gündüz de olmayacak; gece de olamayacak ve vaki olacak ki akşamlayın ışık olacak ve o günde vaki olacak ki, Yeruşalim'den (Kudüs) diri sular çıkacak onların yarısı şark denizine, yarısı garp denizine akacak; yazın da kışın da böyle olacak. Ve bütün dünya üzerinde Rab kral olacak; o gün Rab bir, ve ismi bir olacak." (Zekeriya, 14: 6-9)

Deccal'in Hz. İsa tarafından öldürülmesinden sonra Allah'a şirk koşan fikir sistemleri de tamamen son bulacaktır. Tevrat izahlarında da bu açıkça görülmektedir. Tevhid inancı tüm dünyaya hakim olacaktır.

"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim. Artık Allah'tan korkup bana itaat edin." (Al-i İmran Suresi, 50)

Tevrat'ta bu dönemin diğer özelliklerini anlatan birçok benzetmeler yapılmıştır:

"Ve kurt kuzu ile beraber oturacak, ve kaplan oğlakla beraber yatacak; ve buzağı ve genç aslan ve besili sığır bir arada olacak; ve onları küçük bir çocuk güdecek. Ve inekle ayı otlanacak; onların yavruları birlikte yatacak; ve aslan sığır gibi saman yiyecek. Ve emzikteki çocuk kara yılanın deliği üzerinde oynayacak, ve sütten kesilmiş çocuk elini engerek kovuğu üzerine koyacak. Bütün mukaddes dağımda zarar vermeyecekler ve helak etmeyecekler; çünkü sular denizi nasıl kaplıyorsa, dünya da Rab bilgisi ile dolu olacak." (İşaya, 11: 6-9)

Bu tasvirler Hz. İsa'nın ikinci gelişinden sonra hadislerde tarifi yapılan Altınçağ'ın özellikleri ile de çok büyük bir benzerlik göstermektedir. (Detaylı bilgi için Bkz. Altınçağ, Harun Yahya, Vural Yayıncılık)

Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci gelişi ile ilgili İncil açıklamaları

Hz. İsa'nın dönüşüne ilişkin İncil'in 210 bölümünde 318 farklı açıklama vardır. Aşağıda bazılarına yer vereceğimiz bu açıklamalarda Hz. İsa'nın Allah Katına alınışı ve yeryüzüne geri geleceğine dair çok açık ifadeler bulunmaktadır:

"... Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye gelip sizi yanıma alacağım." (Yuhanna, 14: 2-3)

... Sizden göğe alınan bu İsa, göğe çıktığını nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir. (Elçilerin İşleri, 1: 11)

Bunun için size, `İşte Mesih çölde' derlerse gitmeyin. 'Bakın, iç odalarda' derlerse inanmayın. Çünkü İnsanoğlu'nun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır. (Matta, 24: 26-27)

Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu, ummadığınız bir saatte gelecektir. (Matta, 24: 44)

Mübarek ve tek Hükümdar, kralların Kralı, Rablerin Rabbi, ölümsüzlüğün tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir insanın görmediği ve göremeyeceği Tanrı, Mesih'i belirlenen zamanda ortaya çıkaracaktır. Onur ve kudret sonsuza dek O'nun olsun. Amin. (Timoteusa 1. Mektup, 6: 15-16)

Bundan böyle, doğruluk tacı benim için hazır duruyor. Adil yargıç olan Rab, o gün bu tacı bana, ve yalnız bana değil, O'nun gelişini özlemle beklemiş olanların hepsine verecektir. (Timoteos'a 2. Mektup, 4: 8)

Göksel Egemenliğin bu müjdesi tüm uluslara bir tanıklık olmak üzere bütün dünyada duyurulacak, ve son o zaman gelecektir. (Matta, 24: 14)

"O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek. İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler." (Matta, 24: 30)

"Melekler 'Ey Celileliler, neden göğe bakıp duruyorsunuz?' diye sordular. Sizden göğe alınan bu İsa, göğe gittiğini nasıl gördünüzse, aynı şekilde geri gelecektir." (Elçilerin İşleri, .1: 11).

"Oysa bizim vatanımız göklerdedir. Ve oradan Kurtarıcı olan ... İsa Mesih'i bekliyoruz." (Filipililere Mektup, 3: 20).

"İşte, bulutlarla geliyor! Her göz onu görecek...." (Vahiy, 1: 7)

Kardeşler, bilgiçliğe kapılmanızı önleyecek şu sırdan habersiz kalmanızı istemem: İsraillilerden bir bölümünün yüreği, diğer uluslardan kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya dek nasırlaşmıştır. Sonunda bütün İsrail kurtulacaktır. Yazılmış olduğu gibi: "Kurtarıcı, Siyon'dan gelecek ve Yakup'un soyundan tanrısızlığı uzaklaştıracaktır. (Romalılara Mektup, 11: 25-26)

İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yapraklarını sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu (İsa) yakındır, kapıdadır. (Matta, 24: 32-33)

İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak. (Matta, 25: 31)

Daha önce de vurguladığımız gibi Hz. İsa'nın ikinci gelişiyle meydana gelecek bu hakimiyet, adaletin, zenginliğin, güzel ahlakın hakim olduğu bir dönem olacaktır. Bu konuda İncil'in çeşitli bölümlerinde verilen bilgilerden bazıları şunlardır:

"Ne mutlu halim olanlara; çünkü onlar yeri miras alacaklar. (Matta, 5: 5)

Bunun için siz şöyle dua edin: ...Egemenliğin gelsin. (Matta, 6: 9-10)

İnsanlar doğudan batıdan, kuzeyden güneyden gelecek ve Tanrı'nın Egemenliğinde sofraya oturacaklar. Ve işte, sonuncu olan bazıları birinci olacak, birinci olan bazıları da sonuncu olacak." (Luka, 13: 29-30)

Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık...
(Hadid Suresi, 27)

Hz. İsa'nın ikinci gelişi ve bu dönemde meydana gelecek olan din ahlakının dünya hakimiyeti ile ilgili açıklamalarda İslam dini ile Hıristiyanlık ve Yahudilik arasında büyük bir uyum olduğu açıktır. Bu uyum, üç dinin mensuplarının da büyük bir bekleyiş içinde olmalarına vesile olmuştur. İşte içinde bulunduğumuz dönem, bu mucizenin gerçekleşmesinin en çok beklendiği ve belki de en yakın olduğu dönemdir. Bu ise bütün inananları şevklendirecek büyük bir müjdedir.