Herşeyi mükemmel bir uyum içerisinde ve insanın yaşamına ve canlılığın devamına uygun olarak var eden Allah'tır. İlginç olan bunu göremeyen ve şaşırtıcı bulan insanların durumlarıdır.
Evrendeki yıldızların ve diğer ışık kaynaklarının hepsi değişik boyda ışın yayarlar. Bu farklı ışınlar, dalga boyuna göre sınıflandırılır. Farklı dalga boyları geniş bir yelpaze oluşturur. En küçük dalga boyuna sahip olan gama ışınları ile, en büyük dalga boyuna sahip olan radyo dalgaları arasında 1025'lik (onüzeriyirmibeş) bir fark vardır. Buradaki mucizevi yön ise, Güneş'in yaydığı ışınların tamamına yakınının, bu 1025'lik yelpazenin tek bir birimine sıkıştırılmış olmasıdır. Bu daracık alanda, yaşam için gerekli olan yegane ışınlar bulunmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, dalga boylarının olağanüstü derecede geniş bir yelpazede dağılmış olmalarıdır. En kısa dalga boyu, en uzun dalga boyundan tam 1025 kat daha küçüktür. 1025, 1 rakamının yanına 25 tane sıfır eklenmesiyle oluşan bir sayıdır:
10, 000, 000, 000, 000, 000, 000, 000, 000 şeklinde yazabileceğimiz bu sayının büyüklüğünü daha iyi kavramak için bazı karşılaştırmalar yapmak yerinde olur. Eğer 1025 tane iskambil kağıdını üst üste dizsek, Samanyolu Galaksis'inin çok dışına çıkıp gözlemlenebilir evrenin yaklaşık yarısı kadar bir mesafe gitmemiz icap eder.
1025'te 1 ihtimal hiç bir tesadüfle açıklanamaz. Bu kadar hassas bir dengeyi, Güneş'i ve tüm canlıları birbirleriyle uyum halinde yaratan, üstün akıl sahibi olan Allah kurmuştur.
Evrendeki farklı dalga boyları, işte bu kadar geniş bir yelpaze içine dağılmıştır. Güneş ışınları, bu geniş yelpazenin çok dar bir aralığına sıkıştırılmıştır. Güneş'ten yayılan farklı dalga boylarının % 70'i, 0.3 mikronla 1.50 mikron arasındaki daracık bir sınırın içindedir. Bu aralıkta üç tür ışık vardır: Görülebilir ışık, yakın kızılötesi ışınlar ve biraz da yakın morötesi ışınlar.
Peki acaba neden Güneş'in ışınları bu daracık aralığa sıkıştırılmıştır?
Cevap son derece önemlidir: Güneş ışığı bu daracık aralığa sıkıştırılmıştır, çünkü Dünya üzerindeki yaşamı destekleyecek olan ışınlar, sadece bu ışınlardır.
İngiliz fizikçi Ian Campbell, Energy and the Atmosphere" (Enerji ve Atmosfer) adlı kitabında bu konuya değinmekte ve "Güneş'ten yayılan ışınların, Dünya üzerindeki yaşamı desteklemek için gereken çok dar aralığa sıkıştırılmış olması gerçekten çok olağanüstü bir durumdur" demektedir. Campbell'e göre bu durum, "inanılmaz derecede şaşırtıcı"dır.
Herşeyi mükemmel bir uyum içinde ve insanın yaşamına ve canlılığın devamına uygun olarak var eden Allah'tır. İlginç olan bunu göremeyen ve şaşırtıcı bulan insanların durumlarıdır. Bu ışık aralığı aslında çok küçük ve üzerinde fazla düşünülmeyen bir mucizedir ve tek başına bile Allah'ın bir delilidir. Oysa evren, galaksiler, Güneş Sistemi, Dünya, denizler, atmosfer ve tüm canlıların hepsi birer Yaratılış delilidir. (www.evreninyaratilisi.com )
Allah herşeyin bir uyum içinde olduğunu ve bunların üzerinde düşünülmesini bize bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır." (Bakara Suresi, 164)