.jpg)
Allah sevgisini ve bundan kaynaklanan sevgi çeşitliliğini yaşamayan insanların ortak özelliği ise, fiziksel anlamda hasta olmasalar da, bu kimselerin hastalıklı bir görüntüye sahip olmalarıdır. Vücut, insanın ruhundan aldığı emirle hastalanmaya, sıkılmaya, halk arasında bezginlik olarak tarif edilen ruh haline eğilim gösterir. Örneğin böyle insanların yürüyüş şekilleri de önemli bir belirtidir. Canlı, şevkli bir ruhla değil, eğik durarak, bıkkın bir görüntü sergileyerek yürürler. Aynı şekilde ruhlarındaki bu önemli boşluk seslerine de etki eder. Rahat, huzurlu, canlı ve neşeli değil, kötü ve dinleyene sıkıntı veren bir ses tonuyla konuşurlar.
Oysa Allah sevgisini coşkun bir şekilde yaşayan bir kişinin, yürüyüşü sesi, bakışı bu modelden çok farklıdır. Allah’a olan sevgisinin gücüyle her tavrı, sesi, bakışları daima şuurlu, akıllı ve dikkatlidir. Allah’ı seven, Allah’ın yarattıklarına karşı da sevgiyle, muhabbetle, sevginin verdiği dikkatle bakar.
Ruhlarında sevginin eksikliğinden kaynaklanan boşluğu yaşayanlar, fiziksel anlamda canlı olmalarına rağmen, hem bedenen hem ruhen bu canlılıktan uzak bir görünüm sergilerler. 
Samimi Müslümanların, Allah’ın verdiği en büyük nimetlerden birisi olan “sevgi gücünü” çok iyi kullanmaları ve Allah rızası için sevgiyi yaşamada önlerindeki tüm engelleri kaldırmaları gerekir. En büyük engellerden birisi kişinin bu konuda iradesini kullanmayıp ruhunu tembelliğe alıştırmasıdır. Allah’ın verdiği bu imkanı gereği gibi değerlendirmeye yanaşmamasıdır.
Örneğin insanın önünde bir boya tenekesi olduğunu düşünelim. Onun içinden parmağıyla alıp boya yapmaya kalksa ne denli yetersiz kalacağı ortadadır. Bunun yerine tüm imkanlarını kullanarak bol bol aldığında ise, hem zamanı, hem boya
yı en iyi şekilde değerlendirip, amacına da en hızlı şekilde ulaşacaktır.

Müslümanın Allah’ın tecellilerini severken de ruhunu en derin güçte kullanması; sözleriyle, samimiyetiyle, tavırlarıyla bu sevgisini en mükemmel şekilde ortaya koyması gerekmektedir.
SONUÇ
Gerçek ve samimi sevgi; Allah’ın yalnızca Müslümanlara verdiği, dünyada ve sonsuz ahiret hayatındaki en büyük nimetlerden birisidir. Allah’ın rızasını amaç edinmeyenler ve Kuran ahlakını yaşamayanlar için, gerçek sevgi onların hiçbir zaman ulaşamayacakları büyük bir nimet kaybıdır. İnsanların birçoğu sevginin taklidini yapıp, sevgiyi yaşıyormuş gibi görünmeye çalışabilirler. Ancak herşeyin yaratıcısı olan Yüce Rabbimiz Allah, Allah sevgisini yaşamayan ve iman etmeyenlere bu sevgiyi vermeyeceğini, ancak iman edenler için bir sevgi kılacağını Kuran’da kesin bir gerçek olarak şöyle bildirmektedir:
“İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96)