Sayın Adnan Oktar’ın 6 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından
İZLEYİCİ SORUSU: Homoseksüelliği engelleyecek formül sizce nedir?
ADNAN OKTAR: Kadınların bakımlı, güzel sokaklarda gezmeleri, dekolte, kadın güzelliğinin iyi vurgulanması ki insanlar, erkekler kadınlara hayran olsunlar. Sadece kadınlarla evlenmeyi, kadınları sevmeyi kafalarına koysunlar. Ama sokakta patates gibi kadınları gezdirirsen sen, erkek gibi sakalı-bıyığına karışmış, o zaman işte oğlan çocuklarına gidip musallat oluyorlar. Homoseksüel oluyorlar. Çünkü onlar bu sefer mini etek giyiyor, peruk takıyor, bilmem ne yapıyor falan. Çünkü kadına müsaade etmiyorlar ama homoseksüellere müsaade ediyorlar. Baldırını-bacağını açıyor, kaşını-gözünü boyuyor ama kadın bakımlı olduğunda ona engel oluyorlar. Halbuki kadın makyajlı olacak, bakımlı olacak, güzel, çekici olacak. Dışarıda da öyle gezecek. Erkek imrenecek, keşke evlensem, değil mi? Keşke helalim olsa diye imrenecek. O zaman aklının ucundan bile geçmez. Ama sen muşmula gibi kadınları karşısına çıkartmaya kalkarsan veyahut cinselliği baskı altına alırsan, korkutursan, kadına sakın yanaşma, sakın bakma, işte adını bile anma, düşünme, yanına yanaşma, sesini duyma, oturduğu yere oturma ama erkeklerle de istediğin gibi beraber olabilirsin. İşte baldırına-bacağına da bakarsın, duşta da beraber olursun dersen, ondan sonra da 19 misli kadından daha da tarih edicidir dersen erkeğe, ondan sonra çocuklar homoseksüel oluyorlar. Ve gece-gündüz filmlerle de teşvik ederlerse, bütün televizyon kanallarında olmasa da, çok büyük bölümünde homoseksüellik çok makbul bir şey gibi gösteriliyor. Aileler falan da mesela en mazbut aileler biliyoruz, homoseksüel çıkıyor, bütün ailece seyrediyorlar. Beraber homoseksüellerle resim çektiriyorlar aileler. Yani onu bir gurur meselesi olarak görüyor homoseksüelle resim çektirmeyi. Mesela bir Nakşibendi Şeyhi ile resim çektirmeyi onur kırıcı görürken, homoseksüelle resim çektirmeyi onur olarak görüyor.
Dolayısıyla kadın güzelliği kırıldığı için genç kızlar korkuyor. Saç-baş bakmıyor kızlar. Makyaj da yapmıyorlar, dekolte de giyinmiyorlar, erkek gibi giyiniyorlar. O zaman onları mecburen erkeklere yöneltmiş oluyorlar. Erkeklere de mini etek giydiriyorlar. Kadın gibi konuşturuyorlar, kadın makyajı yaptırıyorlar. Pembe peruklar bilmem, rengarenk peruklar falan. O zaman erkekler onlara yönelmiş oluyor. Aklı da zayıf olunca, imanı zayıf olunca rahatça netice alabiliyorlar.
O yüzden deccaliyetin bu oyuna karşıi karşı atak kadını helal olan varlık olarak özgür yaşatmaktır. Yani kadına imrenme, kadını beğenme, kadına hayran olmanın kapısının açılması lazım. Kadını göremezse adam, hiç kadın göremezse kadını bilmiyor ki istesin kadını zaten. Sokakta kadın olmaz diyor. Çıksa da her yeri kapalı olacak diyor. Gözü de yerde olacak diyor. Başı zaten kapalı, yüzünü de görmeyeceksin diyor, konuşmayacaksın da. E bu durumda zaten kadından hiç muhatap olamıyor. Yani kafasında bir kadın imajı olmuyor ki kadına karşı istek duysun. Kadınla evlenmeye karşı içinde bir arzu kalmıyor, istek kalmıyor. Çünkü ortada kadın yok. Düşüneceği bir varlık yok ortada. Sadece erkek gösteriliyor. Erkeklerle aynı odada kalıyor, aynı yerlerde yaşıyor. Yurtlarda beraberler, okullarda beraberler. İşte baldır-bacağı açık, o zaman erkeğe doğru arzu duymaya başlıyor.
Bir de teşvik var, 19 misli daha etkileyicidir diyor (oğlan çocuğu). Bir de gizlice birçok hoca fetva veriyor homoseksüelliği helal gösteriyorlar. Yani acayip sapıklık yayılmış durumda gelenekçi kesim içerisinde. Hiç ummadığımız yerlerde homoseksüellik yaygın. Mesela Suudi Arabistan'da okullarda yüzde yetmiş, İran'da da okullarda yüzde yetmiş, akıl almaz yüksek. Gelenekçi sistemin hakim olduğu, kadınların baskı altına alındığı yerlerde homoseksüellik patlama yapıyor. Yani inanılmaz boyutlara çıkıyor. Mısır'da mesela muazzam yüksek homoseksüellik. Suriye'de, Irak'ta akıl almaz boyutlara ulaşmıştı. Yani Avrupa'da falan yok bu kadar homoseksüellik. Kadınlar nerede baskı altına alınırsa orada homoseksüellik bela olarak yayılıyor.