Sayın Adnan Oktar'ın 20 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: İslamiyet’i öğrenmek ve yaşamak için ne yapmak gerekir?
ADNAN OKTAR: Allah seni hayır içerisinde, bereket içerisinde, sağlık sıhhatle yaşatsın. Cennetiyle seni sevindirsin. Girdin mi cennete bir daha çıkmayacaksın. Kapısından girdin mi bir daha çıkmak yok. Kapı değil de tabii insanın aklına metal bir kapı geliyor. Değil yani. Yani cennet bizim şaşıracağımız gibi bir yer.
İslamiyeti öğrenmek ve yaşamak için ne yapmak gerekir?
Öğrenmek ve yaşamak. Bir etrafına bak, bir elips ekran var elips. Tam yüzümüzün karşısında duruyor böyle. Burası rengarenk, bak insanlar var, bardak var, fincan var. Her şey süslü ve çok düzgün, kitaplar var. Yani bir güç bunu yapmış, gösteriyor ve renkte film olarak gösteriyor. Ve üç boyutlu üstelik derinlikli. Bir de bak, dokunuyorum ve dokunma diye bir his var, birisi içimdeki birisi bunu dokunma diye duyuyor. Mesela kahvenin kokusunu alıyorum. Bu kokuyu bilen biri var. Çok acayip bir şey bu. Gören, gözsüz görüyor kardeşim. Yani akıl durduracak bir şey bu. Gözsüz gören biri var benim içimde gözsüz gören. Kulağı olmadığı halde duyan var, duyuyor birisi duyuyor. Bir de duyma diye bir olay var.
Şimdi sen bunu fark ettiğinde ve samimi olduğunda zaten Müslüman olmuş olursun. Ondan gerisi zaten çok kolay ne var, yani Müslümanlık, parmakla sayılır haramlar, şunlar şunlar. Zaten zararlı şeyler onlar da. “Şunları yapmayın” diyor Allah sayıyor. Bir de namaz var o kadar. Oruç, sağlığı uygunsa bir de oruç tutuyor. Hac zaten eğlenceli, zevkli bir şey. Giden için çok zevkli, çok güzel.
Ama asıl işte şu ekranı çözmek çok önemli. Ekrana yorum çok önemli, akıllıca yorum. Yalnız tabii Allah bizi belirli bir gaflet içinde yaratır. Çok berrak olursa aklımız Allah korkusundan ölebiliriz. Yani çok şiddetli korku duyarız. Onun için Allah bize bir ülfet veriyor ülfet. Mesela bu fevkaladeliği sakin karşılıyoruz. Normalde heyecandan ölür insan dayanamaz buna. Bünyenin kaldıracağı bir şey değildir bu. Ama ülfet verdiği için sakin karşılıyoruz. O ülfet de gitmez insandan. O bir nimet olarak verilmiştir. Sakin karşılamamız için veriliyor. Çünkü zayıf yaratılıyoruz. Özellikle zayıf yaratıldık. E bir de onun üstüne böyle bir şey, beden kaldırmaz bunu, kaldırmıyor. Ama ülfetle bakıldığında, ülfetin iki faydası var; hem ülfeti yarmaya gayret ederken ibadet oluyor. Hem de bizi dengelemiş oluyor ülfet. Yoksa, ben hayret ediyorum insanlar nasıl buna dayanıyor bu sisteme? Bunu gördüğü halde daha hala bana, adam şu şöyle diyor.. Ben hanım arkadaşımız için demiyorum, onu tenzih ediyorum, bana çok ilginç sorular soruyorlar. Bu görüntüyü gördükten sonra konu kaldı mı? Bak bunun üstüne ne olur yani? Allah'a inanayım mı, inanmayayım mı? Veyahut ne diyor işte, şey olmanın bir mahsuru var mı ateist olmanın, deist olmanın? Bu görüntü görerek bunu bana nasıl soruyorsun? Ha şuurun kapalıysa tamam ayrı mesele. O zaman tamam o ayrı olur.
Şu görüntüyü gör ve çok samimi ol, ondan gerisi tamam. Namaz zaten çok kolay yani kolayın kolayı ama Kuran'daki şekliyle kılınan namaz. Yani gelenekçilerin tarif ettiği şekilde kılarsan içinden çıkamazsın. Ne abdest alabilirsin ne namaz kılabilirsin. Ben gelenekçilerin dediği tarzda abdest alacaktım. Üç yüz küsur sayfa, baktım olacak gibi değil. ‘Parmak aralarında hilallerken şu duayı okuyacaksın’ diyor. ‘Şunu okurken şu, şunu okurken şu.’ “Ben” dedim “anlıyorum, sünnetini yapamayacağız” dedim yani. Müstehapları var, hiç olacak gibi. Bir de menduplar var. Yapılacak bir şey değil. Bir insanın gücüne yeteceği gibi bir şey değil.
Cennette kusur, hastalık olmayacak.
Şimdi burada mesela alerji oluyor, başı ağrır, işte gözü ağrır, saçında bir sorun çıkar, parmağında her şey bitmez yani tükenmiyor. Ama cennette bunların hiçbiri olmaz. Mesela ben her insana bakıyorum, akıl almaz sorunları oluyor. Bir tane iki tane değil. Mesela şunu şunun için kullanıyorum diyor. Bunu bunun için kullanıyorum. Bin bir türlü insanlarda konu çıkıyor durduk yere. Bir bahar geliyor, adam hapşırmaya falan başlıyor. Yani mucize. Olması için hiçbir neden yok. Görünmeyen bir şey. Mesela diyor ki; bir grip saldırı var aman dikkat edin. Ya bana hiçbir şey olmaz diyor. Halbuki çoktan almış o gribi. Görünmeyen bir şey yani durduk yere. Mucize. Buranın özelliği. Cennette grip falan, görüntü niye grip olsun? Yani filmde görünen bir görüntünün grip olmasının mantığı var mı?
