Sayın Adnan Oktar'ın 26 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: İslam'da ruhbanlık var mıdır?
ADNAN OKTAR: İslam'da tabii ki ruhbanlık yok. İnsanlar Allah'a yardımcı olacağız, daha iyi kendimizi ifade edeceğiz gibi görünmekle beraber şeytanın sinsi bir oyunu. Diyor ki Allah'ı madem çok seviyorsunuz, onun için daha çok acı çekin o zaman diyor. Daha çok namaz kılın. Daha çok oruç tutun. Daha çok zikir edin. Mesela diyor ki Evrenesoğlu: “12 saat zikir yapmanız lazım günde” diyor, 12 saat. Adamı delirtecek bir şey bu. Adam yıllarca 12 saat günde zikir yaparsa ne olur? 12 saat sürekli Allah, Allah, Allah diyor, sabahtan akşama kadar. Akıl hastası olur, Allah esirgesin. “Ondan gerisini de namazla geçireceksin” diyor.” Kaza borçlarını ödeyeceksin” diyor. Delirtecek misin sen adamı? Öyle namaz-ibadet olur mu? Öyle din olur mu?
Din son derece kolay. Sen o vaktini güzel olaylara ayıracaksın. Sen onu yaparken evin leş gibi, sokak leş gibi, yemeklerin leş gibi, üstün başın leş gibi habere zikir çekiyorum diyorsun. Allah sana onu demiyor. Allah senin temiz, kaliteli, iyi, güzel olmanı, akıllı olmanı istiyor. Ve etrafa güzellik saçmanı istiyor.
Dolayısıyla ruhbanlık bir facia, yani Katolik din anlayışının insanlara getirdiği bir azap, şeytandan bir oyun, şeytanın ciddi bir belası. Allah tabii bütün Müslümanları inşaAllah Mehdiyet vesilesiyle şeytanın bu sinsi alçak tuzağından kurtaracak.
Çünkü bak adam Allah adına yaklaşıyor diyor ki: “günde 12 saat zikir çekeceğim ben” diyor. Ya diyorsun sen niye 12 saat zikir çekiyorsun. Git evini temizle, üstünü-başını.. “Sen Allah'ın zikrinden mi rahatsız oluyorsun?” diyor. “Bak ben 12 saat zikirden bahsediyorum sen rahatsız oldun bak dikkat edersen” diyor. “Bir de beni şeytana uymakla itham ediyorsun. Sen şeytana uyuyorsun” diyor. Karşı atak görüyor musun? Yani şeytanın atağı çok muazzamdır. Çok incedir oyunları. Münafığın yöntemi de böyledir. Münafığın aynı yöntemi. Dolayısıyla bu oyuna karşı çok çok dikkatli olmak lazım.
Hadid Suresi 27. ayette Cenab-ı Allah: “Sana onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiriyle ardınca gönderdik.” Yani peygamberlerin yolunda peygamberleri yüzyıllar içerisinde peş peşe gönderdik ya Allah. “Meryem oğlu İsa'yı da arkalarında gönderdik. Ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerine bir şefkat ve merhamet kıldık.” Hakikaten çok merhametli ve şefkatlidir Hristiyanlar. “Türettikleri, -uydurdukları, kendi çıkardıkları- ruhbanlığı ise,” işte o Katolik din anlayışını ise- “biz onlara emretmedik,” biz böyle bir şey söylemedik. “Ancak Allah'ın rızasını aramak için kendileri şeytanın etkisinde kalarak bunu türettiler. Ama buna da gerektiği gibi uymadılar.” Yapıyor mu, uymadılar. “Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecelerini verdik. Onlardan birçoğu fasık olanlardır.” Yani Allah'ın dinine uymayanlardır.