Kıyametin de ölümün de Müslümanları rahatsız edecek hiçbir yönü yoktur. Müslüman eğer kendisine zulüm yapılacağına yahut acı çekeceğine inanırsa bu Allah'ın gücüne gider. Çünkü Allah diyor ki, "Bana güven. Sen iyiysen sana bir zarar gelmez." Mümin daima Allah'a hüsnü zan edecek.
Bütün mesele Allah’a candan teslim olmaktadır, Allah’ı sevmektedir. Öyle oldun mu sen yavaş yavaş yoluna doğru ilerlersin. Hızlı gitmeye çalışırsın ama Allah senin hızlanmana müsaade etmez. Mehdiyet yavaş gelişen bir sistemdir. Mehdi talebeleri de yavaş gelişirler. İstedikleri kadar can atsınlar ne yaparlarsa yapsınlar Allah o süreyi doldurtur.
(A9 TV; 19 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Mehdiyet’in özü hikmet ve samimiyettir. Edebi, sükseli konuşmalar insanlara şarkı türkü gibi gelir, hiçbir etkisi olmaz.
(A9 TV; 19 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Zannediyorlar ki İslam böyle büyük harcamalar, büyük faaliyetler, organize hareketler, işte el altından bir şeyler yapmak, öyle hakim olur. Kuran’a bakın, İslam’ın hakimiyeti hep metafiziktir. Bütün mesele samimi olmaktadır.
(A9 TV; 19 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Mehdiyet’e yardım edilir. Mehdiyet iddiasıyla ortaya çıkılmaz. Dikkatlice bakın tarihe, hepsi hezimetle bitmiştir. Ama Mehdiyet’e yardım iddiasıyla çıkan herkesin; Allah yollarını açmış ve hepsi bahtiyar olmuştur.
(A9 TV; 19 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Suni Mehdilik hareketlerinin hepsi yıkılır. Çünkü bu, Mehdiyet’le alay demektir. Allah başına geçirir. Her suni Mehdi adayı hezimetle netice alır.
(A9 TV; 19 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Eğlence, İslam, Kuran, yemek-içmek, her şey; hayat tek bir bütündür. İslam'dan ayrı olan bir hayat yoktur. Yani "bir kısmı İslami, bir kısmı İslami olmayan" olmaz. Her nefesinde İslam vardır; eğlenirken, gülerken, uyumada, yatmada, kalkmada; aklına gelen her yerde İslam vardır. İslam'ın olmadığı bir yer gaflet demektir, perişanlık demektir.
(A9 TV; 19 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Biz son derece modern bir ülke olursak, çok aydın bir ülke olursak, kadın haklarında en ileri dereceye gelirsek, bilimde, sanatta, estetikte, kalitede seçkin olursak dünyanın en güçlü ülkesi oluruz. Ama öbür türlü Ortadoğu çizgisinde kalan bir ülke olacağız, gelen vurur giden vurur, mahvoluruz Allah esirgesin.
(A9 TV; 18 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
İman zafiyetinde kişi duyarsız olur. İslam’ı yayma heyecanı olmaz. Allah’tan korkma gücü olmaz. Kendi çıkarının, kendi dertlerinin peşinde olur. Bu büyük bir felakettir.
(A9 TV; 18 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
İnsanların imanı zayıf olunca Fas’ta, Tunus’ta, Cezayir’de, Libya’da Müslümanların öldürülmesi, ezilmesi, Darwinist eğitim verilmesi onu ilgilendirmiyor. O sadece içgüdülerle hareket ediyor. Nerede düğün var, ona bakıyor. Nerede eğlence var, nerede keyif yapabilir, yani macera peşinde oluyor. İman zafiyetinin en büyük felaketi bu duyarsızlık.
(A9 TV; 18 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
İngilizler Osmanlı'yı yıkmak için Darwinizm'i ortaya çıkardılar ve akıl almaz bir darbe vurdular. Bütün dünyayı felâketin içine sürüklediler, paramparça ettiler, mahvoldu dünya. Hem 1. Dünya Savaşı çıktı hem 2. Dünya Savaşı çıktı. İki savaşın da temelinde Darwinizm vardır. Çünkü Marksist düşünce, faşist düşünce her ikisi de Darwinizm kökenli felsefedir.
(A9 TV; 18 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
PKK’nın gelişme sebebi Darwinizm’dir, askerimizin polisimizin şehit edilmesinin en temelinde yine Darwinizm vardır. Bütün hastalığın kökeni budur.
(A9 TV; 18 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Kabir azabı diye bir şey yok. Öldüğünde başka bir boyuta geçersin. Öldüğün anda sana mümin olduğun hemen hissettirilir, hemen anlarsın. O duyduğun huzurdan, rahatlıktan hemen anlarsın. Bir de Allah kuluna zulmetmez, öyle bir şey yok. Haşa, Allah öyle adaletsiz zulüm anlayışında değildir. Sonsuz akıldır, sonsuz merhamettir.
(A9 TV; 17 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Türkiye’ye, Türklere yapılan oyun, Türkiye’nin çok modern, çok kaliteli, kadın haklarına önem veren, sanata bilime değer veren yapısıyla bozulabilir. Onun dışında bu oyun tıkır tıkır işliyor gibi görülüyor; Türkiye bağnazlığın karanlığına doğru çekiliyor.
(A9 TV; 15 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Bağnazlıkta evler kalitesiz olur, arabalar kalitesiz olur, sokaklar kalitesiz olur. Akılalmaz bir yozluk her yeri sarar. Kumaşların kalitesi bozulur, resmin kalitesi bozulur, yiyeceklerin kalitesi bozulur, her şey kütleşir. Bağnazlık kütlüğü, kalitesizliği savunuyor. Büyük bir tehlike bu. Buna karşı çok dikkatli olmak lazım.
(A9 TV; 14 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Biz samimi davranmakla mükellefiz. Allah samimi olanlara cehennem içinde cennet yaratır. Müslümanları hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Bunların hepsi gizli birer Kuran mucizesidir. İman ehli bunu anlar, Allah'ın gizli işaretlerini görür ama gaflet ehli bunları görmez.
(A9 TV; 13 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Allah Kendi yolunda olanlara bereket verir, ferahlık verir; kötü niyetli olanlara da bela veriyor, dert veriyor, görüyorsunuz. Allah hayır yolda olanların önünü açar. Bu bir mucizedir. Kendi yolunda ilerlemek isteyenlere Allah alabildiğine yolları kolaylaştırıyor.
(A9 TV; 13 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Kuran okunduğunda insan tam akıllı oluyor. Akıl kitabıdır Kuran. Beyinde aklın oluşmasına sebep olan bir nurdur. Normalde beyinde akıl oluşmuyor. Zeka oluşur sadece. Kuran’la beyin bağlantıya geçtiğinde akıl oluşuyor. Bunun dışında akıl mümkün değil oluşmuyor. Sadece zeka gelişir.
(A9 TV; 13 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Peygamber (sav)’de müthiş bir dürüstlük ve efendilik var. Bütün ömrü boyunca devam etmiş. Peygamberliğinin ana delillerinden bir tanesi o. Her şey makul, her şey dengeli. İnsanın tahammül edemeyeceği olaylarda müthiş sabrediyor. Hayret edecek bir affetme gücü var. Hayret edecek bir nezaket ve efendiliği var.
(A9 TV; 13 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Yalan herhangi bir olay değildir. Pisliktir, insanın yüzünü karartır, aklını alır, çirkinleştirir.
(A9 TV; 13 Aralık 2015)
Adnan Oktar
-
Yalan söylemek bir delilik türüdür ve insanların ilgisini çekmek için, insanları eğlendirmek için cahil kesimde özellikle görgüsüz kesimde çok yaygındır. Bu bir delilik türü olduğu için ve insanı aşağılattığı için hiçbir insanın buna yanaşmaması lazım. İnsanların dikkatini çekeceğim diye yahut bilmişlik yapacağım, büyüklüğünü göstereceğim diye yalan söylemek adiliktir.