Nasıl deccal az bir kuvvetle İslam alemine hakim oluyorsa Hz. Mehdi (as) da az bir kuvvetle hercü merc olmuş bir dünyayı birleştiriyor, az bir kuvvetle dünyaya hakim oluyor. Hep böyle Allah’ın kanunu.
Mutlaka Risale-i Nur’dan okuyun. Çünkü orada bir ruh var, Sahabe ruhu var, samimi Müslüman kişiliği var. Bunu diğer eserlerde pek bulamazsınız.
Beynimin içinde görüyorum. Beynimin içinde kim yaratıyor? Allah yaratıyor. Benim sevgim kime o zaman? Allah’a. Bağımsız olarak ben bir varlığı sevemem. Yalan söylemiş olurum, kendimi kandırırım. Onu Allah’ın yarattığını görüyorum çünkü.
Bir geminin kaptansız gitmesi mümkün değil. Dalgalar gemiyi bir oraya vurur, bir buraya vurur. İslam alemi de şu an kaptansız gemi gibi. Bir gidiyor kayalara çarpıyor, bir fırtınaya tutuluyor, mahvoluyor.
İslam aleminin başı olsaydı Afganistan’ın işgal edilmesi mümkün müydü? Irak’ta böyle sel gibi kan akması, Suriye’de kan akması mümkün mü? Hiçbir şekilde olmaz. Müslümanların başı olmadığı için bu katliam şiddetli şekilde devam ediyor.
Dünya üzerinde şu an yaklaşık 1.8 milyar Müslüman yaşıyor. Müslümanların 1924’ten beri fiilen bir başları yok. Hristiyanların var, Musevilerin var, Masonların var, herkesin var. Bir tek Müslüman aleminin yok. Bu olmaz.
Türkiye merhametin üstadı. Mülteciler denizlerde, dağlarda o insanlar nasıl ızdırap acı çekiyor, Avrupa'nın ileri gelenleri muhatap dahi olmuyorlar. En yüksek merhameti gösteren, Türkiye. Sadece İstanbul’da bile tüm Avrupa’da olandan daha fazla mülteci var. Milletin merhametine bakın. En fazla mülteciyi biz aldık ve elimizden gelse hepsini alacağız.
Küfrün içinde yaşayamaz münafıklar, münafıklarla birlikte yaşayabiliyorlar. Özel bir kavimdirler. Onların alçaklığı daha derindir. Onun için de cehennemin en derin tabakasına gönderiliyorlar.
Kafir münafıktan üstündür. Daha ehvendir kafir. Çünkü kafir dürüst davranıyor, söylüyor “ben dinsizim” diyor. Münafık öyle değil, müminlerin içerisinde gizler kendini, alçaklık yapar. Onlardan hem menfaat umar, hem istihbarat sağlayıp onları ezdirmeye çalışır. Küfürle işbirliği yapıp onları ezdirmeye çalışır.
İmanda, var olan her şeyin sahibi olan, sonsuz güç olan Allah’a bağlanıyorsun. Acayip rahatsın. Gök taşları gökte kuzu geziyor gibi mümin için. Ama dinsiz için dehşet saçan canavarlar onlar. Mesela yerin altındaki magma bizim için ılık bir süt gibi. Ama dinsiz için bir cehennem, onu cayır cayır yakacak bir cehennem. Biz sadece Allah’tan korktuğumuz için gönlümüz rahat. Biz yerin altındaki magmadan çekinmiyoruz, sadece Allah’tan korkuyoruz. Allah’ın onu nasıl idare edeceğini biliyoruz biz, magmanın Allah’ın emrinde olduğunu biliyoruz. Magmanın her atomunun Allah’ı zikrettiğini biliyoruz. Hepsi Allah’a boyun eğmiş.
PKK’lıların yüzündeki dehşet, acı, ıstırap, yüzlerindeki çirkinlik neyle açıklanabilir? Bomboş bir kafa, tesadüfen var olduğuna inanıyor. Kainatta neler olacağını hiç tahmin edemiyor, bilemiyor. Dünyayı -haşa- bir kaos olarak görüyor kendi deyimiyle. Dehşet verici bir hayat olarak görüyor. Gelecek korkunç, geçmiş korkunç onun için, hayatı korkunç. Her an her şey olabilir. Dünyaya her an bir şey çarpabilir, kendine her an bir şey olabilir. Tam bir dehşet içinde, yalnızlık ve çaresizlik içinde yaşıyor.
Mümin, Allah’ı andığında, Allah’ı sevdiğinde kalbi ferahlıyor. Mümin bunu yaşıyor, görüyoruz. Hakikaten mutlu, hakikaten sağlıklı. Eline yüzüne bakıyoruz bayağı nurlu, bütün her yeri huzur içerisinde, kalbi ferah. Sonsuza kadar Allah ile beraber olmanın sevinci içerisinde.
Mükemmel ahlak nedir? Sabır, şefkat, fedakarlık, dürüstlük, cesaret, vefa.. Allah korkusu olmadığında bunların uygulamasında şahısta gaflet meydana gelir. Mesela Allah'ı sever ama namaz kılmaz. "Ben seviyorum Allah'ı, Allah'ın benim namazıma ihtiyacı yok" der. Bol parası olur, fakirlere dağıtmaz. "Fakir bir şekilde bulur ama ben Allah'ı çok seviyorum, bu parayla mutlu oluyorum, Allah'a daha yakın oluyorum" der. Cesaret göstermez; "Şimdi hayatımı tehlikeye atmayayım ben böyle bir şey için, güzel yaşıyorum" der. Allah korkusunda cesaret gösterilir.
Gerçek sevgi, sonsuz güç sahibi Allah'tan kaynaklandığı için asla son bulmaz. Ölümde devam eder, ahirette devam eder, sonsuza kadar devam eder.
Sevdin mi terslik yapmazsın, cimrilik yapmazsın, egoistlik yapmazsın, sevdiğinin konforunu, güzelliğini ararsın, iyiliğini ararsın.
Kaba davranırsan sevgi gider, nezaketli davranırsan sevgi gelir. Eğer egoistse şahıs, sevgi hemen gider; diğergâmsa sevgi hemen geri gelir ve fazlasıyla gelir.
Sen övündün mü, büyüklendin mi deli gibi görünürsün, bu itici durur ve sevilemezsin. Büyüklük yaptığında, böbürlendiğinde yine sevilemeyecek hale gelirsin. Sen niye böbürleniyorsun, niye övünüyorsun? Sevsin diye yapıyorsun değil mi? Ters etki yapar, sevgi gider.
İnsanlar bağnazların yüzünden akın akın dinden çıkıyorlar. Hz. Mehdi (as) ile yeniden akın akın dine girecekler. Ama o tabii çok süratli bir akındır. Hz. Mehdi (as)’ın zuhuruna yakın o akınlar, o toplu İslam’a girişler kitlevi olacak.
Allah’ın dünyada bu kadar bela vermesinin tek nedeni nankörlüktür. Şükür yoksa zaten nankörlük vardır. Bütün bu çekilen azaplar nankörlüğün karşılığı. Nankörlük çok korkunç bir şeydir. Büyük bir vicdansızlıktır.
Hep Allah’ı yalnız bırakma kafasındalar. Halbuki Allah sevilmek istiyor, çok fazla seveni olsun istiyor. Sen Allah’ı yalnız bırakmaya kalkarsan O da seni yalnız bırakır. Sen Allah’ı terk edersen O da seni terk eder.
Allah candan sevilmeyi istiyor. Sen Allah’ın tecellisini, O’nun yarattığı görüntüyü putlaştırıp onu Allah’tan ayrı görürsen, böyle bir yalan söylersen, kendini kandırırsan bu çok akılsızca bir hareket olur. Bu Allah’ın zoruna gider. O zaman onu işte sana belaya çevirir, ıstıraba çevirir.