Alıntılar
Bakkalda, sokakta, arabada, minibüste, otobüste “Allah’a şükür” demek, “Allah ne güzel yarattı” demek insanlara tebliğ olur. Allah’ın adını insanlar her yerde duysun. Sık sık duysunlar. Unutamaz o, çok hoşuna gider, aklında kalır. Çünkü adam senetten bahsediyor, öbürü çekinden bahsediyor, öbürü işlerinden bahsediyor, öbürü dedikodu yapıyor falan bir de bakıyor ki oradaki insan, Allah’tan sevgiyle bahsediyor. Çok imrenir, çok hoşuna gider. Ona örnek olur, o da yapmak ister. Allah hep insanlarla beraberdir. Hepimiz Allah’ın ruhunu taşıyoruz. Allah bize aşkı, tutkuyu öğretiyor. Allah'ın en sevdiği aşk ve tutkudur. Allah aşkı ve tutkuyu sonsuza kadar yaşamamızı istiyor. Allah’ın bizi yaratmadaki asıl amacı budur. Aşkın içinde kabadayılık, fedakarlık, cömertlik, sabır, affedicilik, temizlik, nezaket, kültürlü ve görgülü olmak, nezih insan olmak gibi çok çeşitli zenginlikler var. Allah çok zengin, muazzam bir ruhun üzerine oturtuyor bu sevgi ve aşkı. O zaman hayat anlam buluyor. İnsanların çoğu işlevselliği esas alıyor. Giyim zevki, kalite, sanat, güzellik arayışı neredeyse hiç olmuyor. Bu vahim bir durumdur. Çoğu insan arasında güzelliği öldürme anlayışı gelişmiş durumda. Güzelliği isteyeni ve bakımlı olanı suçlu gibi görüyorlar, öte yandan güzelliği takdir edecek, beğenecek kimseleri de olmuyor. O zaman gelişmek, iyi olmak, güzelleşmek için hiç çaba göstermiyorlar. İyilik, güzellik, sanat, neşe, sevgi, klaslık hayatlarından çıktığında ise boğucu, şizoid, bencil ve içine kapalı bir yapı gelişiyor. Filistin’de olan hep gariban, mazlum halka oluyor. Çatışma körüklendikçe halkın yerinden yurdundan edilmesinden, kadınların çocukların evsiz barksız kalmasından başka bir sonuç elde edilmiyor. Bu çatışma üslubunu tamamen bırakıp, iki halkı barıştırsak, o kutsal toprakları imar etsek, bir arada güvenlik içinde neşe içinde yaşasalar, her yeri bağlık bahçelik yapsak, okullar inşa etsek, oyun bahçeleri kursak, tüm hayatı değiştirsek daha güzel olmaz mı? Deccaliyet sürekli kavga istiyor, kan dökmek istiyor. Müslüman olarak biz ısrarla barış isteyeceğiz, dostluk isteyeceğiz, sevgi isteyeceğiz. Gençlerle yaptığımız sokak röportajlarında egoistliğin büyük oranda ortadan kalktığını, bağnazlığa kapalı, Allah’a iman eden, Kuran Müslümanlığını kabul eden, aydın, sevecen, sevgi dolu, güzelliği ve kaliteyi arayan bir nesil yetiştiğini görüyoruz. Bu, Mehdiyet’in etkisini, Allah’ın lütfunu bizlere gösteriyor. Mehdiyete hikaye gözüyle bakanların uğraşmalarına rağmen kendi kafalarında bir nesil yetiştiremediklerini, gelenekçi içe kapalı bir nesil yetişmediğini görüyoruz. Tam tersine çok olumlu, aydın, hayat dolu, Allah’ı çok seven, dindar, neşeli, ufku geniş bir nesil yetiştiğini görüyoruz.