Sayın Adnan Oktar’ın 3 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: Bizim kültürde erkekler neden kadınlara göre daha fazla ön planda oluyor?
ADNAN OKTAR: Kadınları ezen bir felsefe çok eski yıllardan beri süre gelmiş yani herhalde 5 bin yıllık falan geçmişi vardır en az. Hatta daha da geri10 bin yıla gidiyor olabilir. Erkeklerde şöyle bir kafa oluyor, işte bu kadın benimdir, tamam senin, evet yani eğer gönlü varsa senin olsun. Ha gönlü yoksa da benimdir diyor. Ya bu çok anormal bir hareket, istemiyorsa gider. Mesela güçsüz oluyor, kudretsiz oluyor bu ağrına gidiyor, bir sefer kadını öldürmeye kalkıyor. Yani bu çok ahmakça hareketler. Sen de hastalanmış olabilirsin, kadın da hastalanabilir. Gücün yetmiyorsa bırak. Kadın seni seviyorsa gelir yanına zaten. Gelmiyorsa bir hastalık vardır sende, bir anormallik vardır. Niye ısrar ediyorsun?
Onu çözmek için bu sefer kadını aşağılamayı esas almışlar. Madem onlarla bu yönde baş edemiyoruz, o zaman tehdit alalım. Ne yapalım demişler. Bir kere hayvana benzetelim. Yarı yarıya hayvan olsun. Yani insanlıktan çıkaralım ki elimiz kuvvetlensin. Önce bir hayvan olduğunu söylüyor, insan değil diyor. Bu kurtarıyor mu? Yok. Şimdi diyor ki, diyor bir kere dövme hürriyeti de gelsin diyor. Ama dövmeyi de meşrulaştıralım diyor. Şimdi deşarj olduğunu erken söyleyelim ki yani erkeğe şifa olduğunu söyleyelim ki bir mantık oturtalım, kadın da buna sevinsin. Sopa yedim ama adam da ferahladı yani deşarj oldu desin diye böyle egoistçe ve çok çirkin bir mantık geliştiriyor. Ama şimdi adama bu da yetmiyor. O zaman ne yapalım diyor, dediğinin tam tersini yapmayı ortaya koyalım diyor. Ne derse tersini yapma. Yani gidelim diyorsa gitmeyelim, oturalım diyorsa oturmayalım, böyle diyelim diyor. Şimdi bu da adamı pek rahatlatmıyor, diyor bir kere bunun gitme riski de var, bunu nasıl kilitleyebiliriz diyor. Bir kere boşanma hakkı vermeyelim diyor, yani gitme hakkı vermeyelim. Yani erkekte olsun diyor, erkek boşanmıyorsa o gidemesin diyor. Oradan da sağlama alıyor, kadın gidemiyor adam diyor ki ben boşanmıyorum diyor. E o zaman gidemezsin diyor. Bu evden de çıkamazsın diyor. Ondan da rahatlamıyorlar diyorlar ki, şimdi dövünce bu yaralanır falan diyor. Ağzı burnu kırılır gidip şikayet eder. Bunu da ortadan kaldıralım. Şikayet hakkını da ortadan kaldırıyoruz diyorlar. Yaralama olduğunda şikayet hakkı yok diyorlar. Şimdi bu da rahatlatmıyor adamları. Bak yine durduramıyor olayı. Diyor, bunlara okuma-yazma öğretmeyelim biz diyor. Yani oraya buraya adamlarla bağlantı kurar diyor. Mektup yazar birbirine falan. Okuma-yazma öğretmeyi yasaklıyor. Tamam da bu diyor, pencere açık diyor. Pencereden sokağa bakıyor bu diyor. Ne yapalım? Pencereyi briketle örelim diyor. Sahabeler de hepsi briketle örmüştü diyor. Biz de diyor pencerede briketle örelim. Yani kadın artık güneş de göremiyor, sokağı da göremiyor, briketle örüyor.
Sen ne yapıyorsun? Manyak mısın sen be adam? Öldürüyorsun kadını. Öldürmekten de beter ediyorsun. Ne istiyorsun? Deli misin sen? Adam yine hızını alamıyor. Diyor ki, bu kadın şeytandır diyelim diyor. Şeytan yani şeytan. Bu da rahatlatmıyor. Domuz, kara köpek ve kadın bunlar namazı bozar diyor ve uğursuzdur diyor bunlar. Uğursuzdur. Adam yine rahatlayamıyor. Peki, ne istiyorsun yani? Ne istiyorsun yani? Bütün hükümler aleyhine. Bütün hükümler aleyhine. Delice bir mantık. Böyle yüzlerce, bir tane, iki tane, on tane değil yüzlerce aleyhte mantık.
Dolayısıyla bir kin, nefret ruhu hakim olduğu anlaşılıyor. Bunun tek sebebi de kadınlara karşı güçsüz olmaları. Buna karşı duydukları da öfke, tek nedeni bu, başka hiçbir nedeni yok. Bak diyor ki, bir kere az yemek yedirmek lazım diyor. Delirdin mi sen be adam, sen ne yapıyorsun? Bitkin olacak şekilde az yemek yedirmek lazım diyor. Yani yemek yer de tok olursa dışarıda gezmek isteyebilir diyor. Ama aç olursa bitkin olacağı için çıkamaz diyor. Bak tedbirlerin korkunçluğuna bak. Bir de üstünü başını elbisesi biraz yırtık falan eski elbise olsun ki diyor yani utanacağı gibi kötü elbise giydirin ki dışarı çıkamasın diyor. Yani o elbisenin görülmesini istemeyeceği için oradan da dışarı çıkamaz diyor. Şu nefretin, kinin, ahlaksızlığın boyutuna bak. Bunun ahlakla, dinle, imanla ne alakası var bunun? Ne büyük zulüm. Şu anlattıklarım belki yüzde biri yani.
İşte böyle yapınca Allah belanızı verir, o devleti de yıkar, hükümeti de yıkar. Bak Irak da gitti, Suriye de gitti, Mısır da gitti. Sen ezersen kadını, Allah da seni ezer. Afganistan da gitti. Tabii hepsi bunu yapmıyor. Hepsi için bunu demiyorum ama “öyle bir beladan kaçının ki mazlumlara da vurur” diyor Allah. Mazlumlara da gelir diyor. Hepsine gelmiş oluyor bela. Allah esirgesin.
