SUNUCU: Kısa bir süre önce araştırmacılar yerçekimi dalgaları tespit ettiklerini açıkladılar. Artık Büyük Patlama hakkında, başka bir deyişle, yoktan yaratılışa ilişkin çok daha fazla bilgi edinmenin mümkün olacağını düşünüyor musunuz? Bu çığır açıcı buluş hakkında ne düşünüyorsunuz ve bu buluş bizler için ne anlama gelmeli?
Dr. HUGH ROSS: Evet çok güzel. Sanırım bu buluş Nobel Ödülü alacak. Bu büyük bir keşif, Einstein'ın genel izafiyet teorisinin temel bir öngörüsüdür. Zamanın da yaratıldığını ispatlayan Einstein'ın genel izafiyet teorisi, uzay-zaman teoremlerinin temel desteğini oluşturmaktadır. Bu, yani sadece evrenin değil aynı zamanda zaman ve mekanın da bir başlangıç noktası olduğu gerçeği, Müslümanların, Yahudilerin ve Hıristiyanların aynı fikirde oldukları bir gerçek. Dolayısıyla genel izafiyet bunu öngörür ve yerçekimi dalgalarının keşfi genel izafiyet teorisinin bundan önce doğruluğu gösterilmemiş olan son büyük öngörüsüdür. Şimdi bu yerçekimi dalgalarını da görmüş olduk. Ancak bir gökbilimci olarak, başka bir özellikten dolayı heyecanlandım; bu yerçekimi dalgalarını, yıldızımız Güneş’ten on beş ila yirmi kat büyük olan iki kara deliğin birleşmesinden dolayı görebiliyoruz. Gökbilimciler bu orta büyüklükteki kara deliklere dair bir kanıt bulamadığımız için endişeliydi ve İncil'in öngördüğü Büyük Patlama yaratılış modelini ayakta tutmak için bunun hayati bir önemi vardı. Bu yüzden, şimdi bu kara deliklerin gerçekten var olduğuna dair kesin bir delile sahibiz. Son derece genç ve aşırı derecede sıcak olduğu dönemde -buna kuantum çekirdeği çağı deniyor- evrenin fizik özelliklerini nasıl algılayabileceğimize dair bir makale yazdım. Bu dönemde evren o kadar kompakt ve sıcak ki kuantum mekaniği evrenin dinamiklerinde yerçekimi kadar önemli bir rol oynuyor. İşte ateistler bu noktada sorun yaşıyor, bir başlangıcın varlığından kaçmaya çalışıyorlar, kuantum uzay-zaman dalgalanmalarının ve kuantum çekimi çağının çok büyük olduğu bu nedenle uzay-zaman teoremlerinin sonuçlarından kaçmanın mümkün olabileceği gibi spekülasyonlarda bulunuyorlar. Ancak olan şu; bazı astronomlar eğer bu kuantum uzay-zaman dalgalanmaları, evrenin başlangıcından kaçmak isteyen bu ateistlere umut verecek kadar büyük olsaydı uzak kuasarların görüntülerini bulanıklaştıracaklarını belirtirler. Çünkü bir ışık ışını uzay boyunca ilerledikçe kuantum uzay-zaman dalgalanmaları büyür ve sonuç olarak milyarlarca ışık yılı uzaklığında, nispeten kısa dalga boyundaki kuasarlara bakabiliriz, bu kuantum uzay-zaman dalgalanmalarının ne kadar büyük olduğunu belirleyebiliriz ve bunun cevabı büyük olmadıkları ve eğer büyük değillerse, kuantum çekimi çağında bile uzay-zaman teoremlerinin geçerli olduğu yani uzay-zaman, madde ve enerjide bir başlangıçla karşı karşıya olduğumuz gerçeğinden kaçış yoktur.
