Sayın Adnan Oktar’ın 6 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından
İZLEYİCİ SORUSU: Gençliğinizde neler yapardınız?
ADNAN OKTAR: Gençliğimde ne yapardım? Bizim ev eski Ankara eviydi. Aşağı oda vardı küçük. Ora benim kimya laboratuvarımdı. Bir de atölyemdi, yani her türlü çalışma yaptığım atölyemdi. Çekiç, pense, şu bu falan, alet-edevat her şey vardı. Maket yapmaktan çok zevk alıyordum ben. İşte top maketi, uçak maketi, tank maketi. Alçıdan kabartma yapıyordum, seramik tarzı kabartma, ona göre boyuyordum ve baya da güzel oluyordu. Yine o zaman da resim, tablo çalışmalarım oluyordu. Ama en zevkli yer kimya laboratuvarımdı. Her türlü kimyevi bir madde alıyordum. Ama ben tam simyacı gibi çalışıyordum. Kimyayla benim alakam yoktu, simyacı gibi. Mesela alıyordum bir şey, kimyevi maddeyi, onu ona katıyordum birden bir şeyler oluyordu. Mesela ya buharlar çıkıyordu ya renk değiştiriyordu. Yani ummadık olaylar. Mesela nitrik asidi böyle bir porselen büyük bir kabın içine koydum bahçeye getirdim. Nitrik asit böyle açık kahverengi renk oluyor nitrik asit. Biraz zeytinyağı kıvamında çok güçlü bir asit. Bakır tel aldım yumak böyle bakır tel yumağı içine attım. Böyle bir kaynama yani sanki ocağı sonuna kadar açmışsın da fokur fokur kaynamaya başladı böyle. Çok güzel bir zehir yeşili oluştu müthiş bir yeşillik. Tel sürekli eriyor. Ama fokur fokur da kaynıyor. İyice eridikten sonra teli çıkarttım. Zaten cılkı çıkmış telin çıkarttığımda. Böyle çok şahane bir yeşil sıvı oluştu. Sonra sülfürik asit vardı, sülfürik asitten biraz üstüne döktüm ne olacak diye, bir anda bembeyaz oldu. Tuz oluştu sofra tuzu gibi dibine tuz çöktü. Yani bildiğin tuz gibi böyle hafif renkli, bir parça yeşile çalan renkli tuz oluştu. Kalınca bir tabak olarak çöktü dibine. Ben o tuzu çıkarttım dibinden, bir bardağa koydum, onu sulandırdım içine para koydum, parayı bir çıkarttım bakır rengi. Acayip eğlenceli oluyordu. Mesela başka telleri sokuyordum içine. Hemen bakır kaplanıyordu anında. Bildiğin bakır rengi. İnce bir tabaka bakır kaplanıyordu.
Şu mantar tabancalarında patlatılan çocukların yaptığı mantar var ya, ona mesela sülfürik asit damlattım. Böyle kaynadı kaynadı birden aniden yandı, böyle çok güçlü bir şekilde yandı. Ama nitrik asidi koyduğumda anında patladı böyle. Tabii benim umurumda değildi. Yani bilim için yapılır falan. Normalde gözlük ve eldivenle yapmam gerekiyordu ama hiç öyle bir şey yoktu.
En tehlikeli denemem, potasyum nitratı tüpte erittim su gibi oldu böyle. Yanlış anlama da pamuk barutu elde etmek istiyordum. Önce nitrik asitle yaptım, pamuk barutunu yapmak için çalıştım. Pamuk hakikaten paramparça oldu, şey gibi oldu böyle helva gibi oldu dağıldı böyle. Çok yumuşak bir şey oldu. Ama pamuk barutuna dönüşmedi. Yani o nitro bileşikleriyle oluşması için herhalde başka bir yöntem gerekiyordu biz yanlış yaptık.
Daha da anormal şeyler yapmaya kalktım ama söyleyemem şimdi. Yani itiraf ediyorum, nitrogliserin yapmaya kalktım. Yani en tehlikeli patlayıcı madde nitrogliserin. Gliserin aldım eczaneden nitrik asitle. Baktım ansiklopedilere nasıl yapılıyor diye. Kurşun katalizör gerekiyor diyor kurşun katalizör.
Detaylarına girmeyeyim de ama yazıyor, ne yapayım? Nitrik asit ve gliserin çok basınçlı olarak buhar halinde verilmesi gerekiyor karşılıklı ve kurşun tozuyla katalizör üstünde birleşmesi gerekiyor. Ben ona benzer bir şeyler yaptım. Ama tabii ilkel oldu o kadar yani oradaki teknik imkanlarıyla olmadı. Yani nitrogliserin elde edemedim özetle.
Pamuk barutu yapmak istedim onu da elde edemedim. Pamuk eridi eden mi olmadı. En sonunda artık gıcık oldum. Potasyum nitratla pamuğu karıştırıp yani net oluşur zaten ikisi birleşince şöyle olur. Daha ilkel bir barut cinsi olur ama olur gibi görünüyordu. Onu birleştirdiğim anı hatırlıyorum. Acayip patlama oluyor. Allah korudu. Gömlek falan hepsi gitti.
Potasyum nitratla bir kütük mesela oyacağım vakit potasyum nitratı getiriyordum, üstüne koyuyordum. Hafif bir köz ateş getiriyordum yahut kızgın bir demirle. Bastırdığımda o müthiş yanmaya başlıyordu. Yani böyle oksi-asetilen hamlaçla yanıyor gibi. Çünkü potasyum nitrat muazzam oksijen çıkarıyor. Tahta da zaten yanıcı madde, selülozlu olduğu için. Yani görünümü nefis oluyordu baya hoş böyle. Fokur fokur yanardağ gibi oluyordu, yanardağ görüntüsü gibi oluyordu. Ben de istediğim gibi oyabiliyordum potasyum nitratla.
Güherçile gidip alıyordum ama şu an satışında söylesinler yani hakikaten onunla patlayıcı madde yapılabilir. Potasyum nitrat hiç satılmaması lazım. Yani satılıyorsa bile satılan kişinin adı soyadı alınması ve emniyete de bildirilmesi gerekir. Ben o zaman alıyordum. Öyle bir tehlike yoktu o zamanlar yani. Ama potasyum nitrat bayağı tehlikeli bir şey.
Patosyum nitrat dediler, şeylerde bulunur, işte ahırlarda, evlerin kenarından, Güherçile olarak olur. Atıyorlar, ben baktım her yerde. Hakikaten öyle bir güherçile falan oluşması yok. Şili güherçilesi var dediler. Şili'de oluyormuş doğal olarak, Şili kenarlarında. Onun nasıl olduğunu bilmiyorum yani. Bana pek mantıklı gelmedi ama oluyormuş.
Ama bunları anlatmam kaç yıl önce? 45 yıl oluyordur. Roket yapıyordum. Bu barutla kendim yaptım roket. Fakat tam uçuşa geçemedi. Yani pamuk barutu gerekiyor. Sonra iki katlı roket yaptım evde bizim evde, roket iki katlıydı. Hakikaten birinci katında uçtu çok yükseğe çıktı. Fakat ikinci katında patladı roket. Yani başarısız bir uçuş oldu. Ama hiç kimseye tavsiye etmem tabii.
Bayramlarda falan, roket atıyorlar uçuruyorlar. Şu şeylerde falan, eğlencelerde atıyorlar. E biz de bunun kendi ev yapımını yaptık yani. Ne var onlar onu yapıyorsa biz de yaparız.
Bilmiyorum, potasyum nitrat bayağı tehlikeli bir şey. Nasıl satılıyor ben anlamıyorum. Her şey yapılabilir onunla. Nitrat gücü düşük olması lazım ve satışında da izin alınması gerekir bence. Yani emniyete bildirilmesi lazım alanın.
Çok fazla madde yapmaya çalıştım, bir tek o değil. Yani her türlü kimyevi bir maddeyi yapmaya çalışıyordum. Ama şahane oluyordu. Hiç ummadığım şeyler çıkıyordu ortaya. GodRat'ın roketleri gibiydi benim yaptığım roketler. Tabii bayağı çok yükseklere kadar çıkıyordu. Yani her babayiğidin yapabileceği bir şey değil. Ki yaşım da küçüktü. Görünümü tam roket görünümündeydi. Çift katlı roket. Uzaktan kumandalıydı. Ben tabii içeriden pencereden kumanda ediyordum. Yani yanında durmuyordum. Uzaktan düğmeye bastığımda havaya uçacak gibi oluyordu. Bir akıl almaz ses çıkarak uçuyordu.
Ama havada patlayınca aklımın ucundan geçmedi. Ben normal birinci kademe düşecek, ikinci kademe devam edecek diye düşündüm. Herhalde basınca dayanamadı bilmiyorum.
Nitrogliserin yapmamdan amaç, onu pamuk barutuna çevirip, pamukla yedirip, yine roket yapmayı amaçlamıştım. Amacım çok uzun menzildi roket yapmakta. Yoksa roket denemelerim benim çok boldu. Çünkü benim destroyerlerim falan vardı. Deniz kuvvetleri vardı. Onların hepsinde zaten roketleri vardı. Ama kısa menzilde roketlerdi, parmak kadar falan roketler küçük. Yani menzilim 10 metre falan 6 metre çok azdı. Tek atışlıktı böyle. Toplar da vardı, topları da peş peşe atıyordu mermi. Çivi atıyorlardı, yağmur gibi yağdırıyordu karşı tarafa böyle. Hepsi de uzaktan kumandaydı. Yani elektrikli kumandayla yapıyordum. Yaptığım jetlerden birkaç tanesi o devirde kalan arkadaşlarımda varmış. Onlara hediye etmiştim. Aynısı yani böyle bire bir aynı modelini yapıyordum. Ama akıl almaz gayretliydim müthiş zevk alıyordum.
Roket şahane bir şey. Sokakta deneme yapmıştım, bizim mahallenin sokağında. Kendi elde ettiğim, potasyum nitratla yaptığım bir roket vardı, çok hantal oldu, yerden bir türlü kalkamadı. Yani caddede ilerliyor, çok hızlı ilerledi ama bir türlü havalanamadı.