Sayın Adnan Oktar'ın 27 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: İsraf nedir?
ADNAN OKTAR: Hz. Meryem yüzlüm benim, maşaAllah sana. Nur gibi elin-yüzün. Tebrik ediyorum aferin sana. Başörtün için seni her zaman tebrik edeceğim. Çünkü ibadet ediyorsun. O senin içtihadın. İçtihadda tamamdır, diyorsun ki ben böyle kendimi güvende hissediyorum tamam farzdır kapatacak. Ama çarşaf-cilbap niyetine kapatacak. Nur Suresi'nde var demeyecek. Nur Suresi'nde öyle bir şey yok. Nur Suresi'nde öyle bir şey yok. Allah'a iftira olur o. Yok öyle bir şey. Ama Ahzab Suresi'nde var bu doğru, ibadet olarak var.
Mesela suyu açıyor adam, yıkanıyor gidiyor orada sabun arıyor, bilmem ne. Su şarıl şarıl akıyor daha hala. Telefonda konuşuyor, şarıl şarıl, olmaz. Yani isterse gölden, denizden gelsin su israf edilmez. Yani ona dikkat edecek. Veyahut ekmek geliyor, birkaç tane ısırıyor ondan sonra atıyor çöpe. Yahut yemek geliyor, zaten nezaket olarak görüyor yemeği bitirmemek. Kibarlık olarak yani. Mesela dört pirzola geliyor, iki tanesini yiyor, iki tanesini bırakıyor. Ya niye bırakıyorsun? Birine yedirip bir şey yap. Gerçek günah değil mi? Mesela sebzeleri kalıyor onları da atıyor. Ben çocukluğumdan beri onu nezaket olarak bilirim, hep öyle yaparlar, yenmez yemeğin tamamı. Hepsini ye niye yemiyorsun? İştahın yerindeyse ye. Hayır, canı çektiği halde yemiyor. Ne kadar mantıksız kötü adetler. Bunlar israf olur ama mesela fakire-fukaraya para dağıtıyorsun, mal dağıtıyorsun, bu israf olmaz. Bu sevap, güzellik, nimet.