HARUN YAHYA
logo
HARUN YAHYA

  • Tüm Eserler
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Videolar
  • Görseller
  • Sesler
  • Alıntılar
  • Diğer

Adnan Oktar'ın Hayatı ve Eserleri
Harun YahyaAdnan Oktar'ın Hayatı ve Eserleri
ESERLER
KitaplarMakalelerVideolarGörsellerSeslerAlıntılarDiğer
KONULAR
VatikanSosyalizmAydınlanma çağıFransız DevrimiDönmeSabetayistJakobenizmMasonik MedyaSiyasi SiyonizmJön Türkİttihat ve TerakkiAbdülhamitAnti-NaziDünya Siyonist ÖrgütüNuremberg KanunlarıMussolini1. Dünya savaşıAdolf EichmannGoyimRothschild HanedanıThink-TankCFRRockefellerSoğuk SavaşStalinEkim DevrimiSovyetler BirliğiBilderbergVietnamAIPACLobiFuarGüneydoğuYunanistanYeni Dünya DüzeniKızıldenizJeopolitikGaziVergiGümrük2023AntilopBoğaAvrasya İslam ŞuarasıNobel Barış ödülüHastaneSosyal Güvenlik KurumuAli BabacanTurgut ÖzalSuikastGaffar OkkanMuhsin YazıcıoğluRosette NebulaAstronomiGül
Harun Yahya © 2025
Harun Yahya © 2025
  1. Videolar
  2. Münafıklar ve küfür Müslümanlar için yaratılır

Münafıklar ve küfür Müslümanlar için yaratılır

Harun Yahya
34782
06 Temmuz, 2018
Ahir Zaman, Hz. Mehdi ve Hz. İsa
Canlı Sohbetler - Kesit
Kuran Ahlakı ve Derin Düşünmek

Münafıklar ve küfür Müslümanlar için yaratılır

 

ADNAN OKTAR: İnkarcılar, münafıklar Müslümanlar için yaratılır. Onların gelişmesi, inkişafı için gerekir. Mesela insan kemiği sık sık kırılır koşarken, yürürken, zorlandığında falan. O sürekli yeniden tutar ve kemik böylece güçlenir. Eğer o kırılmalar olmazsa kemik güçlü olmuyor. Doğru mu biliyorum? Ayak kemiği falan, vücut kemiği öyle. Birçok yerde kırılmalar oluyor, onlar zamanla daha kuvvetli, daha kavi oluyor. Mesela bakterilere karşı da insan direnç kazanıyor, daha güçleniyor vücudu. Bakteri olmasa direnç kazanamaz. Münafık da bakteri gibidir, mikrop gibidir bünyede. Vücudun direnç kazanmasını sağlar. Bağışıklığı geliştirir ve güçlendirir.

Deccaliyeti Allah özel yaratır müminlerin gelişmesi için. Böyle toplumun en aşağılık, en müptezel, en arsız, suç işlemekten çekinmeyen, böyle dayak arsızı denilen karakterler var utanma duygusu olmayan. Mesela bak münafıklarda bu vasıfları görüyoruz. Böyle uyuşturucu müptelası, cinayete yatkın, hatta cinayet işleyen, hırsızlık yapan, homoseksüel deliliğinin en çirkin numunelerini gösteren köprü altı çakallarını öz olarak deccal besler ve geliştirir. Teşvik görür bunlar. Ama müminler bunlarla mücadele ederken gelişiyor. Yani âlây-i illiyine çıkıyorlar en yüksek noktaya. Onlar da esfeli safilin en aşağı noktaya giderler. İyilerle mücadele ederken münafık yerin dibine doğru gider. Sırf bağımsız, ahlaksızlığından kaynaklanmaz. Müminlere yaptığı saldırıdan dolayı esfeli safiline gider.

Müminler küfür ve münafıklarla gelişir. Ama küfür genelde zayıftır. Yani yüzde 90 falan asıl münafıkların etkisi gelişmeye müsaittir. Küfür kendi halindedir. Yani yavaş bir atağı vardır. Öyle girift, ince detaylı, şeytani bir atak bilmez. Ama münafık tam klasik şeytandır. Şeytan aklı gösterir. Fakat ahmaktır dessası ahmak. Mesela bir kitap yazmak, bir imani faaliyet yapmak, yapamaz onu. Yani o yönde yeteneği yoktur. Yani kandırmak için de yapamaz. Hani Müslümanlar kandıracak ya, oyun oynayacak, bunun için yapamaz. Mesela bir imani eseri tuzak olarak hazırlayamaz. Allah ona o yeteneği vermemiştir, aklı kapanmıştır. Sadece şeytani yönlere aklı sarar. Fitne, fucur, ahlaksızlık, üçkağıtçılık, dolandırıcılık, karaktersizlik, iftira atma, komplo hazırlama falan, o yönde şeytani yeteneği vardır. Normalde Müslümanlara yanaşmak için taktik olarak da olsa mesela birkaç kitap yazabilir, değil mi? Mesela bir konferans yapabilir, imani. Ya der ki bak biz de Müslümanız işte, biz de kitap yazıyoruz, biz de konferans yapıyoruz, biz de işte PKK'ya karşı mücadele veriyoruz, İngiliz Derin Devleti’yle mücadele veriyoruz, işte biz de homoseksüelliğe karşıyız falan diyebilir. Yani Müslümanların gözünü boyamak için böyle bir şey yapabilir. Ama hiç yapamaz, direkt homoseksüellerle iç içe olur. Direkt İslam'a saldıran konumunda olur. Ama tabii bunu açıkça yapmaz dolaylı yapar. Dikkat edilirse Allah onların basiretini o yönde tamamen kapatmıştır. Mesela imani bir cümle dahi kuramaz. Mesela bir kitap yazması mümkün değildir. Ama müminlere Allah böyle bir güç vermiştir. Yüzlerce kitap yazabiliyor mümin ve çok hikmetli, çok etkileyici ve tesir gücü oluyor.

Mesela münafığın kanalıyla bir insan hidayet bulmaz hiçbir şekilde. Hiçbir şekilde yani. Ancak insanı delalete düşürür münafık. Ama mümin herkese iman vesilesidir. Konuşur imanına vesile olur, imanını güçlendirir. Münafık adamın mevcut imanını götürür yahut imanını sarsar, özelliği budur münafığın. Allah’ın iman yeteneği, hidayet yeteneği vermemesi onların belirgin vasfıdır. Mesela usulen ince bir kitap yapabilir. Der ki arkadaş bak biz de Müslümanız, Bismillah başladık. Buyurun, bak imani kitap. Mesela sizler yüzlerce kitap yazmışsınız ama biz de bir kenardan başladık diyebilir. Yapamaz. Mesela imani bir konferans insanın imanına vesile olacak, yapamaz. Çünkü ağzı çakaldır, üslubu çakal. Sadece küfre yeteneklidir. Beceremez. En belirgin, bariz vasıflarından birisi budur münafıkların.

Allah sevgisini anlatamaz. Peygamber sevgisini anlatamaz, münafıkta bu yoktur. Çünkü çok büyüklenme, enaniyet ve kibir olduğu için bunu yapamaz.

 

-Münafıkların hep konuşması, ailesi, çevresi ve malı-mülkü, Allah'ın rızası, Allah'ın sevgisi ve Allah yolunda mücadelelerini hiç bahsetmiyorlar.

 

ADNAN OKTAR: Tabii, sadece günlük menfaat ve günlük çıkarı oluyor. Mesela diyor ki hava sıcak. Sıcaklık onu ilgilendiriyor, Allah'ın rızası ilgilendirmiyor. Yani İslam'ın hakimiyeti, İslam'ın yayılması ilgilendirmiyor. Halkın, toplumun kaba mantıklarına göre hareket eder. Yani vicdana göre değil kendi vicdanına göre değil, mantık, kaba, halk mantığına göre hareket eder. Mesela hava sıcak, o zaman çıkılmaz. Bu kadar. Vicdan neymiş? Onun için hiçbir anlamı yoktur. Allah'ın rızasının hiçbir anlamı yoktur. Müslümanları kurtarmanın hiçbir anlamı yoktur. O sadece kendini çıkarı.. Mesela ailesi, malı, mülkü, çıkarları, keyfi, rahatlığı, gezmesi, tozması onu o ilgilendirir. O yüzden İslam'ın hakimiyetini asla istemez münafıklar. Bakın dikkat edin, İslam'ın dünya hakimiyeti konusunda çok hassas münafıklar. Yüzyıllardan beri çok hassastırlar. Ta sahabe döneminden itibaren münafıklar dünya hakimiyetine hep karşı çıkmışlardır. Daha nasıl hakimiyet olsun? İşte ezan okunuyor, namaz kılıyoruz, oruç yutuyoruz, hâkim olmuş, daha hâkimiyet ne istiyorsunuz gibi Müslümanları tutan, İslam'ı bağlayan bir tavırları vardır. Onlar suyu başından tutarlar. Bunlar ‘ulema-i sui’ deniyor zaten. Münafık ulema. Münafık ulemanın içinde de çıkıyor bu. Yani suyu başından kesenler. Yani ‘sui-kötü’ anlamında da geliyor aynı zamanda.

 

-Eğer o dünya hayatının çıkarları sizin için daha hayırlıysa bekleyedurun” diyor Allah. Tehdit ediyor münafıkları, inşaAllah.

 

ADNAN OKTAR: Evet. Münafık dünyaya çağırır. Bakın bütün üslubu dünyaya göredir. Bir de Kuran'daki özgürlük onların çok ağırına gider münafıkların. O devrin homoseksüelleri kudurmuştu o zamanlar. Kendilerine ayrı cami yapmışlardı, homoseksüel camisi, Mescid-i Dırar. Orada hem birbirlerini kirletiyorlar hem de Resulullah (sav)’in aleyhine faaliyet yapıyorlardı. Allah sonra emretti, o bina kundaklandı gece yaktı sahabeler, yerle bir oldu. Şu an orası çöplük olarak kullanılıyor zaten. Yani orayı bir daha hiçbir şeyde kullanmadılar. Resulullah (sav)’e karşı saldırı yapmak için silah biriktirmişlerdi. Zaten münafıkların hep öldürme isteği vardır. Bütün münafıklar da, Kuran'a baktığımızda hepsinde temel istek budur. Peygamberlere karşı hep öldürme isteği içinde olmuşlardır. Münafıkların bilinçaltındaki asıl ana isteklerinden biri de budur yani. Cinayete çok yatkın olur o.

 

-Peygamberimiz (sav)’in kıyafetlerine de dikkat çekmiştiniz Hocam. Çok güzel giyindiği, çok şık giyindiği, tertemiz olduğu. Ve geçen gün de münafıkların Peygamberimiz (sav)’in hiçbir kıyafetini, hiçbir kullandığı eşyayı bırakmadığını sadece Hırka-i Şerif'in kaldığına dikkat çekmiştiniz.

 

ADNAN OKTAR: Evet, bu ağırlarına gittiği için ve o devirde de Peygamberimiz (sav)’i eleştiriyorlardı kıyafetlerinden dolayı. Böyle güzel kıyafetleri, güzel hanımlar olması, güzel yaşaması çok ağırlarına gidiyordu. Biz çalışıyoruz, o yaşıyor falan gibi düşünüyorlardı. Eşek gibi çalışacaksınız tabii. O da aslanlar gibi yedi. Helal olsun. Kendi elleriyle zaten oradan buradan birçok nimet getiriyorlardı Resulullah (sav)’e. Sonra da defolup gittiler. Geriye muazzam bir ihtişam ve güzellik bıraktılar. Kendileri çöllerde sürülerek, debelenerek ölüp gittiler.

 

-“Peygamber sizin kendi nefsinizden daha evladır” diyor Allah hocam.

 

ADNAN OKTAR: Hayır, nimet veren Allah olduğunun farkında değil onlar. Onlar kendi kanalıyla olduğunu zannediyor. Ona gelen paranın-pulun, mülkün Allah tarafından geldiğinin farkında değil onlar. Kendileri kanalıyla olduğunu zannediyor. Hayır, Allah onları vesile ediyor ama o ahmaklara yürek acısı oluyor. O kendinden geldiğini zannettiği için acı duyuyor. Halbuki orada onu takdim eden Allah.

 

-Şeytandan Allah’a sığınırım: “Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin, dilediğinden mülkü çekip-alırsın.”

ADNAN OKTAR: Tabii, mülkü veren doğrudan Allah'tır. Ama münafık bunu bilmez. İşte oradan geldi, buradan geldi, şuradan geldi, buradan geldi, kafaları o şekildedir. Allah'ın verdiğini anlamazlar.

 

-Hocam, Kuran'da Rabbimiz: “Mal ve mülkün Allah'ın ve elçisinin olduğunu söylüyor” inşaAllah. Elçi, istediklerine kullanma etkisi veriyor. Helal olan elçinin, inşaAllah.

 

ADNAN OKTAR: Tabii.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER
mp4
Münafık
Münafık alametleri
Münafık kimdir?