Sayın Adnan Oktar’ın 3 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: Münafıklar şeytanın ruhunu taşıdıkları için mi bu kadar azgın olur?
ADNAN OKTAR: Münafık bir ölünün bedenine şeytanın girmesiyle oluşuyor. Zaten münafıkla görüştüğünüzde münafık deli gibidir. Tam anlamda cinnet geçirmiş deli konumundadır. Ama ayrıca şekilde İslam'ı da kullanır. Mesela ayetler söyler, Müslüman gibi görünmek için özen göstertir. Ama tabii özel konuşmalarında olsun, ara ara boş bulunduğunda dinsiz olduğunu açık açık ifade eder. Her halinden anlaşılır. Ama Müslüman olduğu için daha önce çok hayıflanır ona, onu çok kızdırır o. İslam'a görülmemiş şekilde kin duyar. Ama İslam'la mücadele etmek için Müslüman görünmenin şart olduğunu inanır münafık. Yani dinsiz görünerek Müslümanlıkla mücadele etmektense Müslüman görünerek mücadele etmenin daha etkili olacağını düşünür. Ve en etkili gördükleri Müslümanları kendi kafalarına göre dağıtmak isterler. Ama bunu yaparken küfür mantığındaki insanları ararlar. Yani sokak kafasıyla bakan, Kuran kafasıyla bakmayan insanları ikna etme güçleri vardır. Mesela abi şu işi şöyle yapalım ya falan diye konuşanlar var böyle bitirim, en ziyade onlara yönelirler. Abi ne iş diyor mesela bu anlatılanlar ya diyor. Aynı Peygamberimiz (sav) zamanında da öyle. Ne iş ya abi diyor şimdi sabah sabah savaş mı olurmuş falan diyor. Zannediyor ki onlar çok farklı. Hiç farklı değil aynı. O zamandaki münafıklar da çakaldı. Ya bu sıcakta çıkılır mı abi ya diyor. Pişiyoruz yani falan diyor. Yani Kuran'daki üslup ciddi olduğu için insanlar öyle zannediyor. Halbuki onlar züppe üslupla onu söylüyorlar veya sokak ağzıyla bunu söylüyorlar. Ya Muhammed bir secde edin demediği kaldı kendisine falan diyor mesela Peygamberimiz (sav) için. Yani züppe kendi aralarında. Ama elhamdülillah diyor, biz diyor tabii Allah'ın dinini yaşarız, bizim için diyor Kuran önemli diyor. Muhammed'i biz niye putlaştıralım ki diyor. Ne putlaştıracaksın? Peygamber zaten Allah'ın dinini getiriyor sana. Yani böyle sahtekar, ahlaksızca peygamberin getirdiği, peygamberin vesilesi olan Kuran'la peygambere karşı mücadele veriyor. Peygamberi adeta dinsiz gibi göstertiyor halka. Ya sen ne yapıyorsun? Allah onu peygamber olarak seçmiş, onun kanalıyla dini göndermiş. Sen peygamberi dinsiz gibi gösteriyorsun, kendini dindar gibi gösteriyorsun. Hz. Ali (kv) şehid eden de öyleydi. Kendini çok muttaki gösteriyor. Hz. Ali (kv)'yi de dinsiz gösteriyor. Ömer (ra)’ı dinsiz gösterdiler. Resulullah (sav)’e defalarca suikast yapmaya kalktığı münafıklar, bütün iddiaları Peygamber (sav)'in dinsiz ve azgın olduğu iddiasıydı. Dinle alakası yok diyorlardı Peygamberin. Ya ahmak, dinden alakası olmasa Allah ona vahyeder mi, peygamberlik verir mi, görev verir mi? Bu kadar ahmak olabilir mi bir insan?
İslam'la böyle mücadele edeceklerini düşünüyorlardı. Ama işin ilginç yanı en makbul mücadele de münafıklarla olan mücadele oluyor. Mesela küfürle mücadeleden yüzde beş kazanıyorsa, münafıkla mücadele eden yüzde doksan beş kazanıyorsun. Onun için Hızır (as) destekler münafıkları. Yani güç verir, imkan verir ki Müslümanlar güçlensin, atak yapsın, toparlansın, birbirine bağlılıkları artsın, atak imkanları daha güçlensin ve küfürle, münafıklarla mücadelede azimli olsunlar. Yani ataleti gidermesi açısından. Mesela en büyük münafık deccala yardım ediyor Hızır (as). En büyük münafık artık deccal, deccala yardım ediyor. Mesela Süfyan'a yardım ediyor. Aynı anda İsa Mesih (as) da yardım ediyor. Aynı anda Mehdi (as) da yardım ediyor. Firavuna yardım ediyor. Ama Musa (as) da yardım ediyor. Yani Firavunu da destekliyor. Ama tabii bizim anladığımız anlamda destek değil. Onun ayakta kalmasını sağlıyor. Ölmemesini ayakta kalmasını sağlıyor. Çünkü Firavun olmasa Musa olmuyor. Musa'nın olması için Firavun'a ihtiyaç var. Mesela aynı sarayda Hızır (as)'ın adamları var. Musa (as)’a diyor “ki toplandılar kaç” diyor. Bilgiyi getiriyor ama o toplantıda kendisi de bulunuyor. Yani mesela Yusuf (as)'da da öyle. Her toplantının içinde oluyorlar. Ama insanlar fark etmiyor. Mesela mescit açıyorlar münafıklar Peygamber (sav)'in döneminde. O mescit diyorlar Müslümanlardan oluşmuyor diyorlar, Peygamber (sav)'in bulunduğu. O arada onlar kadın-kız peşindeler diyorlar. Sahabelerin evlenmesi, çok kadınlarla evlenmesi, Peygamberler (sav)’in çok kadına evlenmesi. Münafıkları çok kızdırıyor. Kendi aralarında azdı diye yayıyorlar. Allah da ayette “azmadı” diyor. Hep Peygamberimiz (sav)’in cinsel gücünden, kadınlara olan arzusundan çok hayıflanıp kinleniyordu münafıklar. O yüzden Allah, münafıkları daha da kızdırmak için “teyzenin kızlarını, halanın kızlarını, amcanın kızlarını, kendini hibe eden kadınları, ayrıca senin alacağın kadınları ve cariye olarak alacağın kadınların hepsini sana helal kıldım” diyor Allah, “sana mahsus olmak üzere.” Acayip kudurmuştu o zaman münafıklar. Peygamberimiz (sav) işte ondan sonra azdı dediler. Allah azdı deyince de böyle canlarını yakacak ayetler indirdi. Mesela Zeynep'le evlenmesinde münafıklar cinnet geçirmişlerdi. Allah ayeti indirdi, hiçbir yönde engelleyemediler.
Allah'a din öğretmeye kalkar münafıklar özellikleri budur. Yani şeytan gibi Allah'tan daha üstün olduklarına inanırlar. Enaniyet ve azametleri çok büyük olur şeytan tarzında. Kuran ayetlerini öğrenir fakat Müslümanlara karşı kullanmak için öğrenir kendi kafasıyla. Bir kısmını kendine ayırır, bir kısmını kullanır. Yani çıkarına uygun şekle getirmeye gayret eder. Onun için, şeytani bir oluşum olduğu için dikkatli bir mücadele gerekiyor münafıklarla. İşte o dikkat açıklığı da makbul bir sevap yüksekliği meydana getiriyor. Yoksa mesela küfür ordusu çıkmış, gidiyorsun sen savaşıyorsun. Bu düz bir mücadele. Ama münafıkla mücadelede ince akıl gerekiyor, detay gerekiyor. Sabırlı, iradeyle uzun bir mücadele gerekiyor. Bir anda münafıkları tepelemek, yok etme öyle bir şey yok.
Hatta bak Peygamber Efendimiz (sav) ellemedi münafıkları. O 300 münafık kaldı. Ama Müslümanları çok diri tuttu onlar. Yoksa atalete düşüyorlar. Mesela Peygamber (sav) cumada toplanıyor, bırakıp çekip gidiyorlar falan. Ama münafıkları gördükten sonra Peygamber (sav)’e bağlılıkları acayip arttı. Bir ihtimal Peygamberimiz(sav) kasten ellememiş olabilir onları. Yani teşvik edici olduğu için, Peygamber (sav)’ın etrafında onları kilitlediği için kasten ellememiş olabilir.
Ama şimdi de ahir zamandayız tabii. O münafık ruhu, o şeytani münafık ruhun şeytanları bu sefer yeni iblislerin içine girdi. Yani yeni ölülerin içerisine girdi aynı şeytan. O devrin şeytanları, yani şeytanda biliyorsunuz ömür uzun oluyor. Yani 1500 yıl, 2000 yıl yaşarlar. Uzun ömürlü oluyorlar. Şimdi aynı şeytanlar, Hz. Ali (kv)'yi şehit eden, Ömer (ra)’ı şehit eden, Resulullah (sav)’e karşı mücadele eden o 300 kişiyi şey yapan şeytanlar, şu an yine aynı görevdeler. Yine ölüleri buldular, onların içine girdiler bu sefer. Ama bu sefer seyredin, 2023'lere bakın, 2027'lere bakın, ne demek dediğimi anlayacaksınız.