Münafık dünyaya delice bağlı olduğu için yaşlanmaktan ve ölümden çok korkar. Ahirete inanmadığı için onun ilahı dünyadır, nefsidir. Halbuki Müslüman Cenab-ı Allah'a kavuşmayla iftihar eder. Gençlik de bir nimettir yaşlılık da bir nimettir.
Münafığın ilahı kendi nefsidir. Nefsini büyütmek ve yüceltmek, başka bir şeyin peşinde değildir. Ve bir nevi delidir, yani psikopattır, homoseksüel ruhlu bir manyaktır münafık.
Dünyada silah ticaretine ayrılan paranın sadece binde beşiyle ölüm sınırındaki 66 milyon aç çocuk kurtarılabiliyor. Deccalin, şeytanın amansız hakimiyeti burada görülüyor.
Mümin metafiziktir. Bir insan gerçek imana ulaştığında, samimi olduğunda garip bir şekle bürünüyor. Melekten üstün oluyor. Mesela duası kabul oluyor. Böyle samimi müminler 11 kişi olsalar dünyaya hakim oluyorlar. Görevliyse öldürülemiyor. Çok garip bir şey bu. Özel olarak korunuyor. Etki gücü çok yüksek oluyor. Onun olduğu yerde insanlarda müthiş bir iman coşması, gelişmesi oluyor.
Mısır cezaevlerindeki tutuklulardan cinayet işlememiş olanlar ya serbest bırakılsın ya da sınırdışı edilsin. Cezaevlerinde havalandırma yok, sıcaklık gittikçe yükseliyor, bu şartlarda yaşayamazlar.
Münafığa ne tür iyilik yapılırsa yapılsın, hangi imkan verilirse verilsin onu ahlaksızlık ve pislik için kullanır. Mümin de hep hayır ve güzellik için kullanır. Ufacık bir şey versen mümin hayra yönelik kullanır.
Mümin elindeki imkanları İslam’ın hayrı için kullanır. Münafık ise fitne çıkarmak için, küfürle bağlantı kurmak için kullanır.
Münafıklarla ilgili ayetlerden mümin etkilenir. Kişi etkileniyorsa o münafık olamaz. Ama münafık bu ayetlere güler, hiç etkilenmez. Umurunda da olmaz, azgınlığı, şeytanlığı daha da artar. Saldırganlığı, kindarlığı daha da artar.
Mümin hep dürüstlükle, samimiyetle, iyi niyetle, tevazu, mazlumluk ve yumuşak huyla yani halimlik ve itaatkarlıkla yaşar. Münafık tam tersidir. İsyankar, asi ve anarşist ruhludur.
İmam Mehdi (as)’ın bir medrese eğitimi yoktur. Bir alime, hocaya bağlı değildir. İmanıyla, samimiyetiyle etkili olacaktır.
İman, akıl, elinde de Kuran; böyle bir insanla dünya baş edemez. En mühim mesele samimi iman etmek, samimi Allah’ı sevmek, samimi Allah’tan korkmaktır. Onun için öyle züppelik yaparak, çakallık yaparak, işte laf yarıştırarak, laf sokarak İslam’ı hakim etmek mümkün olmaz.
İslam akılla, derin imanla anlatılabilir. Peygamberimiz (sav) üniversite mezunu değildi. Elinde sadece Kuran vardı. Çok samimi imanlıydı, o yüzden çok etkili oldu. İmanıyla ve aklıyla etkili oldu.
Şu an Müslümanların yaptığı tebliğ yönteminde bilgi yeterli değildir, kültür yeterli değildir, modernlik hiç yeterli değildir. Bunlarla olmaz. Derin iman, derin samimiyet, derin akılla olur. En etkilisi budur.
Münafıkta en büyük korku gelecek korkusudur. Her türlü pisliği onun için yapar. Müslümanların yanından kaçmasının nedeni de odur.
Münafık Müslümanların yanında geçici olarak durur. Kendini güvende hissetmez. Çünkü Müslümanlara düşman olduğu için, kinli olduğu için, nefret ettiği için Müslümanlardan kendini güvende hissetmez. Küfürden kendine yer arar.
Kuran’da, münafıklar müminleri akılsızlıkla itham ediyorlar. Münafık kendisi anarşist ruhlu olduğundan, onu üstün görüyor. Müminin itaatkar olmasına da şaşıyor, “O akılsızlar gibi mi iman edeceğim?” diyor. Halbuki itaatli olmak, yumuşak başlı olmak, halim olmak güzeldir.
Münafıklar kendileri isyankar oldukları için müminlerin itaatkar olmasının güzelliğini fark edemezler.
Münafık dünyadaki huzursuzluğunun binlerce katını cehennemde yaşar. Mümin de huzurunun binlerce katını cennette yaşar, tam zıddıdır.
Münafık cehennemde bile fitne arıyor, sürekli rahatsızdır ve hiçbir zaman için Allah’a sığınmaz. Allah o anarşist ruhunu, o deli ruhunu, sürekli rahatsız olan ruhunu en rahatsız halde tutar cehennemde. Mümin de dünyada mutmain olduğu için cennette en mutmain halde yaşar, hiç huzursuzluk yaşamaz.
Cennet şartları mümine göredir. Münafık da tam cehennem ehlidir. Cehennemde sürekli huzursuzdur. Orada da yine kendince pislik yapacak konu buluyor, onu oraya atmaya sebep olan diğer münafıkları arıyor.
Allah yolunda mücadelede fedakar olacaksın. Mesela asker aç, susuz oluyor çıtını çıkartmıyor, fitne çıkartmıyor ama münafık çıkarır. Münafığın en ufak bir şeye tahammülü yoktur. Her şey onun dediği gibi olsun ister. Mümin öyle değildir, nasıl ortalık yatışacaksa, nasıl ortam huzurlu olacaksa ona göre hareket eder.