Alıntılar
Kalitesiz toplum yıkılmaya mahkumdur. Allah yıkıyor kalitesiz toplumu. Hz. Süleyman (as) devrinde modernlik, güzellik, estetik, sanat, neşe, sevinç vardı. Allah dünya hakimi yaptı. Hz. Zülkarneyn zamanında da öyle; neşe, güzellik, sevinç, estetik, bilim vardı. Allah dünya hakimi yaptı. Onun dışında müsaade etmedi Allah. Hep yıkım, hep yıkım, hep yıkım oldu. Sebep taassuptur. Sevgi dolu, merhametli, barışsever, insancıl, akıllı, son derece samimi, son derece sanattan, bilimden, estetikten hoşlanan, tertemiz, insanları kendisi gibi koruyup kollayan, her inançta insana saygı duyan, hepsini kendisine sunulan nimetleri de aynı şekilde onlara da layıktır diye düşünen, halis, candan insanlar olmak durumundayız. O zaman Allah dünyaya hâkim edecek. Biz de onun için gayret ediyoruz. Hükümetlerle dindarlığın sağlanması mümkün değildir, mehdiyetle dindarlık sağlanır. Dindarlıkta da gelecek olan sistem, gelecek olan ruh sevgidir. Yani mehdiyet bol bol, çok çok bol sevgi getirir, merhamet getirir, şefkat, anlayış, hoşgörü, tatlılık, ufuk genişliği, sanat ve bilim getirir ve sosyal adalet getirir; yoksa dayatmalar getirmez. Mehdiyette dayatma hiçbir şekilde yoktur. Sevgisiz, estetikten uzak, bakımsız, pejmürde, ezik, içine kapalı bir dünyayla, müzik yok, sanat yok, demokrasi yok, coşku yok, heyecan yok öyle o şekilde İslam hâkim olmaz. Allah böyle korkunç bir sistemi de bize farz kılmaz. Allah böyle korkunç şeyleri bizden kaldırmıştır. İnsanlar kendileri icat ediyorlar bu korkunç sistemleri, dehşet verici sistemleri. Yobazlıkla İslam’ı bütün dünyada küçük düşürdüler. İslam güneşini söndürmek istiyorlar. Asma, kesme, dövme, kadınları aşağılama, kadınlara “buçuk” deme, müzik yok, resim yok, sanat yok, iyilik yok, güzellik yok, muhabbet yok, şu yok, bu yok. Deli misiniz siz? Cehennem özlemi içinde gibiler. İslam’da öyle bir şey yok. İngiliz derin devleti bir ülkeyi yıkmak ya da parçalamak istediğinde önce o ülkede sanatın, bilimin, kültürün olmadığı, zevksiz, kirli, kavgacı, sevgiyi ve nezaketi bilmeyen insanlardan oluşan bir ortam meydana getiriyor. O zaman bu ülkeleri yıkmak çok kolay oluyor. “Bakın İslam’ı yaşayan bu ülkeler böyle bir felaketin içine sürükleniyor, bu ülkeleri yıkıp yeniden kuralım” diyorlar. Suriye’de ve Irak’ta hep aynı taktiği uyguladılar. Şimdi de Türkiye’ye aynı şeyi uygulamak istiyorlar. Sanatın, güzelliğin, kadın özgürlüğünün, neşenin, bilimin olmadığı, insanların yaşama sevincinin kalmadığı, içine kapalı bir ülke oluşturmak istiyorlar. Biz buna ilimle irfanla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. Kuran’ın aydınlık, modern, kaliteli, nezih, sevgi ve hayat dolu ruhunu yaşantımızla gösteriyoruz ve tüm Türkiye’ye, dünyaya bu güzel Kuran ahlakının hakim olmasını istiyoruz. Sürünmek din değildir. Rezil yaşamak din değildir. Pis bir suratla gezmek, leş gibi kokmak, pejmürde evlerde yaşamak, pis yiyecekler yemek, soluk ışıklı evlerde oturmak…Müzik dinlememek, teknolojinin imkânlarından istifade etmemek, bilime karşı gelmek, sanata karşı gelmek, sanatı durdurmaya çalışmak, demokrasiyi durdurmak, özgürlüğü kaldırmak bunlar din değil, bunlar şeytani hareketler.