Alıntılar
İslam’la ilgili çok fazla aleyhte propaganda yapıldığı için din anlatıldğında bir çok insan kendisinin felakete davet edildiğini sanıyor. Gülmeyecek, müzik dinlemeyecek, hiçbir yere bakmayacak, kadınları yarım bilecek, sanatla ilgilenemeyecek, yıllarca kılmadığı namazları kılacak, yıllarca tutmadığı oruçları tutacak, bakımlı olamayacak, modern giyinemeyecek, temiz olamayacak, okumayacak, düşünmeyecek sanıyor. İslam’ı anlatabilmek için önce tüm bu ön yargıyı ortadan kaldırıp, sevecenlikle insanlara yaklaşıp güzel sözle anlatmak lazım. Allah 2018'i hayırlı uğurlu etsin, Allah tekrarına erdirsin. Hayırla selametle bereketle. Allah müminler için dünyayı cennete çevirsin, insanlara hidayet versin, İslam’ın hakimiyetini göstersin. Hayırla, bereketle memleketimizi sarsın. Allah müminlere dünyayı cennete çevirsin, her yeri mamur ve güzel hale getirsin. Müminlerin kalplerine inşirah, ferahlık, Ruhu’l Kudüs ile destek nasip etsin. Her türlü hayrı, bereketi, iyiliği, güzelliği, sanatı, estetiği müminlerin güzel ruhuna nakşetsin Cenab-ı Allah. Müminleri hayırla bereketle uzun yaşatsın. Bağnazlar babasının kızına sevgi gösteremeyeceği, annenin oğlunun yanına çıkamayacağı dünyayı din gibi gösteriyorlar. Bu çok korkunç. Bu şirk dini. “Fotoğraf çektirmek, tablo asmak, müzik dinlemek, dans etmek, gülmek ben hepsini yaparım ama haram olduğunu biliyorum" diyorlar. Oysa bunlar haram değil, helal. Müslüman Allah'tan korkar ve haram konusunda titizdir. Haram olanı yapmaz. Bu mantıkta olanlar kendilerince Müslümanların elinden helal olan tüm nimetleri almak istiyorlar. Müzik, dans, sanat, kalite, bilim, güzellik, eğlence haram değildir. Ayrıca haram olduğunu düşünüp buna rağmen tüm bu eylemleri yapıp sonra da Müslümanlara akıl vermek çok büyük bir samimiyetsizliktir. Bazı insanlar gelenekçi İslam'ı tanıdıkları için Kuran'ın yeterli olduğunu duyduklarında, Kuran'daki özgürlüğü tanıdıklarında şaşırıyorlar. İslam'da müzik, dans, sanat olmaz, Müslüman dediğin sürekli ağlar, bakımsız olur, fakir yaşar, içine kapalıdır diye biliyorlar. Müslümanların coşkulu bir hayatı olması, güzel, bakımlı, zengin olmaları bu insanları şaşırtıyor. Zenginliğin, güzelliğin ve neşenin sadece küfrün hakkı olduğunu, Müslümanın dünyada süründüğünü, güzelliklere ancak cennette kavuşacağını sanıyorlar. Oysa Allah tüm nimetleri müminler için yaratmıştır. Küfür zengin olduğunda hiç kimse bu nasıl oluyor diye sormuyor. Mümin zengin olduğunda bu nasıl olur diye yadırgıyorlar. Dünyadaki tüm güzellikler Araf Suresi 32. ayette bildirildiği gibi " "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bazıları monoton hayat istiyor. Gençler neşeli olsun, hayat dolu olsun istemiyor. Neşeden, sevinçten hoşlanmıyor. Hayatı grileştirmek, ölü hale getirmek, çekilmez hale getirmek istiyorlar. Bunlar sanata, kadın hürriyetine, özgürlüğe, sevecenliğe, dostluğa, arkadaşlığa her şeye karşılar. Herkes kendileri gibi olsun istiyorlar. Güleni azarladığı eğleneni mutsuz ettiği bir hayattan yanalar. Kendileri mutsuz oldukları için insanları da kendileri gibi yapmak istiyorlar. Tek kelime sevgiden, dostluktan, neşeden, sanattan bahsetmiyorlar. Dostluğu, arkadaşlığı bilmedikleri için herkese karşı oluyorlar. Böyle kişiler Ak Parti’yi de baskıcı, yasakçı, özgürlük karşıtı bir parti gibi göstermek istiyor, Ak Parti ve Tayyip Hocam’a da tuzak kuruyorlar. Tayyip Hocam özgürlük isteyen, gençlerin neşesinden yana olan, modern dindardır. Ama bu kişiler Ak Parti’yi güzelliğe, neşeye, sanata, bilime karşı gibi gösteriyorlar ve bu yüzden sahil kesimlerinde Ak Parti’nin oy kaybetmesine sebep oluyorlar. Türkiye’nin solu gerici soldur, çok gerici bir kafaya sahiptir. Stalin Devri’nin soludur. Dolayısıyla hepsi olmasa da büyük bir bölümü; bağnaz, tutucu ve gelenekçidir. Çok katıdırlar. Kılık kıyafeti bile, Stalin bıyığı. Stalin tarzında konuşuyor. Stalin’in kültüründe kalmışlar, 2017’lerin insanı değil. Adam 1920’ler, 1930’ların kafasında. Geliştirememiş kendisini. Onun için kadınlara karşı da katıdır. Mesela; solcu kadınlarına bakın erkek gibidirler. Makyaj yapmazlar, askeri kıyafetler giyerler. Hepsi olmasa da birçoğu bakımsızdır. Kötü bir görünüm vardır. Serttirler, sevgisizdirler. Gelenekçi Ortodoks kesimde de yine öyle kadınların bir çoğu bakımsız, çoğunlukla güzel bir koku hissedemezsin. Güzel bir bakım hissedemezsin. Hepsi için demiyorum, bir kısmı için diyorum çünkü çok iyi olan, çok değerli olan insanlar da var. Ama kadın karşıtlığı onlarda da çok şiddetlidir. Onlar zaten kendileri savunuyorlar kadınların akılsız olduğunu, yarım akıllı olduğunu, sopa yemesi gerektiğini erkeklerden daha kapsamlı anlatıyorlar. Kadının dediğinin tersinin yapılması gerektiğini su gibi ezberlemiş onlar. Kadınlara ait hükümler diye o konuda alim olmuş kadınlar var. Kendi kendine hakaret ediyor ve bunu takva adına yapıyor, Allah'ın hükmü bu, zaten böyle olması lazım diyor. Bundan sonra bu münasebetsizliğe yol vermeyeceğimizi biz gösterttikten sonra Türk gençliğinde muazzam bir uyanma oldu. Bakın 150.000'in üstünde insanla görüştük. Hepsinin pozitif, son derece hür, aydın, Kuran Müslümanı olduğu, aklı başında, şefkatli ve merhametli olduğu, yardımsever, nezih, savaşlara karşı, kan dökülmesinden nefret eden, dostluk ve sevgiden çok zevk alan, sanatı, estetiği, bilimi coşkuyla savunan, demokrat, hür düşünceyi savunan, cumhuriyetçi akla sahip kaliteli gençler olduğunu, kadın özgürlüğünü savunduklarını görüyoruz. Dolayısıyla yaptığımız ilmi mücadele elhamdülillah meyvelerini verdi ve vermeye devam ediyor meyvelerini.