Hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar bazı insanları ortak bir noktada birleştiren önemli bir benzerlik vardır; insanların büyük çoğunluğu mutsuz bir hayat sürmektedir. Peki neden bu insanlar mutsuzdur? Neden iç dünyalarında azap duyar, neden huzursuz bir yaşam sürerler?
Bu gibi insanların, en güzel nimetlerin içerisinde bile azap çekmelerinin ve mutsuz olmalarının nedeni, Allah’tan uzak bir hayat sürüyor olmalarıdır. Allah insanlara mutluluğu ancak iman ile verir, hayatın güzelliklerinden gerçek anlamda zevk alabilmelerini ancak bu şekilde mümkün kılar. Kuran’a uygun samimi bir iman olmadığı sürece, insanların hiçbir yolla, hiçbir yöntemle gerçek mutluluğu elde edebilmeleri mümkün değildir.
İşte bu kitapta bu önemli gerçeğe dikkat çekilmekte ve insanlar gerçek ve samimi imanı yaşamaya davet edilmektedirler. İnsanların, mutlu olabilmelerini, nimetlerden zevk alabilmelerini engelleyen ve kendilerini azaba sürükleyen bu sistemi, aslında kendi elleriyle oluşturdukları anlatılmaktadır. Mutsuzluktan ve gizli azaplardan kurtulabilmenin tek çözümünün, Allah’a samimi bir kalple iman etmek olduğu ortaya konmaktadır. Allah’a karşı bu mutlak samimiyet elde edilmediği sürece, insanların hiçbir yolla gerçek anlamda mutluluğu yaşayamayacakları ve dünyadaki bu gizli azapların ahirette sonsuz bir azaba dönüşebileceği hatırlatılmaktadır.