Güneş, canlılığın yeryüzünde devam etmesindeki en önemli unsurlardan birisidir.
Ancak güneş ışınlarına uzun süre doğrudan maruz kalmanın tehlikeli sonuçları olabilmektedir. Bu nedenle de güneş ışınlarından koruyan kremler bu riskleri azaltmada önemli bir rol oynamaktadır. Ancak son zamanlarda güneş kremlerinin içerdikleri bazı kimyasallar nedeniyle insan vücuduna zararları da olabileceği üzerinde tartışmalar yapılmaktadır.
Cilde uygulanan kimyasalların bir kısmının emilerek kan dolaşımına geçtiği bilinmektedir. Bu nedenle bilim insanları belirli güneş kremlerinin güneş yanığını önleyebileceğini kabul etmekle birlikte kansere neden olabilecek toksinleri de ortaya çıkarabileceği ihtimalinden endişe duymaktadırlar.
Şimdilerde birçok firma zararlı kimyasal içermeyen ve koruma özelliği oldukça güçlü güneş kremleri geliştirmek için araştırmalar yürütmekte. Bu amaçla pek çok fabrika ve laboratuvarda çok sayıda mühendis bilimsel çalışmalar yapmaktadır. Oysaki doğada canlı vücuduna zararlı olabilecek herhangi bir madde içermeyen, güneş ışınlarından koruduğu gibi ayrıca antibakteriyel bir özelliğe de sahip olan doğal bir madde milyonlarca yıldır bulunmaktadır. Bilim insanlarına ilham veren bu özel madde Su aygırlarının vücut ısılarını dengelemek için ürettikleri terden başkası değildir.
Su aygırlarının teri son derece etkili, dört özellikli bir güneş kremi görevi görmektedir. İnsan vücudunda bulunan tuzlu su derimizdeki gözenekler sayesinde terleme yoluyla dışarı çıkarak buharlaşmakta ve bu sayede bedenimiz serinlemektedir.

Su aygırları da benzer bir yöntemi kullanır. Ancak onlar sadece bir soğutma sorununu değil aynı anda birçok farklı faydası bulunan bir kimyasal karışım ile yaratılmışlardır. Terin mikroskobik yapısı onun ışığı dağıtarak güneşin deriyi yakmasını engelleyecek şekilde yaratıldığını göstermektedir.(1) Ayrıca, su aygırının teri toksik olmayan mükemmel bir güneş kremi olmasının yanı sıra antiseptiktir, vücutta mantar oluşumunu önler ve böcek kovucu bir özelliğe sahiptir.
Su aygırının sahip olduğu bu olağandışı özellikler bilim insanlarının ilgisini çekmiş, Kyoto İlaç Üniversitesi, Trieste Üniversitesi, Dr. Christopher Viney ve Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar ile Merced'deki malzeme mühendisliği ekibi, su aygırlarının salgıladığı pas rengindeki mukus ve kimyasalların birleşimini incelemişlerdir. Bu inceleme sonucunda su aygırlarının salgıladıkları terde ultraviyole-görünür aralıkta ışığı emen iki pigment bulunmuştur. Bunların kristal yapıları, malzemenin elle ovulmasına gerek kalmadan kendiliğinden tüm cilde yayılmasını sağlamaktadır. Pigmentler, beyaz teni bir ton daha koyu yaparken aynı zamanda antiseptik özellik göstererek bakteri büyüme hızını da yavaşlatmaktadır. (2)
Su aygırı terinin bu özelliği sayesinde ne kadar çamura veya pisliğe maruz kalırsa kalsın vücudundaki yaraların mikrop kapmasından korunmuş olur. Nitekim araştırmacılar teri aylarca kapalı kaplarda saklamışlar ve birkaç aylık depolamadan sonra bile, terde herhangi bir maya, bakteri veya mantar üreme belirtisi görmemişlerdir. (3)

Su aygırının teri, onun serinlemesini sağlarken aynı zamanda güneşten koruma ve bakteri ile mantar üremesini engelleme özelliklerine sahiptir. Bu özellikleri kademe kademe gelişen evrimsel bir süreç ile açıklamak imkansızdır. Çünkü evrim teorisi bu tür kompleks ve mükemmel sistemleri açıklayamamaktadır. Teri üstün kılan kimyasal özelliklerin ilkel hali yoktur yani su aygırları ilk varolduklarından beri bu özel sıvıya şimdiki haliyle sahiptirler. Evrimcilerin iddia ettikleri gibi zaman içerisinde sıvı farklı özellikler kazanarak şu anki haline dönüşmüş değildir. Eğer bu şekilde olmuş olsaydı bu özellikler henüz tam oluşmamışken, su aygırına herhangi bir faydaları yok iken neden korunup sonraki nesillere aktarılarak devam ettirilmişlerdi?
İşte burası evrimcilerin açıklayamadıkları tümüyle belirsiz bir durumdur. Bilim insanlarının su aygırının terindeki özellikleri inceleyerek günümüz teknolojisiyle ona benzer bir kimyasal içeriğe sahip güneş kremi geliştirme çabaları bu terin tesadüfen kendiliğinden ortaya çıkabileceği iddiasının mantıksızlığını açıkça ortaya koymaktadır.
Su aygırının terinin sahip olduğu üstün özellikler Allah'ın yaratışındaki mükemmelliğin bir göstergesidir. Allah'ın yaratışı mükemmeldir ve her şeyi en güzel şekilde yoktan var etmektedir. Allah yarattığı her şeyi en güzeliyle yaptığını "Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır..." (Secde Suresi, 7) ayetiyle bize bildirmektedir.
Notlar:
(1) GreenerDesign, Hippo Sweat Could Lead to Better Sun Protection, trellis.net 19 Mart 2009 https://trellis.net/article/hippo-sweat-could-lead-better-sun-protection/
(2) Jay Harman, The shark’s paintbrush: biomimicry and how nature is inspiring innovation, ISBN 978-1-935952-85-5, White Cloud Press 2013, s. 1-2
(3) Jennifer Viegas, Hippo sweat: The next big thing in sunscreen? NBC News 17 Mart 2009
https://www.nbcnews.com/id/wbna29727352


