Sayın Adnan Oktar’ın 5 Haziran 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: Bulunduğumuz ortamı nasıl daha güzel yapabiliriz?
ADNAN OKTAR: O senin sözün çok önemli. Yani ben köylerden biliyorum. Biz Batmantaş’a giderken birçok köyden geçiyorduk. Akıl almaz bakımsız. Evin önüne bir elma ağacı dikmek bu kadar mı zor? Yok. Bir üzüm dalı, yani üzüm zaten baharda dalını kesip koysan tenekeye bir kaba, kök bırakıyor üzüm zaten. Anında oluşur. Elma, armut ağacı dikmek bu kadar mı zor? Oraları yeşillendirmek o kadar mı zor? Berbat evlerin önleri. Yani çiçek ekmek, mesela bir gül sarmaşığı ekmek bu kadar mı zor? Bir kere ek, evi kaplar ya beş yıl, on yılda evin her tarafı sarmaşıkla sarılıyor. O zevk yok. Yani o zevki vermek lazım.
Mesela Avrupa'da öyle değil. Avrupa'daki köyler görüyorsunuz rengarenk, akıl almaz güzel, çok nefis. Hepsi sanat harikası. Köye gitti mi insanın nefesi kesiliyor. Küçük, şahane evler. Her yer çiçek, her yer pırıl pırıl. Taşlarla süslemişler, öyle pahalı malzeme yok ama her yer bakımlı. Bu kültür-görgü meselesi. Onun için işte kalite bakanlığı kurulsun dediğimiz bu. Kültür, sanat, kalite, estetik teşvik edilmesi lazım. Örnekler, filmler gösterebilir. Evlerinizi böyle yapın diye gösterebilir. Köylere bu tip teşvik heyetleri gidebilir, ziraatçılar. Evleriniz önüne mesela kalıcı çiçekler ekin. Meyve ağaçları ekin. Küçük bahçeler oluşturun. Irmak kenarlarına kavak ekiyor, meyve ağacı eksene. Kavak da ek de, keşke kavak ekse onu da ekmiyor bomboş. Su kenarına mesela kavak eksen, kavak o kadar şahane bir ağaç ki dalını keseceksin, toprağa sokuyorsun büyüyor. Hemen kök bırakıyor, hiç uğraşmaya gerek yok.