Atomu birarada tutan bazı kuvvetler vardır. Güçlü nükleer kuvvet adı verilen kuvvet üç temel kuvvetten biridir. Bu kuvvetleri anlamak için mutlaka izleyin.
EVRENİN DÖRT KUVVETİ
Atomun buraya kadar açıkladığımız ilginç yapısını bir arada tutan bazı kuvvetler vardır. Bunu anlamak için öncelikle atomun merkezine yani çekirdeğine bakalım. Örneğin bir karbon atomunun çekirdeğine.
Karbon atomunun atom ağırlığı 6'dır. Bu çekirdekte 6 tane proton bulunduğu anlamına gelir. Ancak ilginç bir durum vardır. Protonların hepsi artı elektrik yüküyle yüklüdür ve aynı yük taşıyan parçalar birbirlerini iterler. Peki birbirini itmesi gereken protonlar nasıl olur da bir arada dururlar? Bilim adamları bu soruya karşılık protonları bir arada tutan bir gücün varlığını varsaymışlar ve buna güçlü nükleer kuvvet adını vermişlerdir.
Bu güçlü nükleer kuvvet, atomun içinde etkisi bulunan üç temel kuvvetten bir tanesidir. İkinci kuvvet, protonların yanında bulunan nötronları etkileyen zayıf nükleer kuvvettir. Üçüncü kuvvet ise, atom çekirdeği etrafında dönen elektronları yörüngede tutan elektromanyetik kuvvettir. Elektronlar eksi yüklüdürler ve artı yüklü olan çekirdeğe doğru elektromanyetik kuvvet tarafından çekilirler. Dönerken elde ettikleri merkez kaç kuvveti? Elektromanyetik kuvveti dengeler ve böylece hep yörüngede kalırlar. Sadece atomu etkileyen bu üç temel kuvvete ilave olarak bir de evrenin genelinde etkili olan dördüncü bir kuvvet daha vardır. O da yer çekimi kuvvetidir.
Buraya kadar anlattığımız bilgiler hemen her fizik kitabında yer alır. Ancak çoğu kez söz edilmeyen çok önemli bir gerçek vardır. Evrendeki bu dört temel kuvvetin şiddetleri birbirinden çok farklıdır ve bu fark çok ince bir dengeye dayanmaktadır.
Örneğin güçlü nükleer kuvvet, yer çekimi kuvvetinin değerinden yaklaşık milyar kere milyar kere milyar kadar daha büyüktür. Güçlü nükleer kuvvet ile elektromanyetik kuvvet arasında ise milyon kere milyondan daha büyük bir fark bulunmaktadır. Eğer bu değerler biraz farklı olsaydı neler olurdu?
Mesela şu anda eğer bedeninizde oluşan atomların güçlü nükleer kuvveti birazcık olsun zayıflasa vücudunuz bir anda tuzda buz olur. Bunun için sadece binde birlik bir oynama bile fazlasıyla yetecektir. Ama bedenimizi ve diğer maddeleri oluşturan atomlar dört temel kuvvetin hassas dengesi sayesinde hep istikrarlı olarak dururlar.
Dört temel kuvvetin değerlerindeki bu hassasiyet bilim adamlarını son derece şaşırtmıştır. Bunlardan biri olan ünlü astrofizikçi Paul Davıes şu yorumu yapar:
“Eğer biraz daha farklı sayısal değerler seçilmiş olsaydı evren çok daha farklı bir yer olacaktı ve büyük olasılıkla onu görmek için biz burada olamayacaktık. İnsan kozmolojiyi araştırdıkça şaşırtıcılık giderek daha belirgin hale gelir. Evrenin başlangıcı hakkındaki bu bulgular, evrenin hayranlık uyandırıcı bir hassasiyetle düzenlenmiş olduğunu ortaya koymaktadır.”
Evrenin hayranlık uyandırıcı bir hassasiyetle düzenlenmiş olması, yaratılmış olması demektir. Bu gerçeğin bir diğer dikkat çekici yönü ise kullanılan kavramlar açıklandığında ortaya çıkar. Bilim adamlarının evrendeki fiziksel güçleri dört temel kuvvet olarak tanımladıklarını belirtmiştik. Ne var ki bu tanımlama neden böyle kuvvetlerin var olduğu ve neden çok dengeli oldukları sorularını açıklamaz.
Eğer bu tanımların daha ötesine gidersek, evreni üstün kudret sahibi olan Allah'ın her an düzen içinde tuttuğu gerçeğiyle karşılaşırız. Modern fiziğin ulaştığı bu gerçek aslında Kuran'da 1400 yıl önce bildirilmiş bir sırrın keşfinden başka bir şey değildir.
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım:
"Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye her an kudreti altında tutuyor. Andolsun eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu o, halimdir, bağışlayandır.” (Fatır Suresi, 41)