Sayın Adnan Oktar’ın 11 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: Selam Hocam, velayet sistemi nasıl uygulanır?
ADNAN OKTAR: Biz insanız, Allah'ın kullarıyız. Malı Allah hepimize vermiş. Mülk hepimizin, Allah “mal benim” diyor. “Üstüne yatmayın malın” diyor. “Benim diye alıp köşeye yığmayın” diyor. “Böğürlerinizi dağlarım, boynunuzu, kafanızı dağlarım o malla” diyor Allah. “Bunu dağıtın” diyor. “Sevdiklerinize, dostlarınıza bütün müminlere dağıtacaksınız, biriktirmeyin” diyor Allah açıkça ve her kadını kendi çocuğunuz gibi koruyacaksınız. Her çocuk sizin çocuğunuzdur. Her kadın sizin kızınızdır. Sizin eşiniz gibidir. Onları koruyup kollayacaksınız. Velayet sistemi budur. Herkesin herkesi koruyup-kollaması.
Mesela sen Konya'da geziniyorsun, Eskişehir'de geziniyorsun sokakta. Paran bitti, bir şeyin yok. Tık tık kapıyı çalarsın, Selam, Aleyküm Selam buyurun der. Allah misafiriyim, oo buyurun hemen. Hemen yemek çıkartın. Hemen mesela yatak odasını hazırlatırsın. Mümin kardeşin. Sistem budur. Buna velayet sistemi denir. Herkes herkesi korur-kollar. Mesela kanser hastası olur, o bütün mahalle alır-götürür hastaneye. Kimi yemeğini yapar, kimi bir ihtiyacını giderir. O şekildedir velayet sistemi. Köylerde bu kısmen uygulanır velayet sistemi kısmen.
Mesela dedem uygulardı. Bir hediye gelirdi, ne güzel falan dedi mi hemen al senin olsun derdi. Yani biri beğenip de elinde tuttuğu hiçbir şey yoktu ama hiç. Mesela ona bir tabaka getirmişlerdi böyle gümüş değerli bir şey. Kazım diye bizim tanıdık vardı bir gözü görmüyordu. Dede bu ne güzel şey dedi. Al senin olsun dedi. Her ne olursa öyle anında veriyordu. Birisi güzel dedi mi bitti. Senin olsun diyordu. Hiçbir şey tutmazdı.
-Siz de çok cömertsiniz. Çok fazla hediye vermeyi seversiniz.
ADNAN OKTAR: Evet maşaAllah. Mesela anneannem yemek hazırlardı, mutlaka birini çağırırdı. Çağırın işte şunu, çağırın bunu falan. Yakında olan kim varsa. Biz hiç yalnız yemek yemezdik. Köy yerinde çok hoş bir oturuş şekli var. Bir ayağını dikiyor dizini, bir ayağını katlıyor falan. Çok şeker böyle tertemiz. Onlar çok mübarek insanlar Anadolu insanları, çok saygılı. Güzel de sohbet ederlerdi, konuşurlardı. Sonra da biz işte yüklük yatak odası tarafına geçerdik böyle. Oymalı, yüksek bir yer var böyle baya geniş. Orada yüklük vardı onu açardık, içinden yatakları çıkartırdık. Anında yatakları koyarız. Ben de hemen balıklama dalardım yatağa. Akşam eşkıya baskına ihtimaline karşı mantar tabancam falan yastığın altında dururdu. Ne olur ne olmaz. Mesela eşkıya varsa mantar tabancasıyla peş peşe saydıracaktım. Tak tak tak tak yani böyle anında. Direkt silah görünümündeydi. Tabii mantar tabancasıyla da ne yapıldığını bilmiyorduk da.