Ne demiştiNe oldu


Azerbaycan Gazete 525, 27 Ağustos 2008

Adnan Oktar: Ama o güç (Türk İslam Birliği) onların aleyhine olmayacak ki, yani Rusya’nın daha zenginleşmesi demektir. Ermenistan’ın daha zenginleşmesi demektir. Ermenistan’da, Rusya’da yeni yeni fabrikalar, yeni yeni tesisler demektir. Azerbaycan’ın petrollerinin Türk petrollerinin, Türk madenlerinin Rusya’ya, Ermenistan’a satılması demektir. VE ONLARIN HER TÜRLÜ İMKANİNİN DAHA ÇOK ARTMASI DEMEKTİR. PAZARLARI GENİŞLER, TİCARETLERİ GENİŞLER, ASKERİ YÖNDEN RİSK KALKAR… Bunu kabul eder Ermenistan. Bu birleşmenin sonucunda size bol bol mal gönderelim, ticaret yapalım, okullar yapalım, hastaneler yapalım. Böyle bir anlaşma önceden onlara tebliğ edilir. Yani, böyle birleşme sonucunda onlara neler sunulacağı anlatılırsa, NASIL ZENGİNLEŞECEKLERİ ONLARA ANLATILIRSA, ERMENİSTAN’IN NESİNE LAZIM OTURUP DÜŞMANLIK YAPSIN… Yoksa, Ermeniler Osmanlı döneminde çok hoş ve mübarek insanlardı. Büyük hizmetler yaptılar. En kaliteli doktorlar Ermenilerden çıktı. En kaliteli sanatçılar, siyaset adamları, bilim adamları hep Ermenilerden çıktı. Osmanlı, Ermeniyi seviyordu. Sonra çıktı bu olaylar. Darwinizm çıktı arkasından sosyal darwinizm çıktı. Sosyal darwinizm de Ermeni sorununu meydana getirdi.



Çırağan İftar Yemeği, 18 Eylül 2008

Adnan Oktar: Biz onlarla iç içeyiz. Ve millet-i sadıkadır Ermeniler. Adı üstünde, sadık millettir. Tamamen gereksiz; onlar orada hapsedilmişlerdir. Ekonomik yönden de güçsüzler, sıkıntı içindeler. Açılsın oradaki kapılar. Gürcistan’ın da kapıları açılsın, Ermenistan’ın da, Azerbaycan’ın da kapıları açılsın, Türkiye’yle birleşsinler. Güzel bir ittifak oluşsun. Hem ekonomik hem sosyal hem kültürel bilimsel yönden her yönden mükemmel bir gelişme olur.