Duymamızı sağlayan bu mucizevi sistem, en küçük ayrıntısına kadar ince ince tasarlanmış farklı yapılardan oluşmaktadır. Bu sistem hiçbir şekilde evrimcilerin iddia ettiği gibi "aşama aşama" oluşamaz, çünkü en küçük bir detay bile eksik olsa, tüm sistem işe yaramaz hale gelecektir. Açıktır ki kulak, bir bütün halinde Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından kusursuzca yaratılmıştır.
Dış dünyayla olan iletişimimizi beş duyumuz vasıtasıyla yaparız. Varlıkları görürüz, seslerini işitiriz, tatlarını alırız, kokularını koklarız, dokunarak hissederiz. Bu beş duyunun herbiri, birbirinden kompleks sistemlerle donatılmıştır. Günlük hayatımızda her an yaptığımız hareketler ancak bu sistemlerin eksiksiz olarak görevlerini yerin getirmesiyle mümkün olabilir. Örneğin, dış dünyadaki sesleri duymamızın nasıl gerçekleştiğini inceleyelim:
Önce havadaki ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanır. Sonra bu ses titreşimleri kulak zarına çarpar. Kulak zarı, orta kulak kemiklerini titreştirir. Ses titreşimleri böylece mekanik titreşimlere dönüşür. Bu mekanik titreşimler ise, iç kulaktaki "vestibüler pencere" denen kısma geçerek, kulak salyangozunun içindeki sıvıyı titreştirir. Bu sıvının titreşimleri, sinirsel uyarılara dönüşerek işitme yolları ile beyne gidecektir. Beyin, havadaki ses titreşimlerini ancak kendisine iletilen bu elektrik uyarıları vasıtasıyla tanıyabilir.
Kulak kepçesi, sesi toplayacak şekilde tasarlanmıştır. Kepçe tarafından odaklanan ses, kulak kanalına aktarılır. Kulak kanalının iç kısmı, kulağı dışarıdan gelen kirlere karşı korumak üzere bazı salgılar çıkaran hücrelerle ve tüylerle kaplanmıştır. Kanalın sonunda, orta kulağın ağzına yerleştirilmiş olan kulak zarı vardır. Zarın arkasındaki orta kulak boşluğunda, çekiç, örs ve üzengi adlı üç küçük kemik bulunur. Burnun arka kısmına bağlı olan östaki borusu ise, orta kulaktaki hava basıncını dengelemektedir. Orta kulağın bittiği yerde, çok hassas bir duyma mekanizmasına sahip olan sıvı dolu "salyangoz" bulunur. |
Kulak salyangozu
Kulak salyangozu içinde çok kompleks bir mekanizma vardır. Salyangoz spiral biçimindeki bazı özel kanallara sahiptir. Kanalların içinde, "corti organı" bulunmaktadır. Corti organının yüzeyindeki hücrelerin, "tüycük" adı verilen antenleri vardır. Salyangoz içindeki sıvının titreşimleri, corti organının yüzeyindeki zar tarafından bu tüycüklere aktarılır. Kulağa gelen sesin frekansına göre, tüycükler farklı şekilde titreşir. İşte bizim duyduğumuz sesleri birbirinden ayırt etmemiz, bu sayede mümkün olur. Bunlar her biri tek tek incelendiğinde harika bir işleyişe sahip organlardır. Bu organların kendi aralarında tam uyumla çalışmaları ise ayrı bir yaratılış mucizesidir. Ses titreşimlerini tüycükler sayesinde algılayan hücreler bunları elektriksel uyarılara dönüştürür ve sinirlere aktarır. Bu sinirler, şakak kemiğinden çıkarak beyine ulaşırlar. Beynin içinde, yüksek frekansa sahip sesler ile, düşük frekanslılar farklı yollardan ilerler. Bu sayede sesleri birbirinden ayırırız. Duymamızı sağlayan bu mucizevi sistem, en küçük ayrıntısına kadar ince ince tasarlanmış farklı yapılardan oluşmaktadır. Bu sistem hiçbir şekilde evrimcilerin iddia ettiği gibi "aşama aşama" oluşmuş olamaz, çünkü en küçük bir detay bile eksik olsa, tüm sistem işe yaramaz hale gelecektir. Açıktır ki, kulak, bir bütün halinde Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından kusursuzca yaratılmıştır.
Son teknolojik yeniliklerle dahi taklit edilmesi mümkün olmayan kulak mükemmel bir ses alıcısıdır.
"O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz". (Mü'minun Suresi, 78)