Sayın Adnan Oktar’ın yabancı basına yaptığı açıklama. (8 Şubat 2018, A9 TV)
MUHABİR: Adnan Bey, çok popülersiniz ama birkaç tane de son zamanlarda eleştiriye maruz kaldınız. Mesela Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın siz ve programlarınız hakkındaki açıklamaları, programlarınızda eğlencenin yanında dini unsurların beraber olmasından hissettiği rahatsızlığı belirtmesi hakkında bir soru soracağım. Neden hedef gösterildiniz sizce?
ADNAN OKTAR: Dinle, eğlence, hayat, her şey iç içedir. Yani dinin olmadığı hiçbir yer olmaz. İnsan banyo yaparken de Allah'tan bahseder. Düğünde de Allah'tan bahseder. Kına gecesinde de Allah'tan bahseder. Nişanlarda da Allah'tan bahsedilir. Yani böyle yerlerde Kuran olmaz, din olmaz, Allah'tan bahsedilmez sözünün doğru olmadığını düşünüyorum. Diyanet İşleri Başkanımızın bu konuyu bir daha gözden geçireceğini de düşünüyorum.
MUHABİR: Peki neden daha önce değildi şimdi oldu sizce bu?
ADNAN OKTAR: Herhalde İngiliz Derin Devleti biraz rahatsız oldu 3. cildin çıkacağını duymasından. Detaylı isimler vereceğimizden belki bir tedirginliğe kapılmış olabilirler ve bazı yerleri hareketlendirmişlerdir. Bazı yerler de bazı yerleri, bazı yerler de bazı yerleri hareketlendirmiştir. Sonuçta da kişiler tabii nereden neyin geldiğini bilemezler. Bir baskı ortamı meydana getirip susturalım diye herhalde düşündüler. Bu çok yanlış bir şey. Türkiye demokratik bir ülke. Özgür olmamız lazım. Özgürlüklerin gittikçe sınırlarının açılması gerekiyor. Sayın Diyanet İşleri Başkanı'nın da bu konuyu göz önünde bulunduracağını düşünüyorum.
MUHABİR: Peki, şimdi sanırım tarafınıza tebliğ edilmemiş daha ama RTÜK’ten programınıza verilen program durdurma ve idari para cezası konusunda da konuşmak istiyorum. Bu cezanın bu Diyanet İşleri Başkanı ile karşılıklı açıklamalarınız sonrasında gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bununla bir ilişki var mıdır?
ADNAN OKTAR: Biraz herhalde onlarda kendilerini baskı altında hissediyor olabilirler. Bana pek makul gelmedi ama tabii kararlarına saygı duyuyorum. Çünkü burada hanımların olmasını istemediler. Zaten hanım arkadaşlarımız yok. Müzik istemediler, müzik de yok. Yani bunu gerektirecek herhangi bir durum yok. Ama buna rağmen böyle bir tavır almış olmaları zannediyorum bir kısım çevrelerin baskısının etkisinde olduklarını gösteriyor. Ama zamanla bu hatalarından döneceklerini düşünüyorum.
MUHABİR: Bir de bazı haber sitelerinde bu RTÜK'ün internet yayınları denetlemesine yönelik yeni bir düzenleme yapılması üzerine bir torba yasanın içine girdi biliyorsunuzdur. Bunun A9 Kanalına yönelik, sizin programlarınıza yönelik olabileceği üstüne birkaç haber gördüm, bunları okudum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce bu RTÜK'ün internet yayınları denetlemesini içeren düzenleme, yani artık bu denetimlerle sansürdür ya da değişik para cezalarıdır yapabilmesini içeren düzenleme, sizce A9 Kanalının internet üzerinden yapılan yayını üzerine midir? Yoksa değil midir? Ve genel anlamda bu RTÜK'ün internette yayınları denetlemesi üzerine ne düşünüyorsunuz?
ADNAN OKTAR: Çapını bilmiyorum, neyi kastettiklerini de bilmiyorum. Yani neleri içine alacağını da bilmediğim için kesin bir şey söyleyemiyorum. Ama özgürlük güzel bir şey, özgür ifade güzel bir şey. Özgürlük sanatı geliştirir, bilimi geliştirir, aklı geliştirir. İnsan ruhu baskıda felç olur. Yaratıcı gücünü kaybeder. Düşünce gücü kaybolur. İnsanlar durgunlaşır, hayat durağanlaşır. Dolayısıyla doğru bulmuyorum. Ayrıca bu kararın da bizimle ilgili olduğuna da hiç inanmıyorum. Kız arkadaşlarımızın yayına çıkmasından rahatsız oluyorlardı. Kız arkadaşlarımız da yayına çıkmıyorlar zaten. Dekolte konusu zaten mevzubahis olamaz böyle bir durumda. Müzik derseniz sadece marş dinliyoruz, Mehter Marşı ve Milli Marşları dinliyoruz. Eğer onu da yasaklarsalar onu da durdurabiliriz. Bir garipliktir gidiyor. Zannediyorum hükümetin özgürlükleri kısıtlayan bir hükümet görünümünde olursa bazı çevreler hükümetin daha zayıf düşeceğini ve oy potansiyelinin azalacağını düşünerek de bu tip ataklara girmiş olmasından da şüpheleniyorum işin doğrusu. Tayyip Hoca'mızı AK Parti'yi yıpratmak için yapılıyor gibi de bana bir kuşku geldi. Çünkü AK Parti'nin özelliği özgürlükleri savunan parti olması. Burada özgürlükleri yok eden bir görünüm verilmeye çalışılıyor. Bunun da kasti olabileceğinden de endişe ediyorum, şüphe ediyorum. Biz ne diyorlarsa yapıyoruz zaten, öyle bir sorun da yok. Problemin ne olduğunu da tam anlayabilmiş değilim. Benim kanaatim İngiliz Derin Devleti’nin canının yanmasından başka bir konu yok. Onlar da bazı yerlere etki ediyorlar, zincirleme etkiler ve sonuçta insanlar neyin için yaptığını bilmeden gereksiz bazı çıkışlar yapıyorlar diye düşünüyorum. Çünkü bu kitaplar çok etkili oldu. İngiliz Derin Devleti şu an çok sıkıştı. İngiltere'de de resmi açıklamalar oluyor bu konuda. Yani gerçekten çok sıkıldılar. Bunu durdurmaya çalışıyorlar benim gördüğüm. Resmi açıklamalar peş peşe giriyor çünkü İngiltere'den.
MUHABİR: Peki bu Akit TV ile olan son zamanlardaki karşılıklı şeyleriniz konusunda da yorum yapabilir misiniz?
ADNAN OKTAR: Akit TV halk tarafından tasvip edilen insanlar değil bu kişiler. Genellikle Atatürk'e karşı, laik sisteme karşı tecrit olmuş, halk tarafından sevilmeyen, uzak tutulan dışlanmış insanlar. Dolayısıyla onların sözü Türk halkı için hiçbir önem arz etmez. Hiç kimse de kâle almıyor onları. Yalnız insanlar, kendi içerisinde de garip bir yapılanma var gibi görünüyor. Uygunsuz bir görüntü var gibi görünüyor.
MUHABİR: Tamamdır. Çok teşekkür ediyorum sorularımı cevapladığınız için.
ADNAN OKTAR: Ben de teşekkür ederim. Saygılar, sevgiler. Ben de teşekkür ederim.
