Sohbetler (29 Aralık 2017; 22:00)
BÜLENT SEZGİN: İyi geceler değerli izleyicilerim. Sonra sohbetlere başlıyoruz inşaAllah. İyi akşamlar Hocam.
ADNAN OKTAR: Evet dinliyorum Fikret Bey, sizden güzel sözler dinliyoruz.
KARTAL GÖKTAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyaretinin ardından Türkiye'ye dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. MHP ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Gerek MHP'nin gerekse bizim, özellikle ülkemizin milli ve yerli duruşunda bir ittifakımız var. Ülkemizin aydınlık geleceği için ortak söylem geliştirmiş durumdayız. Bu bizi çok daha farklı, çok daha 0lumlu yerlere taşıyabilir. Bizim terörle mücadelede ülkemizin geleceğine yönelik atacağımız adımlarda şu anda bir kararlılığımız var. Biz bugün Şırnak ve Hakkari'ye gittiğimizde iki sene, üç sene önceki durumla karşılaşmayıp on binlere hitap etme fırsatı bulabilmişsek taşlar yerine oturmaya başlamış demektir.”
ADNAN OKTAR: Güzel, doğru. İyi konuşmuş. Daha da, ama şu Darwinist propaganda olayını devlet ortadan kaldırsın. Bak, durduk yere adam anasından PKK'lı doğmaz. Sonradan oluyor. Önce adam okuyor, senin atan diyorlar, Adem ile Havva mı dedin diyor. Ya diyor, olur mu? Bak şimdi ben sana devletin kitaplarını göstereyim diyor şimdi. Devlete güvenmiyor musun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne? Güveniyorsun, aç. Bak, atan maymundan geliyor diyor. Doğrusu bu diyor. Öyle bir şey yok. Din doğru söylemiyor. Kuran doğru söylemiyor diyor. Diyalektik gelişme ile oldu diyor bu diyor. Bunu ben söylemiyorum diyor. Ortaokulda, lisede, üniversitede devletin kitapları bu diyor. Yani ben hayali bir şey söylemiyorum diyor. Bütün üniversiteler bunu anlatıyor. Her yerde bunu anlatıyorlar. Kainat diyalektik kanunlarına göre, Allah'ın kanunlarına göre değil diyor. Yani Adem'le Havva konusu bu hikaye diyor. Haşa. Bak, Tabiat Tarihi Müzesi'ne gidelim hep beraber diyor görürsün diyor. Başka yere git görürsün diyor. Önce küçük bir maymun var diyor. Gelişiyor, gelişiyor, gelişiyor, gelişiyor sonra modern insan oluyor diyor. E o zaman kafanı çalıştır. Bir bak bakalım olaya daha geniş bak diyor diyalektik metoduna. Demek ki diyor bak önce bir kabataş çağı var diyor. Baltalı falan adamlar. Ne yapıyorlardı? Kadın ortaktı diyor, kadın ortaktı. Yemek ortaktı. Devlet var mıydı? Devlet yoktu. Aile var mıydı? Aile de yoktu. Buna ne diyoruz diyor? Komün toplumu diyor, komünizm. Şimdi diyor tarih dönüyor, tur atıyor diyor. Komün toplumu, feodal toplum, kapitalist toplum, tak geldiği noktaya dönüyor diyor. Komünist topluma dönüyor diyor. Var mı benim bir yanlışım diyor. Darwinizmin çizgisi içerisinde de olayı değerlendirirsek Darwinizme göre diyalektik gelişme var mı yok mu diyor. Var. Hayvanlar evrimleştiğine göre tarihte evrimleşiyor diyor. Evrimleşirken de bir daire çiziyor diyor. O zaman komünist olmamızda ne mahsur var? Ben bunu bir anlayamadım diyor. Yani bir kere Allah yok, din yok bu açık belli diyor, görülüyor diyor. Aile de yok. Aile olmayınca devlet de yok diyor. O devlet o zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne niye ihtiyaç var arkadaşım diyor. Baltalı falan adamlar yok mu orada? Resmi koymuş müzeye. O devrin komünisti o ifadeye göre o komünist. Devlet yok. E biz de atalarımıza döneceğiz, bizde de devlet olmasın diyor. O zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkalım biz diyor. Yıkalım, aileyi de yıkalım. Ahlakı da yıkalım çünkü ahlak da uydurma diyor, dinin uydurması diyor, haşa. Eee? Komünal toplumu ulaşalım diyor, bu kadar basit.
Dolayısıyla şimdi de karşımızdaki sorun bu. Habire kum gibi PKK'lı çıkıyor. Yani nereden çıkıyorsun? Allah Allah. Diyalektik eğitim veriyorsun, adam da komünist oluyor. Bu kadar basit. Bunu durdurursan adam komünist olmaz. Yani anasından PKK'lı doğmadığına göre adam, dağa götürdükleri adamlar, beş vakit namazında adamlar. Gel otur diyor. Ya diyor sen atan kim diyor. Nereden? Ben diyor Adem'le Havva’dan geliyorum diyor. Aa diyor sen şimdi ben sana bak devletin kitaplarını götürüyorum diyor. Felsefe, coğrafya, tarih, her de kitap aşağı yukarı. Kitapları koyuyor. Bu nerenin kitabı diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bastırdığı kitaplar. Hep beraber bir bakalım diyor. Yani senin dediğin mi doğru, devletin yani bilimin ve devletin dediğimi doğru bir bakalım diyor. Şimdi din bunu diyor ben sana saygı duyuyorum tamam diyor. Bilim ve bilimi destekleyen devlet sana ne anlatıyor diyor. Adem ile Havva hikaye diyor. Böyle bir şey yok. Felsefe dersi öyle. Atanı bana göster diyor. Yumruk kadar kafalı bir maymun kafası gösteriyor. Bu Adem'e benziyor mu diyor benzemiyor. E o zaman atan kimmiş diyor? Maymunmuş. Sonraki ataların ne yapıyordu? Baltalı falan adamlar. Geyik avlıyor, ayı avlıyor, beraberce yiyorlar. Yemek ortak. Kadınlar da ortak. Devlet var mı? Yok. Devlet yok. Sistem kapitalist sistem mi? Değil. Komünist sistem. Peki biz nereye dönüyoruz şu an diyor? Atalarımızı yoluna dönüyoruz. Komünizmde ne var o zaman ya diyor. Darwinizm ne diyor diyor? Güçlü olan zayıf olanı ezer. Biz de güçlü olduğumuza göre diyor, halkız biz diyor. Önderimizde Abdullah Öcalan. Komünal toplumda devlet olmadığına göre önce diyor şu Türk Devleti’ni yıkalım hep beraber diyor. Ne diyelim biz bu adama şimdi? Devletin kitapları yanlış söylüyor diyoruz ama adam diyor ki devlet yalan mı söylüyor sana diyor. Doğrusunu söylüyor diyor işte. Ne diyelim? Bu bir facia. Büyük bir facia. Bak Allah rızası için bunu durdursunlar. Bu uğursuzluk getirir, felaket getirir. Yani Allah bize yine rahmetiyle acıyor. Bak rahmetiyle acıyor. Bu çok büyük felaket getirir. Bu Allah'ın inkarı. Bu bir facia yani. Ve akıl almaz bir cesaret, çirkin bir cesaret bu.
Delil var mı? Delil, bir tane delil. Yahu kardeşim bak getirin, bütün noterleri getirin, 10 trilyon vereceğim. Yok delil. Darwinizmin hiç bir delili yok. Şeytanın bir oyunu. İnsanlarla oynuyor şeytan, gülüyor. Dalga geçiyor. Bu oyunu durduralım. 2019'u beklemeye gerek yok. Her yerden kalırsın da Darwinist eğitimi. Bak şöyle şimdi Darwinist eğitimi kaldırın deyince bunu da yanlış anlıyorlar. Okutmayın anlamında. Kardeşim okut, daha kapsamlı okut. Cevabını verdir. Cevabı yasak. Mesela 700 milyon fosil var anlatamıyoruz. Tabiat Tarihi Müzesi'nde 100 binin üstünde fosil var gösteremiyoruz. Fosil gösterdin mi, sahte bunlar diye adam saldırıyor ısırıyor fosilleri. Isırınca bakıyor, hayvanın iç organları da görülüyor fosilin içinde bu sefer. İç kemik yapıları da görünüyor. Gördünüz ısırdı herifler falan. İçi kemiği, içyapıları da göründü hayvanın. Gerçek olduğunu biliyorlar.
Hadi diyelim, kardeşim tamam doğru değil. E Tabiat Tarihi Müzesi dolu yüz bin fosiller, onlara bakalım müsaade edin, onları da göstermeyiz diyor. E ne istiyorsun o zaman? Protein tesadüfen olur mu diyoruz? Olmaz diyor. Nasıl olabilir? Uzaylılar yapmış olabilir diyor. Zekamızla dalga mı geçiyorsun sen? Alay mı diyorsun sen? Bu nedir bu? Darwinizm bir aldatmacadır. Şeytanın dünyayla oynamasıdır. Bunun derhal kaldırılması gerekiyor. Yaratılışın, delillerinin serbest olması lazım. Her yerde fosil sergilerinin açık olması lazım.
Fosilleri sergileyelim herkes görsün. Protein molekül yapısını gösterelim. Bunun teknik, bilimsel açıdan mümkün olmadığını gösterelim. Bunda bir şey yok. Proteinin tesadüfen olamadığını bütün bilim adamları ittifak halinde, olamıyor. Bunu Türk gençlerine söylememizde ne mahsur var? Bunu söyleyelim. Evrimi anlat, bak istediğin kadar anlat. Ama bunu anlatmamıza müsaade et. Ve paleontolojik delilleri sergilenmemize müsaade edin. Bu kadar, başka bir şey istemiyoruz. Konu kökünden bitecek. Bakın yaratılışı anlatmak dünya çapında yasak. Avrupa Birliği toplantısında, gördünüz adam benim kitabımı çıkarttı. Hiçbir yere bunu okutmayız diyor. Ya Darwinizmi anlatıyorsun? Müsaade edin biz de kenardan bunu anlatalım. Fosil diyoruz, fotoğraf göstereceğiz. Niye korkuyorsun? Öbürü de yani adını vermeyeceğim diyor, bir adam var diyor, af edersin ne Darwin bıraktı diyor, ne evrim bıraktı diyor, darmadağın etti diyor. Göstersene.
VTR-
SUNUCU: Türkiye'deki bilim adamlarıyla konuştum. Onlar yardım istiyor. Onlara geri götüreceğim mesajınız var mı?
RİCHARD DAWKİNS: Modern Türkiye'nin bir problemi var. Birçok çok mükemmel ve başarılı bir sürü kitap, yaratılış kitabı, çok fazla dilde çevrilmiş, ismini söylemeyeceğim. Reklam yapmak istemiyorum. Ama (Adnan Oktar) seri halinde kitaplar yazdı, yaratılışçı kitaplar. Kim bilir kaç dile çevirmişler ve bunlar ücretsiz bir şekilde bütün dünyaya biyoloji öğretmenlerine her dilde ücretsiz dağıtıldı. Biyoloji departmanlarına, biyoloji öğretmenlerinin ofislerine girebilirsiniz. Türkiye'den bu harika kitapları görüyorsunuz. Türkiye’den gönderilmişler. Çok güzel resmedilmiş kitaplar. Sol tarafta bir fosil var ve sağ tarafta da modern bir hayvan var. Her durumda şunu söylüyor, “bu fosile bakın ve modern hayvana bakın. Gördüğünüz gibi bunlar aynı, bu yüzden evrim yaşanmamıştır.”