HARUN YAHYA
logo
HARUN YAHYA

  • Tüm Eserler
  • Kitaplar
  • Makaleler
  • Videolar
  • Görseller
  • Sesler
  • Alıntılar
  • Diğer

Adnan Oktar'ın Hayatı ve Eserleri
Harun YahyaAdnan Oktar'ın Hayatı ve Eserleri
ESERLER
KitaplarMakalelerVideolarGörsellerSeslerAlıntılarDiğer
KONULAR
VatikanSosyalizmAydınlanma çağıFransız DevrimiDönmeSabetayistJakobenizmMasonik MedyaSiyasi SiyonizmJön Türkİttihat ve TerakkiAbdülhamitAnti-NaziDünya Siyonist ÖrgütüNuremberg KanunlarıMussolini1. Dünya savaşıAdolf EichmannGoyimRothschild HanedanıThink-TankCFRRockefellerSoğuk SavaşStalinEkim DevrimiSovyetler BirliğiBilderbergVietnamAIPACLobiFuarGüneydoğuYunanistanYeni Dünya DüzeniKızıldenizJeopolitikGaziVergiGümrük2023AntilopBoğaAvrasya İslam ŞuarasıNobel Barış ödülüHastaneSosyal Güvenlik KurumuAli BabacanTurgut ÖzalSuikastGaffar OkkanMuhsin YazıcıoğluRosette NebulaAstronomiGül
Harun Yahya © 2025
Harun Yahya © 2025
  1. Videolar
  2. Sohbetler (6 Ocak 2018; 09:00)

Sohbetler (6 Ocak 2018; 09:00)

Harun Yahya
717
17 Haziran, 2018
Adnan Oktar'ın Sohbet programları
Adnan Oktar'ın Sohbetlerinden Başlıklar
Harun Yahya ve Etkileri

Sohbetler (6 Ocak 2018; 09:00)

 

KARTAL GÖKTAN: İyi günler değerli izleyicilerimiz. Hoş Sohbetler’e başlıyoruz, inşaAllah.

 

ADNAN OKTAR: Ne güzel.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Hocam iyi günler. Size bir sorum olacak. Gördüğümüz rüyalarla hayatımızı yönlendirebilir miyiz?

 

ADNAN OKTAR: Bazen tabii rüyada bir işaret gelir ama hayatı yönlendirme olmaz. Mesela ne bileyim, arabasına kıştır, kış lastiği takmamıştır. Rüyasında arabasının kaza yaptığını görür. Demek ki lastikleri değiştirmem gerekiyor falan diye düşünebilir. Ama öyle her şeyde hayatına yol gösteriyor öyle olmaz. Bazen hakikaten işaret olur nadirattan.

 

KARTAL GÖKTAN: Türk Silahlı Kuvvetleri'nden yapılan açıklamada, Irak'ın kuzeyinde düzenlenen operasyonda kendi tüfeğinin kazara ateş alması sonucu bir askerimizin şehit olduğu bildirildi. Erzincan Valiliği'nden yapılan açıklamada ise, “Irak'ın kuzeyindeki Türkiye sınırına yakın Kaniya-Reş bölgesinde yürütülen şehit piyade uzman çavuş Gökhan Kurak operasyonu kapsamında yaya intikali sırasında ayağının kayması sonucu silah ateş alan Erzincanlı piyade sözleşmeleri Adem Akpınar şehit düştü” denildi. Şehidimizi görebiliriz Adem Akpınar.

 

ADNAN OKTAR: Hay abisinin canı, abisinin yakışıklısı, güzeli. Allah mübarek etsin. Ocak ayında biz buralarda donuyoruz. Sen aslanlar gibi cennetin bahçelerindesin. Sana imrendik yakışıklım. Allah anana babana uzun ömür versin. Allah seni güzelliğinle sonsuza kadar cennete tutacak. Ne mutlu sana. Sadece imrendik. MaşaAllah diyoruz.

 

Evet dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Adamlık dinini ne zaman fark ettiniz?

 

ADNAN OKTAR: İlkokulda fark etmiştim ben ilkokulda beşinci sınıf, ortaokul. Ama lisede bayağı araştırıyordum, soruyordum. Bu nedir, niye böyle bir şey var diye soruyordum. O kadar çok kullanıyordu insanlar. Adam gibi adam, adamlık, insanlık falan. Bir de onun özel üslubu var. Konuşma şekilleri çok değişik. Bizim alıştığımızın çok dışında. Mantığı da çok farklı. Benim yanımda da öyle konuşuyorlardı. Ben utanıyordum onların yaptıklarına. Yapmacık ve çok samimiyetsiz bir konuşma üslubu. Felsefesi çok garip. Dinin tamamen dışında adam olma demek, dinin tamamen dışında güya olgun, dürüst bir adam profili gibi görünüyor ama çıkarıyla çatıştığında derhal ağırlığını koyan, kavga da eden, kepazelik de çıkartan, egoist bencil, kendine laf söyletmeyen, ters, çıkarlarına çok titiz, abuk sabuk bir şey yani, garip bir mantık yani.

 

Evet, dinliyorum.

 

KARTAL GÖKTAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa'da Fransa Cumhurbaşkanı Macron'la ortak basın toplantısı düzenledi. Fransız gazeteci Erdoğan'a, “Sayın Erdoğan, terörle mücadelede size güvenilir mi? Suriye'deki iç savaşın başladığı andan 7 yıl sonra oradaki kişilere bu kadar silah göndermekten dolayı pişman mısınız? Bu konuda güvenilebilir mi?” sorusunu sordu. Cumhurbaşkanı karşılık olarak, “sorunuzu anlamadım Suriye'ye kim silah gönderdi?” dedi. Daha sonra, “miting kamyonları bulunmuş 2014'ün Ocak ayında ve bunlar içerisinde silah bulunmuş” diyen Fransız gazeteciye Cumhurbaşkanı, “Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. O operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Ve şu anda onlar içeride. Bakın istihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonları yapma yetkileri vardır. Sen bana bu soruyu soruyorsun da, Amerika'nın 4000 tır Suriye'ye yolladığı silahları neden sormuyorsun? Gazetecisin ya, bunları da araştırsaydın. Neden bunların üzerinde durmuyorsun? Soruları sorarken hassas olun ve bir başkasının ağzıyla konuşmayın. Bunları da kolay kolay karşınızda yutacak birisi yok. Bu tamamen FETÖ ağzıdır. FETÖ ağzıyla konuşmamayı da öğrenin.”

 

ADNAN OKTAR: Adeta mıh gibi çakmış. Helal olsun Tayyip Hoca'ma. Yakışır.

 

SEDAT ALTAN: Fransız gazetecinin kaçak FETÖ'cülerle bağlantıları da çıktı bugün basında.

 

ADNAN OKTAR: Ama 22'lik mıh gibi çakmış. Çok güzel konuşmuş. Ağzına diline sağlık. Daima yanındayız Tayyip Hoca'nın. Hiç fütur vermesin hiç. Yani ölümüne. Pazara kadar değil, mezara kadar. Sonuna kadar yanındayız. Son derece rahat olsun. Gördükleri, görmedikleri. Görmedikleri asıldır, onu söyleyeyim, inşaAllah.

 

Evet, dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Ahir zamanda orta yolu tutanlar kimlerdir?

 

ADNAN OKTAR: Ahir zamanda orta yolu tutanlar, orta yol tutanlar cehennemin ortasında olurlar. Müslümanlıkta orta yol yoktur. Allah'ın rızasının en çoğu vardır. Ya Rabbi ben senin rızanın ortasına razıyım dersen Allah seni alır cehennemin ortasına oturtturur. Ancak Allah'ın rızasının en çoğunu isteyen cennete gider.

 

Dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Israr etmek yanlış bir şey mi?

 

ADNAN OKTAR: Bazen olabilir. Mesela utanır misafir. Yemek sofrası vardır, utanır, ısrar edilebilir. Veyahut bir hediye vereceksindir, utanır almak istemez. Hediye de ısrar edilebilir. Mesela öğrenci oluyor, harçlığa ihtiyacı olur. Çocuk nasıl okusun öbür türlü öğrenci? Herkesin harçlık vermesi gerekir. Utanabilir, onu bir şekilde çantasına koymak lazım. Veya işte cebine koymak lazım. O utanır ama direnir ama yani bir şekilde ikna etmek. Orada ısrar olur. Ama onun dışında yani sıkıcı olur tabii. Duruma göre şartlara göre. Bazen mesela kararlı bir durum varsa ısrar çok ayıp. Mesela gelemeyeceğim diyor. Yorgun mesela ama davetiniz var. İlla gel, illa gel. Adam gelir ama baygın olur.

 

Evet dinliyorum.

 

KARTAL GÖKTAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan İran'daki olaylarla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Ben Sayın Ruhani ile bir görüşme yaptım. Kendileri hafta sonuna kadar normalleşmenin olacağını söylediler. Dün normalleşme içine de İran'daki gelişmeler girmiş vaziyette. Ruhani'nin ilk açıklamasından sonraki süreçte sokak gösterilerinin kendi halklarının demokratik haklarına yönelik olduğu ifadeler sürecini yumuşatmıştır. Burada rejimi sahiplenenlerin İran'daki konumunu ortaya koyması bakımından da önem arz etmiştir. Özellikle bazı ülkelerin başta Amerika, İsrail olmak üzere bu ülkelerin İran'dır, Pakistan'dır iç işlerine karışmalarını doğru bulmamız mümkün değil. Bunu Irak'ta gördük. Suriye'de var mı? Düzelme yok. Libya aynı, Tunus aynı. Sudan, Çat hepsi aynı. Karıştırılan ülkeler hep İslam ülkeleridir. Halkı Müslüman olan ülkeler. Buralar üzerinde oyunlar oynanıyor. Birilerini yalnızlığa sevk etmek isteyenler kendileri yalnız kalacaklardır.”

 

ADNAN OKTAR: Doğru söylüyor. Yani bir ülkeye dışarıdan müdahale etmek, bir de kendi inancına göre müdahale etmek çok münasebetsiz. Oradaki insanların inancına saygı duymak lazım. Mesela İran Şii'dir, onunla mutlu oluyor. Tamam sen onu o inanca teşvik et. Orada mutlu oluyorsa o mutluluk içinde yaşasın. Yani onu boğmaya kalkarsan olmaz.

 

Evet, dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Mümin için dünya bekleme salonu mu?

 

ADNAN OKTAR: Canımın içi. Aferin sana doğru güzel söyledin. Hem bekleme salonu hem eğitim yeri, sevgiyi öğrendiği bir okuldur. Türkiye'de dünyada herkese bakıyoruz. Zorluklar içerisindeler, acılar içerisindeler, çile yaşıyorlar. Sevgi okulu kolay mezun vermez. Yani mühendislik gibi değildir, tıp gibi değildir. Ağır bir okuldur. Yani ortalama en az 70 sene falan eğitimi vardır yani yaklaşık. Öbür okullar kısa sürüyor. Burası sevgi okuludur. Dünya sevgi okuludur. Sevgi üniversitesidir. Burada sevgiyi öğrenen mezun olur gider. Sevgiyi öğrenen mezun olur gider. Dolayısıyla mezuniyet belgesini alanlara ne mutlu.

 

KARTAL GÖKTAN: Kardeşimiz oğlunun resmini göndermiş. Muhammed Yuşa ismi. “Hocam’ın ellerinden öpüyor” diye mesaj yazmış.

ADNAN OKTAR: Şekerliğe bak sen tatlılığa bak. Çok yakışıklı bu. Bu Said karakterli maşaAllah. Tabii yüzünden anlaşılıyor. MaşaAllah. Allah cennetine bu güzel varlığı davetli olarak çağırsın, inşaAllah.

 

KARTAL GÖKTAN: Sayın Erdoğan son günlerde basında gündem konusu olan çocuklarını öldüren babayla ilgili şunları söyledi: “Bu konunun aslında izahı söz konusu değil. Bunlar cani. Bunlar insanlıktan nasibini almış değil. Bunu gördüğü zaman bazı vatandaşlarımız idam diyor. O yavruları nasıl öldürürsün? Sende zerre kadar vicdani bir şey yok mu? Kendini öldürsen ne yazar, öldürmesen ne yazar? Hemen yorumlar başlıyor. Ruhsal bunalım neticesinde böyle oldu. Tamam da ruhsal bunalıma girmeyen de var. Buna toplumsal olarak vereceğimiz tepki çok çok önemli. Onları bu psikolojik sıkıntılardan çıkarmak için önce yakınlarının bazı adımlar atması gerekir. Burada diyanete düşen büyük görev var.”

 

ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam, canım benim, ne desin? Yani şimdi cemaatler tebliğ yapsın, iman hakikatler anlatsın, Kuran müzelerini herkese duyursun, Allah korksunu, Allah sevgisini anlatsın, Darwinizmin geçersizliğini anlatsın nasıl desin? Diyebileceği, diyanet diyebiliyor. Çünkü Cumhurbaşkanı bunu nasıl desin? Cemaatler bunu yapacak cemaatler, Müslüman cemaat. Diyanet diyor, ne desin yani? Diyanet bu konuyla ilgilenmeyeceği de belli. Hiçbir şekilde ilgilenmez. En fazla Cuma hutbesi olur. Yani resmi, soğuk bir üslupla bir anlatım yaparlar, o kadar. Yani ne iman hakikati anlatır, ne Kuran'ın mucizelerini anlatır diyanet. Ne Darwinizmin geçersizliğini anlatır. Ne deccaliyetin dünyayı sardığını deccalın verdiği azaptan insanların bu hale geldiğini de anlatmaz. Şeytanın şu an dünyada bir hakimiyet kurduğunu da anlatmaz. İslam, dünyaya hakim olmadıkça böyle belaların ve acıların katlanarak devam edeceğini de anlatmaz. Mehdi (as)’ın çıkacağını, İsa Mesih (as)’ın çıkacağını müjdelemez. Deccal zaten örtbas eder, hiç anlatmaz.

 

-Diyanet zaten defalarca “etkimiz yok” diye açıklama yapmıştı.

 

ADNAN OKTAR: Tabii. Diyanetin yapacağı bir şey yok. Ama Tayyip Hoca ne desin? Yani yakışıklımız bu kadarını diyebiliyor işte. İşaret verebiliyor. Kapalı konuşmuş. İman sorunu var diyor iman. Yakınları diyor bak, nereden nerelere gidiyor bak dikkat et. Ne yapsın? Bak yakınları da sorumlu diyor. Anlatın adamı yani eğitin diyor imanla. Diyanet hadi bakalım siz diyor devreye geliyor. Ne desin? İşte kapalı bir üslupla bunu söylemiş. Bütün gücümüzle yanındayız Tayyip Hocam. Senin gönlün müsterih olsun. 3-5-7 seneye kadar bu iş tamam, inşaAllah.

 

Evet dinliyorum.

 

VTR- Kedi piyanoya eşlik ediyor.

 

ADNAN OKTAR: Aferin delikanlıma. MaşaAllah ne güzel hayvan sevgisi. Hayvanı seven, insanı da sever. Çok güzel.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Selam Adnan Bey, Kayseri'den Mustafa ben. Görüntünün dışına çıkıp Allah'ın varlığında nasıl eriyebiliriz?

 

ADNAN OKTAR: Aleyküm selam. Ama onun sonu seni geri nasıl çevireceğiz? Allah'ın varlığında tamam erirsin de Allah'ın istediği o değil ki. Allah senin burada kalıp imtihan olmanı istiyor. Düşünelim tamam, Allah'ın varlığında erirsin, bir ruh haline geldiğini düşünelim. E Allah seni imtihan etmek istiyor. Orada imtihan nasıl olacaksın o şekilde? Mesela bak tarikat öyle yapıyor. Ne oluyor? Fena makamına ulaşıyorlar. E ne oluyor? Burada geriye kalan yani konuştuğumuz kişi dinele, imanla alakalı olmuyor. Cezbe halinde yani meczup tabir edilen halde oluyor. Dolayısıyla onun sana Allah'ın istediği anlamda bir etkisi olmaz. Allah onu istemiyor. Dolayısıyla onu sen bir ibadet olarak görüyorsun ama Allah onu ibadet olarak kabul etmez. Yani o bir ibadet olmaz o. Yani bir ruh haline gelirsin. Ne olacak sonra? Sabır, cesaret, cihat, gayret, cömertlik, cesurluk, kim yapacak onları? Olmaz. O makama girenin giriş amacı orada kalmak değildir. Sen onu yanlış anlamışsın. Oraya gelen meleklerle görüşüyor. Mesela Cibril (as) ile görüşür, meleklerle görüşür. Bilgi almak kasıtlıdır o. Yani orada kalıp o halde yaşamak için değildir. Ve hemen geri dönmek içindir. Bilgiyi alıp geri dönmek içindir. Resulullah (sav) yapıyordu ama bilgiyi alıp geri dönüyordu. Sen orada kalayım diyorsun gibi geldi bana. Öyle olmaz. Hiçbir şey yapamazsın öyle bir şey. Bir de öyle bir şeyde bir mürşit gerekir. Mesela Peygamberimiz (sav) o hale geliyordu ama Cibril (as)’ın yanında oluyordu. Zaten vahyi alırken cismani olarak alamaz. Cisim haliyle alamaz. Mutlaka nur kesilmesi lazım. Yani ruhaniyet kesbetmesi gerekiyor. Yani cisim olmaktan çıkması gerekir. Oluyordu ama vahiy bitince hemen dönüyordu. Vahiy bitince hemen dönüyordu, kalmıyordu yani. Dolayısıyla amaçsız o olmaz. Bir amaç varsa olur.

 

Evet, dinliyorum.

 

KARTAL GÖKTAN: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Adana'da bir açılış töreninde konuştu. “Barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için çabalayanlarla savaş ve kaosu hakim kılmak isteyenlerin adeta çatıştığını” ifade eden Bahçeli, “bölgede huzur ve refahı yakalamak isteyen ülkelerin karşısında dış müdahalelerle kriz ve karışıklıklar çıkarmaya çalışan küresel güçlerin varlığı alenileşmiştir. İnsanlığı istikrarsızlığa, yerküreyi huzursuzluğa itmek için yoğun faaliyet gösteren sapkın eğilimler, şer ve şiddet cephesi tahrik ve tacizlerini sıklaştırmıştır” dedi.

 

ADNAN OKTAR: Güzel. Yani deccaliyet. Deccalı nezaketiyle açıklamış, doğru söylüyor.

 

Evet dinliyorum.

 

KARTAL GÖKTAN: Sayın Bahçeli şöyle devam etti konuşmasına: “Ne var ki PKK-PYD terör örgütü Amerika'nın himayesinde Suriye'nin yaklaşık olarak dörtte birini işgal etmiştir. Ülkemizin gösterdiği haklı hassasiyet çerçevesinde PKK-PYD'nin Suriye krizine siyasi çözüm bulma çabalarının dışında tutulması şimdilik dikkate alınmıştır, görünen budur. Fakat Amerika yönetimi DEAŞ bahanesiyle silahlandırmayı sürdürdüğü PKK-PYD'yi hala kollamaktadır. Yeni silah sevkiyatlarıyla bu terör örgütünü desteklemeye canla başla devam etmektedir. Güneş sınırlarımız boyunca dengeler öylesine sarsılmıştır ki, Türkiye açıkça tehdit edilmekte, terör örgütleri zehir saçmaktadır. Teröristler neredeyse oraya girilmeli, taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakılmamalıdır. Öncelikle Afrin mutlak suretle temizlenmelidir.”

 

ADNAN OKTAR: Ben bunu yıllar önce söyledim. Bakan çıktı, “PYD terör örgütü değil” dedi. Ben terör örgütü, PKK bunlar dedim. “Yok terör örgütü değil” dedi. Bakan açıklama yapıyor. Diğer bakan da çıktı, “ya YPG'de nereden çıkarttınız terör örgütü diye. Öyle bir şey yok. Böyle bir şey yoktur” dedi. Benim YPG'nin terör örgütü demem üzerine açıklama yaptı. Ahmet Davutoğlu dönemi. O zaman yerleşti adamlar. En başında müsaade edilmese bitecekti konu. Gece-gündüz bağırdım. Bak yapmayın etmeyin adamlar bu bölgeye yerleşecekler, büyük bir komünist devlet kuracaklar dedim. Geceli-gündüzü filmlerle de anlattım. Video filmlerle, gece-gündüz.

 

Evet dinliyorum.

 

İZLEYİCİ SORUSU: Meshepçilik kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

ADNAN OKTAR: Ben güzel yüzümü yakından göreyim. Canımın içi çok çok çok çok çok güzelsin. Allah güzelliğini kat kat artırsın. Seni bereketiyle, hayrıyla, nuruyla, cennetiyle sarsın. Cennette inşaAllah dost arkadaş oluruz Allah nasip etsin.

İşte İslam aleminin başına gelen en büyük felaket. Deccalın en iyi kullanacağı malzeme. Nitekim de şu an kullanıyor Müslümanları mahvediyor. Malzeme demeyeyim de Allah affetsin. Teknik, taktik. Bir tane din var. Resulullah (sav)’in getirdiği din. Mezhep ne demek? Hıristiyanlara özeniyorlar. Bakıyorlar onların mezhepler var, bizde niye olmasın diyor. Onlarda dört mezhep olur da bizde olmaması olur mu? Bizde bir dört mezhep yapalım diyorlar. Hıristiyanlar da Musevilere özendiler. Baktılar, onların da mezhepleri var. Biz niye yapmayız, bizim ne eksiğimiz var, onlar da dörde bölündüler. Yani bölünme hastalığı en baştan gelişmiş. Modaya uyuyorlar. Ya bizim neyimiz eksik gibisinden.

İslam dini, Peygamber (sav)’in getirdiği din bir tane değil mi? Sen ne yapıyorsun, dörde bölüyorsun? Dördü de birbirini reddediyor, dört mezhep de. Senin kıldığın namaz, namaz değil diyor, abdestin yanlış. Mesela Hanefi diyor ki, kan abdesti bozar. Şafi de, nereden çıkarttın diyor, bozmaz diyor. Ben diyor, Peygamberin hadisinden öğrendim diyor Hanefi. Şafi de diyor ki, ben de Peygamberin hadisinden öğrendim diyor. Görüyor musun fitneyi? İkisi de güvenilir hadis iddiasında. Adamlar diyor ki, hadise niye uymuyoruz? İşte uyuyor adamlar. Seç beğen hangisini istiyorsan. Bak biri abdesti bozar diyor, biri bozmaz diyor. Eğer onun dediğine göre yaparsan, eğer yanlışsa harama girmiş olacaksın. Yani namaz kılmamış olacaksın ömrün boyunca. Mesela kan çıkarak abdest alacak adam, abdestsiz olacak ve namazı geçersiz Hanefi'ye göre. Şafii de diyor, kan bozmaz diyor. Tabii Şafii'nin dediği doğru, ayrı mesele de. Dolayısıyla böyle bir din anlayışı olmaz. Bu çok büyük bir fitne. İşte şeytanın bir oyunu. Müslümanları parçalara ayırdı. Allah ayette de söylüyor, “Onlar dinlerini aralarında parça parça ettiler. Ben hesabını soracağım” diyor Allah.
 

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER
m3u8
m3u8
m3u8
mp3
mp4
Allah sevgisi
Sevgi
Sevgililer günü
Sevgisizlik
sevgi