Sohbetler (31 Aralık 2017; 24:00)
BÜLENT SEZGİN: İyi geceler değerli izleyicilerimiz. Hoş Sohbetler’e başlıyoruz inşaAllah. Adnan Bey hoş geldiniz.
ADNAN OKTAR: Bülent Bey siz de hoş geldiniz. Herhalde güzel bir açıklama yapacaksın. Yeni yılın önemiyle ilgili. Allah'a hayırlı uğurlu etsin. Allah tekrarını erdirsin. Hayırla, selametle, bereketle Allah müminler için dünyayı cennete çevirsin. İnsanlara hidayet versin. İslam'ın hakimiyetini göstersin. Hayırla, bereketle memleketimizi sarsın. Allah münafıkları helak etsin. Misli görülmemiş belalarla sarsın Allah münafıkları. Münafıkların içlerini yaksın Allah. Kalplerine ızdırap versin. Allah akıllarını ellerinden alsın. Dertlerle, belalarla başları derdine düşürsün Allah ve acı içindeyken canlarını alsın ve cehennemini alsın Allah. Müminlere de dünyayı cennete çevirsin. Her yeri mamur ve güzel hale getirsin. Müminlerin kalbine inşirah, ferahlık, Ruhul Kudüs’le destek nasip etsin. Her türlü hayrı, bereketi, iyiliği, güzelliği, sanatı, estetiği müminlerin güzel ruhuna nakşetsin Cenab-ı Allah. Hayırla, bereketle uzun yaşatsın müminlerin.
Evet, dinliyorum.
KARTAL GÖKTAN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti düzce ilk kongresinde konuştu. Abdullah Gül'ün kanun hükmünde kararnameler eleştirisiyle ilgili yeniden konuştu ve şunları söyledi: “Türkiye yanarken, İslam dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken, sesleri solukları çıkmayan en küçük bir aksiyonlarının tepkilerini görmediğimiz kişiler, bir anda sahaya inme, olur-olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır, bir anda bu iştiyak, bu heves, bu hız, bu tepkisellik nereden çıktı? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirir, saflarımızı sıklaştırırken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir? Türkiye'nin yeni bir kurtuluş savaşı verdiği şu dönemde bize yakışan birlik olmaktır, beraber olmaktır, dayanışma içinde hareket etmektir.”
ADNAN OKTAR: Evet, güzel konuşmuş. Tayyip Hocam’ın gönlü rahat olsun, onlar konuşur. Boş ver onları, öyle bir şey olmaz. Samimi bir konuşma değil. 15 Temmuz'da çok büyük olay oldu. Tabii ki vatandaş bu tip olaylarda yine gereğini yapacaktır. Ayrıca koruyucu kanun olmasa dahi yapar. Yani bizim koruyucu kanun ihtiyacımız yok işin doğrusu. Çünkü canını vermeye hazır olan adam koruyucu kanunla bir sorunu olmaz. Vatan, millet, devlet, bayrak, Allah, kitap mevzubahis olduğunda bizim öyle ince ince düşünecek durumumuz olmaz. Gereğini yaparız. Ama tabii elimizden geldiği kadar hukuka kanunu uyarız ayrı mesele. Ama yani bunun sonucunda bir mağduriyet meydana girecekse, amennâ sâddaknâ. Hiç gözümüzde en ufak bir fütur olmaz, kalbimizde bir fütur olmaz. Ümmet-i Muhammed'e birkaç resim var, onları bir göstereyim. Çünkü alemlere aktık.
İZLEYİCİ SORUSU: Allah'ın var olduğunu anlayan, ben varım diyen herkes cennete gider mi?
ADNAN OKTAR: Şuuru açıksa tabi cehenneme gitmez. Açık şuurla samimi bir Müslüman cehenneme gitmez. Zaten onu iddia etmek haram olur. Öyle bir şey olmaz. Ama mümin emin olamaz. Yine bir şey yaparım yapmışımdır, ne olur ne olmaz. Çünkü bir kere samimiyetine emin olamaz. Ve ruh sahibi olup olmadığına emin olamaz. Çünkü adam diyor ama olmayabilir. Bir başka ruh sahibi onu anlayabilir. Dolayısıyla ruh sahibiyse, samimiyse zaten Allah'ı inkar anlamına gelir onun cehenneme gideceğini söylemek. Olmaz öyle bir şey. Zaten cennetten geldiği anlaşılır onun.
İZLEYİCİ SORUSU: Cennette ibadet var mıdır?
ADNAN OKTAR: Cennette ibadet, Allah'a şükür, elhamdülillah. Ya Rabbi sana teşekkür ediyorum der, nezaket vardır. Nezaket ifadeleri vardır. Mesela gılmanlar da getirir bir şeyi, teşekkür ederim dersin ona. Secde istemiyor Allah. Allah'ı gören bütün müminler birden secdeye kapanıyor. Allah hemen durduruyor. “Namaz bitti” diyor. “Ben ibadetlerinizi gördüm. Sizden razı oldum. O kapandı” diyor, orada zaten haram olmuş oluyor. Allah öyle dedikten sonra bir daha olmaz. Bir daha secde istemiyor Allah. “Ömrünüz boyunca secde ettiniz, gösterdiniz, benim kanaatim geldi” diyor Allah. “Ben sizden razıyım, siz de benden razısınız. Secde, namaz bitti” diyor. Bir daha yok. Yani sonsuza kadar yok.
Evet dinliyorum.
VTR- Adnan Oktar ve arkadaşlarının katıldığı yılbaşı yemeğinden görüntüler.
ADNAN OKTAR: Yani kardeşim böyle bir yemek ben görmedim.
Hindiler erimişti hayvanlar. Allah Allah bir göreyim bakıyım ne yaptınız. Herkese afiyet, şeker olsun. Yaklaşık yarım saat sonra hindinin kemikleri bile yoktu. Yani sofra MaşaAllah mükemmel.
KARTAL GÖKTAN: Yılbaşı yemeğinin konsepti smokin ve papyondu. Renk olarak altın, siyah ve beyaz kullanıldı. MaşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah! Şu ihtişama bak!
-Sizin olduğunuz her ortam daha da güzel oluyor, maşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah!
KARTAL GÖKTAN: Bakışlarınızdaki keskinlik ve nur çok çarpıcı.
ADNAN OKTAR: Şahane olmuş. Masada da yok yoktu yani maşaAllah. Kardeşim havyarın en güzeli. Yiyeceklerin en güzeli, maşaAllah.
KARTAL GÖKTAN: Ana yemekte kestaneli iç pilav, dolgulu hindi tandır vardı. Orman meyveli sosla servis edildi. Menüden diğer bazı yemekler şunlardı; İstiridye mantarlı taze baharatlı ıspanak bahçe krep. Cevizli taze domates soslu patlıcanlı kızarmış keçi peynirli domates marmelatlı. Kırmızı ve siyah havyarlı kanepeler.
ADNAN OKTAR: Havyarlar şahaneydi. Hakikaten güzeldi.
KARTAL GÖKTAN: Karidesli kanepe. Çıtır ekmek ile somon füme kanepe. Karides cipsi. Baby patatesler baharatlı ve biberli. Çıtır kabak soslu mini köfte wrap. Peynir çeşitleri üzümle sunuldu. Kabaklı Ege bruschetta. Domatesli bruschetta. Grissini'ye sarılı somon füme. Grissini'ye sarılı füme et. Sweet chili soslu şişli karides menüden bazı yemeklerdi. Yılbaşı yemeğinde renkler ve konsept çok muhteşemdi. Sofranın büyüklüğü ve ihtişamı göz kamaştırıyordu, maşaAllah. Bir tek kuş sütünün eksik olduğu sofrada en çok kırmızı ve siyah havyar sunumlar dikkat çekti.
ADNAN OKTAR: Bak, yutkunuyorsun. Daha hala hızın adamamışsın.
KARTAL GÖKTAN: Pastalar ve cupcakeler de smokin ve papyon şeklindeydi. Ana yemek dahil 32 çeşit yemek ve 12 tatlı çeşidiyle görkemli bir yılbaşı masası.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah! Zaten şu an çocuklar kendini toparlayamıyorlar. Hakan falan mide fesadı geçiriyor olabilirler. Ama yok bir şey olmaz Allah'ın izniyle. Genç oldukları için hiçbir şey olmaz.
-Allah cennet sofralarının böyle dolmayı nasip etsin Hocam, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Evet bunlar dünyadaki, Allah asılları nasip etsin.
OKTAR BABUNA: Sizin bulunduğunuz ortamlar hep cennet gibi oluyor, maşaAllah. Huzur ve sevgi dolu oluyor, maşaAllah.
ADNAN OKTAR: Gençler bayağı bir resim çektirmişler, maşaAllah. Ya olaya bak. Nerede yakışıklı varsa orada yani. Fikret pastayı kesiyor maşaAllah.
KARTAL GÖKTAN: Müslümanın kaliteli sanat anlayışını, estetik zevkini en ihtişamlı şekilde ortaya koyuyorsunuz, maşaAllah.
ADNAN OKTAR: Tabii lafla olmaz. Hayatta yaşayarak yatıracaksınız. İslam kalitedir diyoruz. Onu hayatla göstermek lazım. Dolayısıyla İslam'ın en iyi şekilde anlatılması için yaşanması ve gösterilmesi lazım.
OKTAR BABUNA: Allah sonsuza kadar sizden hiç ayırmasın Hocam. Cennetin sonsuza kadar birlikte olmayı nasip etsin, inşaAllah.
KARTAL GÖKTAN: Her birimizin imanına vesile oldunuz.
ADNAN OKTAR: Evet, dinliyorum.
İZLEYİCİ SORUSU: Ruhbanlık tehlikeli midir?
ADNAN OKTAR: Benim güzel yüzüm seni Allah çok güzel yaratmış. Sana Allah'ın bir ikramı, lütfu. Allah gücünü gösteriyor. İnsanları nasıl güzel yarattığını gösteriyor. Cemal ismiyle kendinin sevilmesini istiyor Allah. Sendeki bu tecelli Allah'ın tecellisi. Allah bak nasıl oranlı ve güzel ve anlamlı bir yüz yaratıyor. Ve temiz, onurlu, halis, samimi bir insan olduğun da yüzünden açıkça anlaşılıyor. Güvenir bir insan olduğun da anlaşılıyor. Nur gibisin. Allah seni cennette bana dost, arkadaş, kardeş etsin. Hayırlı, bereketli, uzun ömürle seni uzun yaşatsın. Çok güzel insansın. Çok güzel bir hanımsın.
Ruhbanlık ayetle yasaklanmıştır. Allah, “Ruhbanlığı biz onlara emretmedik” diyor. “Kendileri uydurdular fakat ona da gereği gibi uymadılar” diyor. Gelenekçi Ortodoks sistem ruhbanlığı uydurmuştur, uygulamıyor. Museviler uydurmuştur, uygulamıyor. Hristiyanlar uydurmuştur, uygulamıyorlar. Yani nedenini anlamak da mümkün değil. Yapmayacağın şeyi niye uyduruyorsun? Yani uydurarak da olsa niye yapmaya kalkıyorsun? Her türlü mantıkta olay açmazda. Çok yanlış. Dolayısıyla ruhbanlık bütün insanlığı çökerten, hayatı çökerten şeytanın bir yöntemi. Mesela Musevilik dini güzel bir din. Bozmak için ne yapıyor? Ruhbanlık. Mesela Hıristiyanlık güzel bir din. Ne yapıyor? İnsanlara mutluluk veren, insanlara huzur veren bu güzel dini, sevgi dinini ne yapıyor? Boğuyor. Neyle? Ruhbanlıkla. Engizisyon mahkemeleri kurdurtuyor. Haçlı seferleri meydana getiriyor. Kan gövdeyi götürüyor. Ruhbanlık sonucu oluşuyor. Müslümanlıkta nur gibi İslam dinini ne yaptılar? Gelenekçi, Ortodoks, şirk dini haline getirdiler büyük bir bölümünü. Büyük bir kitlede boğuldu. E ne oldu? İnsanları İslam'dan, dinden soğuttular.
Allah Atatürk'ten binlerce kere razı olsun gençleri kurtardı. Şirk dinine giremediler, girmediler. Tertemiz bir nesil geldi. Bak görüyorsunuz. Nur gibi. Pırıl pırıl. Hiç kirletilmemiş, karartılmamış, yazılmamış, çizilmemiş bir nesil. Tertemiz bir defter, yani onun üstüne yazmak çok kolay. Çünkü nur gibi. Hakkı gördümü hemen kabul eder. Beyazlığı gördümü hemen kabul eder. Işığı gördümü kabul eder. Ama simsiyah karartılmış bir insanın önce kirinin karartısını sileceksin, siliyorsun, siliyorsun alttan yine görünüyor. Siliyorsun, siliyorsun, gene... Nereye dönsen, 360 derece dönsen de her yer kir. Temizlenecek gibi değil. Ama buna rağmen elhamdülillah onu da başarıyoruz. Geleneksel Ortodoks sistem içerisinde olsa bile o insanları da o belanın içerisinden kurtarıyoruz ve kurtarmaya devam edeceğiz. Allah bu şerefi bize nasip etti elhamdülillah.
Evet dinliyorum.
İZLEYİCİ SORUSU: Rivayetlerde Peygamberimiz (sav)’in Yahudilerin Müslümanlar tarafından bir savaşa gireceğini ve Müslümanların galip geleceği haber verilmektedir. Yahudiler ağaçların ve bazı objelerin arkasında saklanıp, o ağaç, ey Müslüman, arkamda Yahudi var diye Yahudileri ifşa edecekleri ve sadece bu Yahudileri gizleyecek gargat dağcının olduğu ve muhafaza edeceği söylenmektedir. Bunun için siz ne düşünüyorsunuz?
ADNAN OKTAR: Benim nuru yüzlüm, benim gördüğüm mümin Müslüman bir insan. Fakat yani gelenekçi Ortodoks sistem anlayışından da etkilenmiş olmakla beraber Kuran Müslümanlığının ışığı da yüzüne yansımış. Yani gelenekçi Ortodoks sistem onu boğmamış, boğamamış. Ona direnmiş, güzel bir yola girdiği anlaşılıyor üslubundan. Allah kalbini ferahlandırsın, kalbine inşirah versin, hidayetle sarsın, nurlandırsın, Ruhul Kudüs'le desteklesin. Temiz bir insana benziyor. Allah cennet arkadaşı yapsın.
Şimdi böyle bir hadis olduğunda bir bakarız. Kuran'ın bütününe bakarız. Hadislerin bütününe bakarız. Kuran'da böyle bir şeytani cinayet teşviki yok. Hiçbir yerde olamaz. Şeytani diyoruz çünkü put olan bir şey. Ağaç diyor. Ağaç Şaman putudur. Kaya ve taşlar diyor. Onlar da Şaman putudur. Şaman putlarından ses gelecek diyor putlar ve müminleri öldürtecek diyor. Yani Allah'ın birliğini savunan Musevileri, Hz. Musa (as)’a aşık olan, Hz. İbrahim (as)’a aşık olan, bütün hayatını İslam'a, Kuran'a vakfetmiş olan bu insanlar, yani Kuran'a derken Kuran'ın özü de Tevrat'ta olduğu için söylüyorum. Aynısıdır Kuran'ın aynısıdır, Tevrat aşağı yukarı. Ve Peygamberimiz (sav)’i reddetmedikleri halde bu insanlar, yalan söylüyor demedikleri halde bu insanları müminlere şehit ettireceklerini düşünüyorlar. Bak söyleyeyim şehit olur o konumda o. Çünkü kaya söyledi dersen put söyledi diyorsun. Deccala uyuyorsun. Çünkü bak kayadan gelen ses büyüyle olur. Büyü sonucu oluşur. Büyüyü kim yapar? Deccal yapar. Kayaya konuşma yeteneği vermek, ağaca konuşma yeteneği vermek büyüyle olur. Bunu deccalın yapacağı anlaşılıyor. Demek ki adam hipnozun etkisinde olacak, kayadan ses geldiğini düşünecek, taştan ses geldiğini düşünecek ve tertemiz müminleri öldürmeye kalkacak, Musevileri öldürmeye kalkacak. Biz Kuran'a baktığımızda ne görüyoruz? Sinagogların, kiliselerin, havraların yani camilerin, mescitlerin, kiliselerin korunması gerektiğini görüyoruz, bir. İki, Cenab-ı Allah ne diyor? “Ehli kitapla en güzel bir tarzın dışında tartışmayın. Onları Allah'ın birliğine davet edin. Biz de Allah'ın birliğine inanıyoruz. Allah'ımız bir deyin. Bunun dışında da onları kıracak herhangi bir söz söylemeyin.” Öldürmeyi falan bırak. Yaralamayı, asmayı, kesmeyi bırak. “Onları incitecek hiçbir söz söylemeyin. Sadece Allah'ımız bir deyin” diyor Allah. Ve “onlarla bak en güzel bir tarzın dışında tartışmayın.” Sen öldürmeden bahsediyorsun be adam. Allah tartışmayı dahi istemiyor. “Kalplerini kırmayın” diyor, “tartışmayın” diyor. “Sadece Allah birdir deyin” diyor. O kadar. Eee? Sonra ne diyor Cenab-ı Allah? Diyor ki bak: “Ehl-i Kitaptan hanımlarla evlenebilirsiniz. Onlar sizin sevgiliniz olabilir. Sırdaşınız, eşiniz olur. Çocuklarınızın annesi olur. Ömür boyu beraber yaşarsınız. Cennette de beraber olursunuz” diyor Allah. Sen ne diyorsun? Deccal diyorsun bana büyü yapacak. Taştan ben ses duyacağım. Çünkü Şaman inancında taş kutsaldır. Taş, kaya ve ağaç Şaman putu ikisi de. Şaman putlarından ses gelecek diyor büyü sonucunda. O sesi duyduğumuzda ne kadar Musevi varsa, bir yaşında çocuk dahi olsan, iki yaşında çocuk dahi olsan Musevi, üç yaşında çocuk da olsa, kadın, her kim olursa olsun deccal emrettiğinde öldüreceğiz diyor. Bu şeytanın bir oyunu. Bir faciadır, bir felakettir. Allah'a sığınsınlar. Böyle oyuna gelmesinler. Deccal onları kandırıyor. Deccalın ortaya attığı hurafe bir hadistir bu. Deccaliyetin, yani şeytanın ortaya attığı bir hurafe hadistir. Münafıkların ortaya attığı bir hadistir. Bilmeden müminler bu hadise sahip çıkmıştır. Şeytanın uydurması olduğu aşikar, şeytanın damgası üstünde görülüyor. Taş ve ağaç diyor. Şeytan için ikisi de kutsaldır. Puta tapanlar taşa ve ağaca taparlar. Şaman putudur bunlar. Bundan ses gelecek diyor yani büyü etkisiyle. Büyüyü kim yapacak? Deccal yapacak. Sen ne olursun? Şeytana uymuş bir katil olursun. Onlar ne olur? Şehit olur. Belanı arama, belanı arama, belanı arama. Şeytana uyma, Allah'a sığın. Yok öyle bir şey.
Evet dinliyorum.
BÜLENT SEZGİN: Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Sinop İl Kongresinde yaptığı konuşmada şunları söylüyor Adnan Bey: “Biz üç kuruşluk menfaat için ülke ve millet düşmanlarına payandalık yapamayız. Bizim hamdolsun kimseye diyet borcumuz yok. Bizim medya baronlarına, terör ağlarına, siyaset mühendislerine minnet borcumuz yok. Biz siyasette hakkın rızasını kazanmak için varız.” Bulundukları makamlara, ülkeye, millete ve tüm dünyadaki mazlum ve mağdurlara hizmet için geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu can, bu tende olduğu sürece de inşaAllah bu niyetle çalışmayı sürdüreceğiz. Rabbim bizi istikametten ayırmasın” dedi.
ADNAN OKTAR: Güzel konuşmuş. Hep Müslümanca, hep Kuran'a göre. Böyle konuştuğu müddetçe Tayyip Hocam sırtın yarı gelmeyecek. Çünkü deccal seninle uğraşıyor görüyoruz. Deccala seni kaptırmayız. Deccalın boynunu kırarız, seni kaptırmayız. EvelAllah ilimle, irfanla, kanunla hukukla.