Sayın Adnan Oktar’ın 4 Mayıs 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
İZLEYİCİ SORUSU: Tamamen Allah'a teslim olmak için eğitim almamız gerekiyor mu?
ADNAN OKTAR: Yani eğitimden kasıt bir başka kişinin anlatması mı yoksa kendi kendinin mi eğitilmesi acaba? Başkasına anlatılması, kişinden eğitim alması. Bence iyi olur bir başkası. Yani akla başında birisi varsa iyi olur. Mesela masonlar da var öyle 33 dereceden sonra adamlar hakikaten kafaları baya açılıyor yani ufukları çok genişliyor. Güzel derin düşünür hale geliyorlar. Mesela bu Rabbani bilginler de, Musevi bilginler çok Allah'a yakınlıkları iyi. Baya derin imanlı oluyorlar. Samimi iman ediyorlar maşaAllah. Ama gerçek öyle bir mürşit bence çok zor. Ben, kim olabilir ki düşünüyorum. Baya güç. Yani öyle akıllıca çünkü bunda yüksek akıl gerekiyor. Derin ve yüksek akıl gerekiyor ve çok iyi analiz gücü gerekiyor. Gelenekçi izahlarla, Katolik anlatımlarla bu olmaz. Adam boğulur gider öyle bir şey olmaz. Onu iyi teşhis edip görüp akıllıca takip ederek, akıllı delillerle ilerletmek gerekir.
Tamamense tabii. Ama işte insan beyni, ben ona beyin diyorum, nefis deyince insanlar pek anlamaz, beyin deyince daha iyi anlayabilirler, çok inatçı. Özellikle bir dış müdahaleye karşı daha da inatçıdır. Yani dış anlatıma karşı daha inatçıdır. Dış anlatımın iyi olması için o anlatanı aşkla sevmek gerekir. Delice tutkuyla sevmek ve çok candan güvenmek gerekir ki o yolu aldırabilsin. Öbür türlü zaten gurur yapar dinlemez, mümkün değil. Derin bir aşkla severse, derin bir tutkuyla severse ve çok çok güvenirse bir dediğini iki etmez ve çok rahat ilerleyebilir o zaman. Mesela Peygamberimiz (sav)’de öyle oluyordu. Müthiş teslim oldukları için ve çok sevdikleri için Resulullah (sav) çok iyi yönlendirebiliyordu onları. Her makamdan geçirtiyordu onları. Hatta mesela bu çok zor bir şeydir, onların sülukunu sağlıyor, görüm alıyorlar. Muhteşem bir şey bu çok zor bir şey. Mesela Hz. Ebubekir (ra)’da vardı, Ömer (ra)’da vardı, Osmanlı (ra)'da vardı, Ali (kv)'de vardı. Hepsi görüm alıyorlardı Resulullah (sav)’in vesilesiyle.
Nur yüzlüm, sen ne güzel insansın, sen ne güzel insansın. İnşaAllah cennette birlikte oluruz. Resulullah (sav), mesela Hz. Ebu Bekir (ra) çok yetenekliydi. En yetenekli öğrencisi oydu. Hz. Hatice'dir en yetenekli aslında işin doğrusu o. Ve Hz. Ebu Bekir (ra). Onun mesela fena makamına yükselmesini sağladı Resulullah (sav). Mesela sülukunu sağladı. Manevi makamlardan geçirtti vesile oldu. Birçok görüm aldı. Ona çok büyük faydası oldu. Ömer (ra)’da da öyle. Osman (ra)'da öyle. Hazreti Ali (kv)'de öyle. Ama bir dediğini iki etmiyorlardı, Resulullah (sav) çok iyi terbiye ediyordu, çok güvendikleri için.
Hayret, o devirde de alçak münafıklar vardı. Bilmiş, ukala, böyle züppe, aklından emin çakallar, böyle bitirim, hayatın gerçekleri kafasıyla bakan, sokak ağzıyla konuşan çakallar, 300 kişiyi Peygamber (sav)’e karşı ikna ettiler. Kardeşim, 10 kişi falan değil bak, dikkat edin 300 kişi. Başlarında da bir çakallar çakalı var bilmiş ve züppe. Peygamber (sav) varken sen bu çakallığı nasıl yaparsın? Nasıl Müslümanım diyorsun? Resulullah (sav) de hiç sesini çıkartmadı onlara. Hayrettir. Yani İslam'daki hükmü çok ağır.
Benim güzel yüzlüme Allah derin iman nasip etsin. O güzel isteğini Allah yerine getirsin. Seni harikalarla donatsın. Kalbini açsın, kalbine inşirah versin. Allah sana güzel yüzlüm, Ruhul Kudüs’le destek olsun sana. Allah seni kutsasın. Kutsal ruhla seni desteklesin. O zaman çok açılacaksın, inşaAllah.
