Bir anlığına zihnimizde canlandırmaya ve şu soruya cevap bulmaya çalışalım:
Bir mekan için üst düzey güvenlik önlemi almamız gerekseydi, ne yapardık?
Herhalde ilk aklımıza gelen tedbirlerden birisi, hemen her noktayı görebilen, neredeyse 360 derece görüş açısına sahip, birbirinden bağımsız hareket edebilen, ancak bir tehdit algıladığı anda senkronize olup tek bir noktaya odaklanabilen kameralardan oluşan ve bizi anında bilgilendiren bir güvenlik kamera sistemi olurdu.

Böylesine yüksek nitelikli bir kamera sistemini ancak günümüzün gelişmiş teknolojisi ile kurabiliriz. Ne var ki bukalemunlar sahip oldukları hareketli gözler ile bunu on milyonlarca yıldır rahatlıkla yapabiliyorlar.
Nesiller boyunca insanlar bu küçük canlının hayranlık uyandıran göz hareketlerinin gizemini merak etmiş; Aristoteles’ten Newton’a kadar pek çok bilim adamı, bu şaşırtıcı görüş mekanizmasını açıklamaya çalışmış fakat gerçeğe ulaşamamıştır. Ta ki modern görüntüleme teknolojileri devreye girene kadar. İçinde bulunduğumuz 2025 yılında yayınlanan son araştırma, bilgisayarlı tomografi (CT) ve gelişmiş görüntüleme teknikleriyle bukalemun gözlerinin ardında olağanüstü bir anatomik yapı bulunduğunu ortaya çıkarmıştır.
Araştırmanın bulguları, bukalemun göz sinirlerinin diğer sürüngenlerden farklı olarak, uzun ve spiral şeklinde kıvrılmış bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Sarmal optik sinirlerden oluşan özel bir yaratılışa sahip bu sistem, konik kas yapısının içindeki birbirinden bağımsız olarak hemen her yönde hareket edebilen gözleri ile kusursuz bir uyum içinde çalışıyor. Böylece bu küçük sürüngen bir gözüyle çevresindeki tehlikeleri kontrol edebiliyor, diğer gözüyle avlayabileceği böceği takip edebiliyor. İki gözü farklı yönlere bakarken, beyni her görüntüyü ayrı ayrı işleyebiliyor; avını tespit ettiğinde anında aynı noktaya odaklanabiliyor; dilini bir jet uçağının hızlanmasından daha hızlı fırlatarak, mükemmel bir hesaplamayla hatasız bir şekilde yakalayabiliyor.
Aynı araştırma, spiral optik sinirlerin gelişim sürecinde de olağanüstü bir düzen olduğunu ortaya koymuştur. Embriyonun erken dönemlerinde sinirler düz yapıdadır; ancak canlı yumurtadan çıkışa yaklaşırken, tam ihtiyacının oluşacağı anda, sinirler spiral form almaya başlamaktadır.
Bukalemunlar genellikle ağaçlarda yaşayan, oldukça yavaş hareket edebilen, gövde ve boyun hareketleri sınırlı canlılardır. Ancak yalnızca gözlerinde değil tüm vücudunda yaratılan mucizevi sistemler onu hem kamuflaj ustası hem de mükemmel avcı yapıyor. Muhteşem kamuflaj mekanizması ile anında renk değiştirebiliyor, bulunduğu ortama uyum sağlayabiliyor. Gözleri, optik sinirleri, beyni ve dilindeki eşsiz sistemlerin muhteşem koordinasyonu ile başarıyla avlanabiliyor.
Sadece birkaç santimetrelik bu sevimli canlının sahip olduğu, birbiriyle kusursuz bir uyum içinde çalışan kompleks sistemler akılsız, bilinçsiz, kör tesadüflerle açıklanamaz. Geçmişte bir bukalemunun böyle sistemlere ihtiyaç duyduğu, sonra bunu düşünüp tasarladığı ve kendi vücuduna yerleştirdiği de iddia edilemez. Tüm bu mükemmel yapıların bir uyum içinde aynı anda, aynı yerde var olmalarının tek bir geçerli ve mantıklı açıklaması vardır. Bunlar üstün akla ve sonsuz ilme sahip bir güç tarafından var edilmiştir. Bu gücün sahibi ise Allah'tır.
Bir Kuran ayetinde buyrulduğu gibi, Allah kusursuzca yaratandır:
O Allah ki, yaratandır, kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)

Kaynak:
“A new twist in the evolution of chameleons uncovers an extremely specialized optic nerve morphology” by Emily Collins, Aaron M. Bauer, Raul E. Diaz Jr., Alexandra Herrera-Martínez, Esteban Lavilla, Edward L. Stanley, Monte L. Thies and Juan D. Daza, 10 November 2025, Scientific Reports.


