35 Yıl Sonra Depodan Çıkarılan Kafatasıyla Kamuoyu Yönlendirme Çabası

Eylül 2025’te Science dergisinde yayımlanan bir makale Yunxian 2 fosilini “evrimde dönüm noktası” olarak sundu. Ancak 35 yıl önce bulunan bu fosilin yeniden şekillendirilmesi, bilimsel bir keşiften çok kamuoyu algısını yönlendirme çabası olduğunu ispatlıyor.

1990’da Çin’de bulunan parçalanmış Yunxian 2 fosili, 35 yıl sonra yeniden şekillendirilerek 'evrim tarihini 400 bin yıl geriye çektiği' iddia edildi. Ancak, bu iddia, geçmişteki Nebraska ve Piltdown Adamı gibi tartışmalı rekonstrüksiyonları hatırlatıyor.

Hatırlanacağı üzere, evrimcilerin geçmişte tek bir domuz dişinden “yarı insan” aileler kurguladıkları, insan kafatasına orangutan çenesi monte ederek sahte türler ürettikleri ve fosillere eklemeler yaparak insana benzetilmiş örnekler sundukları birçok kez belgelenmiştir.

Öncelikle şunu hatırlatmak gerekir ki, bugüne dek yaşamış ve soyu tükenmiş şempanzeleri de kapsayan yüzlerce maymun türü olduğu varsayılmaktadır. Bu canlıların çağlar önce yaşamış örneklerine ait kemikler evrimcilerin hayali senaryolarını inandırıcı kılmak için zengin bir kaynak olarak görülmekte ve sık sık kullanılmaktadır. Evrimciler, soyu tükenmiş maymun fosillerini kafatası hacimlerine ve kemik özelliklerine göre sıralayıp en sona da insan kafası koyarak evrimle ilişkilendirmeye çalışmaktadır. Bu yazının konusu da soyu tükenmiş bir maymun türü olan Yunxian 2 fosili üzerinde yapılan algı oyunudur.

 

YUNXIAN 2 Fosilindeki Aldatmaca

1990 yılında Çin’in Hubei Eyaleti’nde, birbirlerinin üzerine kaymış, deforme olmuş iki kafatası fosili bulundu: Yunxian 1 ve Yunxian 2 fosilleri ezilmiş ve parçalanmış haldeydi.

Resimde 3 tane kafatası görülmekte. Sol baştaki Yunxian 1 adlı ezilmiş ve birleştirilmiş kafatası, sağ baştaki ise Yunxian 2 adlı aynı yerde bulunan yine ezilmiş ve birleştirilmiş yamuk kafatası. Ortada ise, insan yüzüne benzetebilmek amacıyla kemikleri yeniden düzenlenerek eklemeler ve oynamalar yapılmış hayali kafatası modeli yer alıyor.

Söz konusu fosiller bulunduğu dönemde, evrim savunucularının iddialarını destekleyecek nitelikte görülmediği için 35 yıl boyunca rafa kaldırıldı. Ancak evrim iddialarının kamuoyundaki devamlılığı için, “insansı ara tür” örneklerine ihtiyaç vardı. Dolayısıyla insana benzeyen şempanze benzeri yüzlerin sahneye çıkması gerekiyordu. Gerçekte olmasa da evrimci mantığında, böyle bir ara türün doğada bulunamaması, onun “atölyede kurgulanamayacağı” anlamına gelmiyordu. Nitekim biçim olarak uyumsuz iki kafatası, kamuoyunda algının devamı için eksik kemikler eklenerek yeniden gündeme alındı.

Bu doğrultuda, 35 yıl aradan sonra raflardan indirilerek tomografisi çekilen söz konusu kafatası parçaları, evrim fikrine dogmatik derecede takıntılı olması ile tanınan Çinli araştırmacı Feng Xiaobo ve ekibi tarafından “tahminlere  dayalı”  biçimde yeniden modellendi ve bilgisayar ortamında birleştirildi. Ancak “insana daha çok benzesin” diye zorlamalarla  oluşturulan kafatasının “YÜZÜ DÜZ VE AŞAĞI DOĞRU UZUN” bir şekilde tasarlandı ve kafatası buna uygun olarak yeniden şekillendirildi. 

Bilimsellikten uzak, tamamen kişisel görüş ve tercihlerle bilgisayarda yeniden şekillendirilen kafatası, hayali ara geçiş formuna ait bir türün örneği olarak Homo Longi (uzun yüzlü) adıyla bilinen bir türle bağdaştırıldı.

 

Hayali Şekillendirme ve Eklemeler

Ezilmiş, parçalanmış ve yamulmuş bir kafatası üzerinde yorum yapmak zordur. Birbirinden ayrı duran kemik parçalarını, aşınma ve yıpranma da göz önüne alındığında farklı açılarda ve uzaklıklarda birbirine yapıştırabilirsiniz. Ancak yapılan bu işlem, herhangi bir kuralı olmayan, tamamen kişisel isteğe ve yoruma dayalı bir şekillendirme olacaktır. Çünkü eksik parçalar, boşluklar, kırıklar, ezilmeler yüzünden her bir “birleştirme” sırasında pek çok farklı kombinasyon ihtimali vardır, bu da bilimsellikten uzak bir durum ortaya çıkarır. İşte bu kafataslarının yeniden oluşturulmasında da evrimcilerin gözden kaçan bu noktayı fırsata çevirdiği görülmektedir. Başka bir deyişle mantık şudur; “istediğimiz parçayı istediğimiz açıyla yerleştirip, istediğimizle birleştirip “insansı biçim verilebiliriz” …

Ancak eksik ve deforme fosillerin rekonstrüksiyonu, sayısız kombinasyon ihtimali nedeniyle  bilimselliğini yitireceği açıktır. Science makalesi, satır aralarında eksik zigomatik kemiklerin eklendiğini kabul ediyor, bu da çalışmanın varsayıma dayalı olduğunu göstermektedir.

“Proper reconstruction of these imperfect fossils is therefore critical Reconstructions of material …”   https://www.science.org/doi/10.1126/science.ado9202

Tercümesi: 

Bu kusurlu (tam olmayan) fosillerin doğru şekilde yeniden yapılandırılması, onların filogenetik (akrabalık) ilişkilerini inceleyebilmek için kritik öneme sahiptir.”

Bu cümle ile itiraf edilen gerçek şudur;

“Bu fosiller kırık dökük ve eksik olduğu için, onları amacımıza uygun biçimde birleştirmezsek evrimsel bağlar konusunda kimseyi inandırmamız mümkün olmaz”

Yukarıdaki cümle aslında “bilimsel bir şartı” dile getiriyor gibi görünse de aynı zamanda fosilin oluşturulmasındaki tutarsızlığı da itiraf etmektedir. Yani “fosiller kusurlu” ve “bizim yeniden şekillendirmemiz lazım” mantığında, yapılan modellemenin bir tutarlılığı olmayabileceği, sonucun varsayıma bağlı olarak değişebileceği itiraf ediliyor.

Öte yandan yazımızın ilerleyen kısmında yer vereceğimiz gibi, fosilde hiç olmayan eksik parçaların mecburen sonradan oluşturulduğu itirafı da göz önüne alındığında, delil diye ortaya atılan rekonstrüksiyonun ne denli inandırıcı olacağı ortadadır. Hele ki, Çin devletinin bu tür konularda çalışmalar yapmaları için kişi ve kurumlara sadece 2024 yılında 52 milyar dolar fon sağladığı göz önüne alındığında konunun bilimden ziyade bir gelir kapısı gibi görüldüğü ihtimali de güçlenmektedir.

 

Ayrıca Yunxian 2 fosili hakkındaki iddiaların, fosil sahteciliği ve bilimsel etik ihlallerinin dünya çapında en sık raporlandığı ülkelerden birisi olan Çin’de meydana geliyor olması, yapılan rekonstrüksiyonun “bilimsel güvenilirliği” açısından da şüpheleri artırmaktadır. Aşağıda görülen Yunxian 1 ve 2 kafataslarının imitasyonu yani birebir kopyası günümüzde müzelerde sergilenmektedir.

Özetle, Science makalesi, Yunxian 2’nin rekonstrüksiyonunun varsayıma dayalı olduğunu kabul ediyor. Nitekim La Trobe Üniversitesi’nden Andy Herries ve Cambridge’den Aylwyn Scally gibi uzmanlar, genetik verilerin eksikliği nedeniyle sonuçlara şüpheyle yaklaşıyor. Ayrıca tarafsız hakem kuruluşlar tarafından onaylanmadığı halde gerçek gibi dünyaya sunulan bu fosil, bilim dünyasının önde gelen diğer evrimcileri tarafından da ikna edici bulunmuyor. 

 

Örneğin bu çalışma hakkında;

  • “La Trobe Üniversitesi'nden arkeolog Andy Herries, SONUÇLARA İKNA OLMADIĞINI ve genetik analizlerin fosil şeklinin "her zaman insan evriminin mükemmel bir göstergesi olmadığını" gösterdiğini söyledi.

  • Cambridge Üniversitesi'nde evrimsel genetikçi olan Dr. Aylwyn Scally, BBC News'e yaptığı açıklamada, çalışmanın sonuçlarının makul olduğunu ANCAK KESİN OLMAKTAN UZAK OLDUĞUNU VE EMİN OLMAK İÇİN DAHA FAZLA KANITA İHTİYAÇ DUYULDUĞUNU söyledi.

  • "BU TABLO BİZİM İÇİN HALA OLDUKÇA BELİRSİZ, bu nedenle bu araştırmanın sonuçları diğer analizlerle, ideal olarak bazı genetik verilerle desteklenirse, O ZAMAN BU KONUDA GİDEREK DAHA FAZLA GÜVEN DUYMAYA BAŞLAYACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM" dedi.

  • Uzmanlar, BULGULARIN TARTIŞMALI OLMA İHTİMALİNİN YÜKSEK OLDUĞUNA VE BELİRSİZLİKLERE DİKKAT ÇEKTİ.  Avustralya Griffith Üniversitesi, Avustralya İnsan Evrimi Araştırma Merkezi Direktörü Michael Petraglia, bu iddianın aynı zamanda insanların Afrika'dan yayıldığına dair uzun süredir devam eden varsayımları da BULANDIRDIĞINI söyledi. “…JÜRİ HENÜZ KARARINI VERMEDİ. SANIRIM BİRÇOK SORU GÜNDEME GELECEK," dedi.  https://www.cbsnews.com/news/ancient-skull-could-rewrite-human-evolution-timeline-study/?utm_source

  • Paleontolog Ryan McRae: ARAŞTIRMACILAR SINIFLANDIRMAYI DESTEKLEYECEK KADAR YETERLİ VERİYLE ÇALIŞMAMIŞ OLABİLİRLER.”   https://www.smithsonianmag.com/smart-news/scientists-reconstruct-a-million-year-old-skull-and-suggest-it-could-rewrite-our-timeline-of-human-evolution-180987419/?utm_source=chatgpt.com 

Rekonstrüksiyon Aldatmacası

Öte yandan, evrimci paleontolog ve fiziksel antropologların kemik parçalarını bir araya getirilip birleştirilmesi esnasında sık sık başvurduğu Rekonstrüksiyon uygulaması, tartışmalı ve şaibeli bir yöntemdir çünkü bu yöntemle hiçbir bilimsel dayanağı olmadan hayali sonuçlar elde edilebilmektedir, başka bir deyişle algı için gereken ‘insansı’ maymunlar atölyelerde üç boyutlu yazıcılarla kolayca üretilebilmektedir.

“Makale, Yunxian fosillerinde eksik zigomatik KEMİKLERİN SONRADAN EKLENDİĞİNİ KABUL EDİYOR. Bu, yüz biçimini değiştiren kritik bir müdahale olup, çalışmanın bilimsel güvenilirliğini sorgulatıyor.”

Evet, yanlış duymadınız: HİÇ OLMAYAN EKLEMELER YAPILMASI. Oysa elmacık kemikleri yüzün biçimi, çene kas bağlantıları gibi pek çok detayı değiştiren kilit yapılardır; bunlar yokken uydurma parçalarla yaratılan “düz yüz” modeli artık restorasyon değil, açıkça sipariş bir üretimdir.

Makalede bu gerçek şöyle ifade edilmektedir:

“Yeniden yapılama sonrasında fosilde elmacık kemerlerinin yalnızca küçük kısımları ve eksik orta kesici dişler BULUNMUYOR. Koyu kahverengi ile gösterilen zigomatik kemik ve sol maksillanın ucu, Yunxian 1'in elemanlarının dahil edilmesiyle EKLENDİ ve YENİDEN YAPILANDIRILDI.”(The phylogenetic position of the Yunxian cranium elucidates the origin of Homo longi and the Denisovans: https://www.science.org/doi/10.1126/science.ado9202)

Yukarıda da değindiğimiz gibi, elmacık kemikleri, kas bağlantılarını ve kemiklerin birbiri ile ilişkisini yani yüzün biçimini belirleyen en kritik yapılardandır. Bu kemikler olmadan yapılan her türlü “tamamlama”, bilimsel bir restorasyon değil, tamamen keyfi bir modelleme olur. Böyle bir müdahale artık fosilin özgün parçalarını bir araya getirmekten çıkıp, İSTENEN SONUCA GÖRE BİR KAFATASI ÜRETMEK anlamına gelir ki Yunxian fosillerinde de yapılan tam olarak budur.

Özetle: 35 yıl önce bulunmuş, ezilmiş, parçalanmış ve kimi bölümleri eksik bir fosil, gerçeği yansıtmayan yöntemlerle yeniden şekillendirilmiş; ardından bu yapay biçimlendirme üzerinden yarı insan–yarı maymun görünümlü bir model oluşturulmuştur. Üstelik bu modele, tamamen varsayıma dayalı biçimde burun, yanak ve kas gibi yumuşak dokular eklenmiş; sonunda gerçekte var olmayan bu “yarı insan–yarı maymun” tiplemesinin illüstrasyonu hazırlanarak aşağıdaki aşamalarda görüldüğü gibi kamuoyuna gerçek gibi sunulmuştur.

 

Evrim Skandallarının Ortak Noktası: Neden Hep Çin Laboratuvarları?

Bu sorunun cevabı oldukça açıktır: “Araştırmalara verilen Yüksek Meblağlı Teşvik ve Fonlar”

Çin hükümeti, evrim teorisini resmî ideoloji olarak benimsemekte ve evrim odaklı yürütülen tüm araştırmaları milyarlarca dolarlık ödül ve fonlarla teşvik etmektedir. Örneğin sadece 2024’de Yunxian fosillerinin de içinde  bulunduğu sözde bilimsel araştırmalara ayrılan bütçe 52 milyar dolardır.

Kaynak: National Natural Science Foundation of China (NSFC)  https://www.nsfc.gov.cn/english/site_1/index.html

Bu doğrultu da Yunxian fosilleri üzerinde çalışma yapan Feng Xiaobo isimli araştırmacı ve ekibinin de yürüttüğü bu çalışma ve sonuçlar karşılığında pek çok Çin resmi kurumu ve özellikle Çin Devlet Kuruluşu olan “Ulusal Doğal Bilim Vakfı (NSFC) tarafından “Grant 42588201 (X.N.)” numarası ile fonlandıkları görülmektedir. (Aşağıda, Science Dergisi Makalesinden)

Dolayısıyla, Çin’de evrim teorisini destekleyen “keşifler”, bilimden ziyade adeta bir gelir kapısı olarak görülmektedir. Bu yüksek teşvik ve fonlamanın diğer bir sebebi ise, Çin’in benimsediği ateizm-materyalizm ideolojisinin temeli olan evrim düşüncesinin ülke içinde pekiştirilmek istenmesidir. Örneğin bu politika çerçevesinde evrim teorisi okullarda zorunlu eğitim kapsamındadır.

Öte yandan batılı evrim savunucuları, Çin’deki bu durumu bulunmaz bir fırsat olarak görerek, evrim teorisini ayakta tutmak adına doğruluktan yoksun veya tartışmalı bulguları sorgusuz sualsiz, hevesle benimsemekte ve hızla yaygınlaştırmaktadır.

 

  • Çin, ateist ve materyalist bir ideolojiye (Marksizm-Leninizm) dayalı komünist bir devlet olduğu için, evrim teorisini yaratılış inancına alternatif olarak kabul eder. Bu sebeple Çin Halk Cumhuriyeti'nde evrim teorisi resmî ideoloji olarak belirlenmiştir ve bu alandaki çalışmalara yoğun destek verilmektedir. 

     

  • Çin’de evrim teorisi, ortaokul ve lise biyoloji müfredatında zorunludur ve evrim, biyoloji eğitiminin temel parçasıdır. Hiçbir eğitim müfredatında yaratılış fikri yer almaz.

     

  • Mao’nun, Darwin’i “Copernicus gibi bir devrimci” olarak nitelendirmesi, Komünist ideolojiyi bu paralelde şekillendirmesi ve sonraki tüm hükümetlerin de bu politikalarındaki zorunlu eğitim olarak uygulamaları, ülkedeki %90’lık kesimin sorgulamadan “evrim teorisini koşulsuz kabul  etmesinde” belirleyici olmuştur.

 

SONUÇ: “Bilim” adı altında Sürdürülen Algı Çalışması

Bu veriler ışığında yıllardır aranan hayali “ara geçiş fosili” her zaman olduğu gibi atölyede üretilmiştir. Ezilmiş, parçalanmış ve eksik kafatasları, bilgisayar ortamında yeniden şekillendirilmiş, hiç var olmayan parçalar eklenmiş, eksik yerler hayalî biçimde tamamlanmış bu da bilimsel keşif gibi kamuoyuna sunulmuştur.

Bilim adına yapılan bir çalışmada, eldeki kemikleri keyfî biçimde şekillendirmek dürüst bir yöntem değildir. Gerçek bir kanıt, farklı fosil örneklerinin, genetik verilerin ve tutarlı sonuçların bir araya gelmesiyle oluşur. Bu dürüstçe yapıldığı taktirde de fosillerin evrimi yalanlayacağı, canlıların evrimleştiği iddiasının bir aldatmacadan ibaret olduğunu ispatlayacağı ortadadır. Bu nedenle, her yeni kafatası bulgusunda, büyük bir zafer kazanmış coşkusuyla, “insan evrimine delil bulduk” yalanını, bilim adı altında allayıp pullayarak kamuoyunda algı yaratmaya çalışmak, ideolojik bir acelecilikle şekillenmiş, akıl dışı bir iddianın ötesine geçememektedir.

Dolayısıyla “evrim tarihini 400 bin yıl geriye çektik benzeri iddialar, bilimsel bir bulgudan çok, kamuoyu algısını yönlendirmeye yönelik propaganda niteliği taşımaktadır.

Bu durum, evrim söyleminin bilimsel yöntem ve ölçütlerden ziyade ideolojik amaçlar doğrultusunda şekillendirildiğini açıkça göstermektedir.

Sonuç olarak, Yunxian 2’nin varsayıma dayalı rekonstrüksiyonu, bilimsel bir keşiften çok kamuoyunu etkileme çabasıdır. Bu tür tartışmalı yöntemler, evrim teorisinin bilimsel temellere değil, ideolojik bir söyleme dayandığını bir kez daha göstermektedir.

 

 

Kaynaklar